www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT => KÖŞE YAZARLARI - KARMA => Zeki - Nureddin Soyak => Konuyu başlatan: türkiyem - Mayıs 10, 2024, 08:51:01 ÖÖ

Başlık: O’nun Rızası İçin
Gönderen: türkiyem - Mayıs 10, 2024, 08:51:01 ÖÖ
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)

O’nun Rızası İçin

Rabbimiz buyurdu ki;

“O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır.” (Bakara, 22)

Rabbimiz yeri ve göğü içindekilerle beraber insana vakfetmiştir.  İnsana da bu bahşettiklerinden sürekli infak etmesin istemiştir. Peygamberler başta olmak üzere, gönül insanı vakıf adamlar, varını yoğunu Allah yolunda vakfetmişlerdir. Hz. Ebubekir varlığının tamamını, Hz. Ömer yarısını, Hz Osman da kıtlık zamanın da gıda yüklü kervanın tamamını bağışlamıştı, fi sebilillah. Ve ismini sayamayacağımız niceleri. Çünkü onlar akıllarını kullanmış, bakiyi faniye tercih etmişlerdir.

Rabbimiz buyurdu ki;

“O Allah, sizin için yeryüzünü bir döşek, bir beşik, durulacak bir yer, bir sergi yaptı ve size boyun eğer kıldı. Sizin için göklerde ve yerde olan her şeyi, güneşi ayı, geceyi gündüzü, denizleri, gemileri, nehirleri, hayvanları sizin emrinize verdi.”

İnanan inanmayan tüm insanlara ve tüm diğer canlılara karşılıksız veren, sayısız nimetler bahşeden Yüce Allah Rahmandır, Vehhâb (Her türlü nimeti karşılıksız bol bol veren), Razzâk (Yaradılmışlara faydalanacakları şeyleri ihsan eden), Latîf (İnce ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar lutfeden), Mukît (Her yaratılmışın azığını veren), Kerîm (Keremi bol olan), Vedûd (Sevgi kaynağı olan, iyileri hep seven ve sevdiren), Kayyûm (Her şeyi ayakta tutan, ayakda durabilmesi için ihtiyacı olan her şeyi bahşeden) Velî (İyilere hep dost olan), Vekîl (İşleri en güzel ve mükemmel bir biçimde planlayıp icra eden), Berr (iyilik ve ihsanı bol olan), Ğanî (Çok zengin ve her şeyden müstağni olan), Nâfi' (Hep hayır ve faydalı şeyleri yaratan) dır.

"Ben, bu irşad görevime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir" diyen peygamberler de gönül insanı vakıf adamlarıdır. Gönül insanı vakıf adamı, sahip olduğu şeyleri insanlığın hizmetine sunan kişidir. Allah ve peygamberinin ahlakıyla ahlaklanmaya çalışan insan gönül insanı vakıf adamıdır.

Gönül insanı olmadan, vakıf insan olunamaz. Gönül insanları en zengin insanlardır.

Sürekli verirler ama ne sevgileri ne de verecekleri biter. Gönül insanı, Rabbinin rızasından başka hiçbir şeye talip değildir. O’nun rızasına ulaşmak için veremeyecekleri hiçbir şey yoktur. Vakıf adamı hizmet gönüllüsüdür, hizmetleri gönülden yapar, fakat kendini hizmetlere zorunlu hisseder. İşi sadece gönlüne bırakmaz.

İslam medeniyeti, kendini insanlığın hizmetine adamış, vakıf insanlar yetiştirmiş ve yetiştirmeye de devam etmektedir. Bu insanlar bulundukları yerin yardım ve infak. Sevgi ve muhabbet merkezi olmuşlardır.

Gönül insanı vakıf adamın dünyası, sevgi, muhabbet, şefkat, merhamet, diğergamlıkla doludur.  Yaradılanı yaradandan dolayı seven bir gönüle sahiptir.

Gönül insanı vakıf adamlar, nereye bakarsa hizmet nazarıyla bakarlar. İnsana baksa insana, hayvana baksa hayvana, tabiata baksa tabiata nasıl hizmet edeceğinin hesabını yapar. Bu anlayıştan dolayıdır ki, Osmanlı da insana hizmetten, hayvana ve tabiata hizmete varıncaya kadar binlerce vakıflar kurulmuştur.

Fransız Comte de Bonneval, Osmanlı topraklarında gördüklerini şu şekilde dile getirmekten kendini alamamıştır: "Osmanlı Ülkesinde verimsiz ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler görmek mümkündür." Gönül insanı vakıf adamlara hizmet delisi diyebilirsiniz. Onlar hizmetle yatar hizmetle kalkarlar. Onlar için zaman ve mekân önemli değildir. Allah için nerede bir hizmet var oraya koşarlar.

Gönül insanı vakıf adamlar;  öğretirken öğrenir, yedirirken doyar, içirirken kanar, giydirirken ısınır, tedavi ederken şifa bulur, yetim başı okşarken huzur bulur. Onlarda bıkkınlık ve yorgunluktan eser bulamazsın. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle hizmetten hizmete koşarlar. Onların bu halini gören vasat insanlar, bu duruma bir türlü anlam veremez de, kimi lehde kimi aleyhte ileri geri konuşurlar. Kimileri de neredeyse insanüstü varlıklar olduğuna bile inanmaya başlarlar.

Rahmetli babam Zeki Soyak hocaefendi anlatmıştı: Soğuk bir kış günü sabah namazına giderken soğukta titreyen bir merkep görür. Eve döner bir kilim alarak üzerine örter.

Bunun üzerin hayvan şefkatle babama bakar. Rahmetli babam “O soğuk günde tüm vücudumun bir anda ısındığını hissettim.” demişti.

“Ya Rasululah hayvanlara yaptığımız iyiliklerden dolayı bize sevap var mı?” diye soran ashabına “Her canlı için yaptığınız iyilikten dolayı size sevap vardır” buyurmuştur, nitekim bir köpeğe iyiliğinden dolayı bir adamın cennete, aç bırakarak bir kedinin ölümüne sebep olan kadının da cehenneme gittiğini haber vermiştir.

Rabbimiz buyurdu ki;

“Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.” (Enbiya, 16)

Müslümanlar dedikoduları, ne dünyaya ne de ahirete faydası olmayan, boş şeylerle uğraşmayı bırakıp, dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak işlerle uğraşmalıdır. Bunları da sırf Allah rızası için yapmaya gayret etmelidir. Dünyevi çıkar ve menfaatlerin, dünyevi kaygı ve endişelerin fırtınalarında oradan oraya savrulan insanlardan, ne gönül insanı ne de, vakıf adamı olur. Onlar basit birkaç hizmetle hem kendilerini ve hem de çevrelerini avutmaya çalışırlar.

Muhteşem bir vakıf medeniyeti kurmuş bir Rasulün ümmeti, muhteşem bir vakıf medeniyeti kurmuş bir neslin torunları olarak bizlere yakışan, insanlığa hizmettir. “Halka hizmet, hakka hizmettir” anlayışıyla, imandan mahrum olanlara iman, ibadetten mahrum olanlara ibadet, ahlaktan mahrum olanlara ahlak, insanlıktan mahrum olanlara insanlık, hürriyetten mahrum olanlara hürriyet, temel ihtiyaçlardan mahrum olanlara da temel ihtiyaç ulaştıracak müesseseleri kurup en güzel şekilde, hizmet etmekle mükellefiz.

Rabbimiz yoluna, dinine uygun şekilde, ihlâs ve samimiyetle nefislerini bulaştırmadan hizmet edenlerin yar ve yardımcısı olsun. Gönül insanı vakıf adamı nasıl olmalı?

"Şefkat ü merhamette güneş gibi ol!
Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol!
Sehavet ü cömertlikte akarsu gibi ol!
Hiddet ü asabiyette ölü gibi ol!
Tevazu ve mahviyette toprak gibi ol!
Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol!"

Mevlana.

Nureddin Soyak

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.