www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => SAĞLIK PİSİKOLOJİ VE KİŞİSEL GELİŞİM => Psikoloji Kişisel Gelişim => Konuyu başlatan: türkiyem - Ocak 24, 2023, 02:57:12 ÖS

Başlık: Kronik Mağduriyet
Gönderen: türkiyem - Ocak 24, 2023, 02:57:12 ÖS
Kronik Mağduriyet

Hayat, çoğu zaman kağıdın üzerindeki bir doğru parçası gibi dümdüz ilerlemez. Her şeyin rast gittiği dönemler olabileceği gibi kendimizi çaresiz, güçsüz, umutsuz, kontrolsüz hissettiğimiz günler de olabilir. Bu da son derece normaldir. Fakat bu duygu durumu zaman içerisinde birçok tekrar sonucu kendimize dair kemikleşmiş bir inanca dönüşmüşse artık hayatımızdaki tüm yapıp etmelerimize sirayet etmeye başlar. “Çaresiz hissediyorum.” ile “Çaresiz biriyim.” cümleleri arasında dağlar kadar fark vardır. Birinde geçici bir duygu durumunu kastediyorken diğerinde hayatın tamamına yayılmış hastalıklı bir yaklaşımı kastederiz.

Kronik mağduriyet (kurban) de birçok inancın kemikleşmesi ile oluşan ve kişinin seçimlerini, doğrudan etkileyen bir hâletiruhiyedir. Kronik mağduriyet psikolojisinin temel bileşenleri arasında çaresizlik, güçsüzlük, değersizlik, aşağılık kompleksi, başkalarını suçlama, kendine acıma, duygularından kaçınmak için bağımlılıkları kullanma, başarısızlıkları için bahane üretme, farkında olmadan kendini sabote etme gibi duygu, düşünce ve tutumlar vardır.

Kronik mağduriyet aynı zamanda yeni mağduriyetleri de hayatınıza çekmek için zemin hazırlar. Hayatınız kurtarıcı ya da zorba karakter yapılı kişilerden oluşur ve zamanla çaresizlik, güçsüzlük inançlarınız pekişir.

Kronik Mağdur Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

• Başınıza gelenler için neden ben diye sorarsınız.

• Dış dünyanın size karşı olduğu, istediklerinizi vermeyeceği ve dirençle karşılaşacağınıza dair inancınız vardır. Bu inanç, sizi bir şeyleri denemekten alıkoyar ve çaresizliği deneyimlersiniz.

• Hayatınızın kontrolü sanki sizin elinizde değil gibidir. Her an biri gelecek veya bir şey olacak, hayatınız da bu şekilde altüst olacak kaygınız vardır.

• Hedeflerinizi daima düşük tutar ya da onlara ulaşma konusunda çeşitli bahanelerle kendinizi sabote edersiniz. Bazen en büyük rakibinizin yine kendiniz olduğunu düşünebilirsiniz. Böylece başarısız biri olduğunuza dair benlik inancınız pekişir.

• Her konuda bahaneler üretirsiniz. Sorumluları daima dışarıda ararsınız. Bahane, asprin gibidir. Geçici bir rahatlama sağlar fakat asla ağrının nedenini ortadan kaldırmaz. Burada da bahane, o konu hakkında gerçek bir sorumluluk almanızı engeller. Böylece kurban psikolojisi giderek güçlenir.

• Bahanenin en iyi arkadaşı suçlamadır. Birlikte gezerler. Kendi hatalarınız, ihmalleriniz, sorunlarınız ve başarısızlıklarınız nedeniyle genellikle başkalarını suçlarsınız.

Yaşadığınız kötü hayatın nedeni de hep başkalarıdır. Çiftler arasında duymaya alışık olduğumuz bir cümle “Senin yüzünden mutsuzum.” bir kronik mağdur cümlesidir. Yine “Senin yüzünden başarısızım.” cümlesi de hakeza öyle. Birini kendimizle ilgili bir durum hakkında suçladığımıza aslında kendimize büyük bir kötülük etmiş, tüm gücü ve hayatımızın iplerini farkında olmadan karşıdaki tarafa vermiş oluruz.

• Etrafınızda daima becerikli, sizi çekip çeviren, sizin adınıza sorumluluklarınızı alan birine ihtiyaç duyarsınız.

• Hayatınızda krizlerin üst üste geldiğini deneyimlersiniz.

• Genelde bir durum karşısında tek seçenekli düşünmeye yatkın olduğunuzu görürsünüz. Eğer bir kapıdan ret cevabı almışsanız başka kapıları denemeyi gereksiz görürsünüz. Ya da hiç adım atmadan “Zaten buradan bir sonuç çıkmaz, bir şey elde edemem.” gibi öğrenilmiş çaresizliği çağrıştıran cümleler kurarsınız.

• Kendinizi içten içe sürekli yetersiz hissedersiniz. Ne yaparsanız yapın, sanki o içinizdeki kara delik bir türlü dolmayacak gibidir. Yetersizliğin bir diğer kanadı olan mükemmeliyetçilik tutumları da hayatınızda yaygın olabilir. Mükemmeliyetçilik, sizi eyleme geçmekten alıkoyabilir. Gereksiz detaylarla zaman kaybederek asıl meseleyi kaçırmanıza ve sonrasında başarısız bir pozisyona düşmenize hizmet edebilir.

• Kendinize acınmasından ya da acınacak, mağdur durumlara düşmekten içten içe bir keyif almaya başlarsınız. Ancak böyle zamanlarda durum ne kadar kötü bile olsa ilginin üzerinizde toplandığını ve sevildiğinizi deneyimlersiniz. Sizin için sevgiyi almanın tek yolu mağdur olmak olabilir.

• Kendinize içten içe düşük bir öz saygı besler, bazı hususlarda öz güvensiz hissedersiniz. Kurban karakter her zaman karşımıza bir köşede zayıf, güçsüz, içine sinmiş bir biçimde ortaya çıkmayabilir. Bazen üst düzey meslek gruplarında ya da yüksek statülerde bulunan kişilerle de görülebilir. Kurban bilinci dışarıdaki koşullarla ilgili bir durum değildir, daha çok içinizdeki dünya ile ilgilidir.

İçimizdeki Kronik Mağdur (Kurban) Nasıl İyileşir?

Kurban örüntüsü yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi birçok sacayağından oluşan ve birbirini besleyen karmaşık bir yapıdır. İyileşme sürecinde de benzer bir tablo görebiliriz. Birçok koldan bir değişim ve dönüşümü talep eder. Fakat en temel dönüşüm herhâlde “Hayatımdan ben sorumluyum.” düşüncesidir. Kişi, bir kez bu düşünceyi merkezine aldıktan sonra geri kalan safhalar paradigmanın üzerine inşa edilebilir.

“Hayatımdan sorumluyum.” dediğimizde zihnimizdeki çok temel bir yazılımı değiştiririz.

Artık bahaneler ve suçlamalar hayatımızdan çekilir, yerine o anki kaynaklarımıza göre yapabileceklerimiz ve değiştirebileceklerimiz gündeme gelir. Bu, artık hayatınızın arka koltuğundan direksiyona geçmek demektir.

Yine değişimin en önemli unsurlarından biri de farkında olmaktır. Beynimizi otomatik pilottan çıkarıp olan biteni anlamlandırma yönünde bilinçli bir gayrete ihtiyaç vardır.

Özellikle kurban bilincini besleyen çaresizlik, güçsüzlük, yetersizlik, suçluluk ya da suçlama gibi güçlü duygu, düşünce ve inançları bir psikoterapi süreci ile yeniden ele almak, bu iklimi oluşturan anıları işlemek kurban örüntülerinin kırılmasını sağlar. Bu süreçte çaresizliği girişkenliğe ve kararlılığa, kendine acımayı öz saygıya, suçluluğu affetmeye, başkalarının onayını almayı içsel bir onay alma mekanizmasına dönüştürmek için çalışmalar yapılır. Böylece kendinizle ve çevrenizle barışık, sağlıklı sınırlar koyan, sorumluluklarının bilincinde, potansiyeline daha yakın bir hayat sürmeniz ve amaçlarınız çerçevesinde hayata kapı aralamanız mümkün hâle gelir..

Cihan Uluç

Psikolog/Psikoterapist

RADYO  FANİDUNYA FM.
www.fanidunya.net