Yeniden Kardeşlik
Yaşadığımız gezegende daha güzel bir gelecek için biz müminleri bekleyen sorumluluklar belli olmakla birlikte, bu sorumlulukların üstesinden gelebilmenin temel dinamikleri nelerdir sorusu önemini hala korumakta ve cevap beklemektedir.
Sorumluluğumuz gereği sefer bilinci ile hayatı sürekli sorgulamak zorundayız
Savrulmalara karşı sahih bir çizginin, sağlam bir duruşun ve sağlıklı bir mücadelenin sürekliliği için istekli ve ısrarcı olmak durumundayız
Günübirlik gelgitler içinde görece başarılar veya gürültüsü çok, görüntüsü güzel, oyalayıcı uğraşlar yerineBakiyyatus-Salihat / Kalıcı İyilikler üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor
Burada münferit çabalardan ziyade müşterek yükümlülüklerde muhtaç olduğumuz yeni bir ruh, etkin bir aksiyon nasıl yakalanabilir, sorusu önemlidir
Bireyselleşme ve dünyevileşme bataklığına düşmeden fonksiyonel bir kardeşlik atmosferinde, aktif bir mücadelenin öznesi olabilmek ciddi bir duyarlılık ve dayanışmayı zaruri kılıyor
Özgün ve özgür bir yaşamın, adil bir dünyanın inşası için öncelikle kendi iç dinamiklerimizi doğru belirlemek ve bunlarla bilenmek ve bilinçlenmek zorundayız. Evet, bizi bir arada tutan ve geleceğe taşıyacak temel özelliklerimizi doğru belirlemek ve bunları sürekli beslemek mecburiyetindeyiz
Yoksa kendini yenilemeyen zamana yenik düşer. Yürümeyen yozlaşır
Bekleyen biter
Erteleyen erir...
Peki, bu temel dinamikler nelerdir?
Güvenilirlik
Mümin, imanın gereği olarak güvenen ve güven verendir
Çağımız insanının en büyük sorunu; güvensizlik ve yalnızlık psikozudur
İşte böylesi bir dünyada güvenin adresi olacak gönüller lazım
İnsanlığı çağıracağımız bir güvenlik koridoru açmamız gerekiyor
El-Eminin ümmeti olarak ancak eminliğimizle insanlığın aradığı emnü emanı sunabiliriz
Bunun içinde öncelikle bizde bir özgüvenin oluşması gerekir
Özgüven olmadan karamsarlık, kararsızlık ve kafa karışıklığından kurtulmak mümkün değildir
Evham, vesvese, korku, kaygı ve kuşku ancak özgüvenle aşılır
İkinci olarak karşılıklı güven
Bizi bir arada tutan temel dinamik güvendir
Kalıcı kardeşliklerin, uzun soluklu mücadelelerin güvencesi karşılıklı iç güvendir
Son olarak her türlü güveni temellendirmenin esası Allaha güvendir
Allahın yeterliliğinde karar kılmaktır.
Gönüllülük
Mücadelenin ikinci sacayağı gönüllü olmaktır
Yani içtenlik ve istekliliktir
Yoksa gönüllülük keyfilik değildir
Canının istediği gibi hareket etmek değildir
Muhayyerlik değildir
İnanarak, benimseyerek, önemseyerek öne çıkmaktır
Hayırlarda yarışı önde bitirme azim ve kararlılığıdır
Uhud günü, Allah Resulünün Bu kılıcın hakkını kim verir? sorusuna Ebu Dücanece, bir duruşla Ben diyebilmektir
Yani sorumluluk bilinci ile, ağırdan alma yerine aktif bir ruhla öncülüğe davranmaktır
Güçlülük
Çoğu zaman haklı olmamız yetmiyor, şayet hakkı ayakta tutacak bir gücünüz yoksa istiskale, istihzaya, istihfafa maruz kalırsınız
Caydırıcı bir gücünüz yoksa, akli ve nakli delilleriniz duyulmaz ve görülmez olur
Hatta hakikatin nasıl sulandırıldığını ve boğulduğunu görürsünüz
Bu bakımdan güçleneceğiz ama gücün güdümüne girmeden
Kontrolsüz bir güce evirilmeden
Özellikle örgütlü bir güç
Örgütlenmeden özgüven kazanamazsınız
Örgütlenmeden önünüz açılmaz
Örgütlenmeden özgürleşemezsiniz
Örgütlü bir güçle küresel münkere karşı direnebiliriz.
Şuna dikkat etmek durumundayız; örgütlü olmak ama örgütçü olmamak
Gayretlilik
Kabiliyetli olmak yetmez kararlılık olmadıktan sonra
Haklı olmakta yetmez hareketlilik yoksa
İnandığımız doğrular ve değerler için doğrulmadan, direnmeden nereye varabiliriz? İki günü birbirine denk olanların dünyasında her gün yeni güne ne yükleyebilirim? hedefine odaklanmalıyız
Evet, önce gayeli sonra gayretli olmak
Gevşemeden, gevelemeden, geçiştirmeden, geleceğe kararlı adımlarla yürümek
Yüksünmeden, yılmadan, yese düşmeden, yenilgi psikozlarına girmeden
Yeniden, yine, yeni başlangıçlar için
Eylem, emek ve illaki edep diyerek
Atalete, rehavete, gaflete, kasvete prim vermeden
Tenbelizm, konforizm, tatilizm, hedonizm tuzaklarına ve tutsaklıklarına takva ile korunarak seferi sürdürmek bize düşer
Görevlilik... Bu sorumluluk bizim için ne bir fantezi, ne bir faraziye, ne de bir formalitedir
Farzların farzı diyebileceğimiz görevler bizi bekliyor
Bunu ancak görev bilinci ve inancı ile kaldırabiliriz
Sosyal ve kültürel bir etkinliğin ötesinde Salih Amel sorumluluğu ile hareket ederiz
Çünkü biz mükellefiz ve muvazzafız
Muhayyer değiliz
Sağına soluna bakmadan Kimse yoksa ben varım diyebilmektir
Görev bendedir
Yeryüzü bana emanet
Arzın halifesi olma şerefi bana tevdi edildi bilinci ile gayrete gelmek
İşte (5G) diye özetleyebileceğimiz bu dinamiklerle birbirimize tutunup güzel bir geleceğe yürüyebiliriz
Yoksa dünde kalırız
Kayboluruz
Ramazan Kayan.