Gönderen Konu: Eşler Arası Tartışma Ahlakı  (Okunma sayısı 95 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Eşler Arası Tartışma Ahlakı
« : Ağustos 16, 2020, 05:13:32 ÖÖ »
Eşler Arası Tartışma Ahlakı

Kul hakkı denilince aklımıza ilk eşimiz gelecek:

Çünkü ömür boyun en fazla kiminle vakit geçirdiysek, en çok kiminle insani münasebetler kurduysak, en fazla kiminle oturup kalktıysak, kiminle yaşadıysak ona dair bir kul hakkı dosyası ile karşılaşacağız. Öyleyse otuz yıllık, kırık yıllık, elli yıllık evlilik demek, aynı zamanda kıyamet günü karşımıza çıkacak en kalın kul hakkı dosyası demektir.

Müslümanlık kalitemiz eşimizle kavga ettiğimizde belli olur:

Yıllarca aynı evin içerisinde yaşayan insanlar ister istemez bir takım anlaşmazlıklar, tartışmalar ve kavgalar yaşayacaktır. Ancak asıl önemli olan eşlerimizle kavga ve tartışmalarımız esnasında da sabrımızı, ahlakımızı ve Allah korkumuzu muhafaza edebilmektir. Çünkü gerçek Müslümanlık kalitemiz ve ahlakımız eşlerimizle yaşadığımız kavgalarımız ve tartışmalarımız sırasında belli olacaktır.

Gereksiz tartışmalardan kaçınacağız:

Efendimizin (s.a.s.), “Kim haklı olduğu halde münakaşayı ve tartışmayı terk ederse ona cennetin ortasında bir köşk vardır” (İbn Mace) nebevi müjdesi gereği, eşlerimizle yaşadığımız anlaşmazlıklar sırasında temel prensibimiz, konuyu karşılıklı laf atışmalarına çevirebilecek, ağzımızdan kırıcı cümlelerin dökülmesine sebep olabilecek tartışmalardan kaçınmaktır. Haklı da olsak dinimize ilgili olmayan konularda aile içinde karşı tarafın kalbini kırabilecek tartışmalardan kaçınmak, mümin kimliğimizin gereğidir. Unutmayalım ki çok tartışmak, bir mümin özelliği değildir.

Özür ve helallik için ilk adımı biz atacağız:

Efendimizin cennetlik eş olarak tarif ettiği, “Eşiyle tartıştığında, öfkelendiğinde veya kendisine kötü davranıldığında; işte elim senin elinin üzerindedir, sen razı oluncaya (barışıncaya) kadar uyku uyumayacağım” (Taberani) diyen eş modeli hem erkekler hem de kadınlar için geçerli muhteşem bir Müslüman şahsiyet portresidir. Unutmayalım ki eğer birisinden özür dileyecek veya helallik alacaksak buna en layık ve en öncelikli olanlar yıllarca aynı yastığa baş koyduğumuz eşlerimizdir. Eşinden özür dilemek ve onun gönlünü tekrardan kazanmak ise ancak kaliteli Müslümanların yapabileceği bir iştir.

Eşimize karşı sabretmeyi bir nafile ibadet olarak göreceğiz:

Eşler olarak birbirimizin artık değiştiremeyeceğimiz ve bir ahlak haline gelmiş kötü huylarına sabretmek, mümin erkeler ve kadınlar için paha biçilmez mükâfatların elde edileceği nafile bir ibadet gibidir. “Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Eyyüb (a.s.) gibi mükâfatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaplara kavuşur” (Gazali).

Tartışacağız, konuşacağız ama asla küs kalmayacağız:

Efendimizin (s.a.s.), “Bir müminin üç günden fazla küs durması helâl değildir. Kim bir yıl küs kalırsa küstüğünün kanını dökmüş gibidir” (Ebu Davud) nebevi uyarıları, eşler olarak birbirimizle olan münasebetlerimizde de geçerlidir. Eşlerimizle yaşadığımız sorunları çözmeden, tartışmaları bir sonuca bağlamadan küs kalarak geçirdiğimiz her vakit, yuvamızın sarsılması ve yıkılması için şeytana verilmiş büyük fırsatlardır.

Nazik olacaksak önce eşimize karşı nezaketli olacağız:

Efendimizin (s.a.s.), “Kardeşinle tartışmaya girme, onunla kırıcı şekilde şakalaşma ve yerine getiremeyeceğin sözleri ona verme” (Tirmizî) uyarıları, aile içi münasebetlerimiz için de aynıyla geçerlidir.

Aile içinde çıkan tatsızlıkların birçoğunun aşırı tartışmalarımız, gereksiz ve incitici şakalaşmalarımız ve yerine getiremeyeceğimiz sözlerimiz yüzünden çıktığını asla unutmayalım. 

Kin besleyip intikam almayacağız:

Efendimizin (s.a.s.), “Bir kimse eşine kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, başka bir huyunu beğenir” (Müslim) uyarısı gereği, eşlerimizin beğenmediğimiz yönlerinden ziyade, beğendiğimiz ve takdir ettiğimiz huylarına yoğunlaşmak aile içerisindeki en önemli kurallarımızdandır. Sürekli kötü yönleri görüp, ayıp ve kusur araştırmak, devamlı tenkit etmek ve kınamak, eşlerimizle aramızdaki mesafenin büyümesine, yaşadığımız sorunların bir çığ gibi bütün hayatımızı kaplamasına yol açabilir. Unutmayalım ki mümin kınamaz, nasihat eder.

Abdülaziz Kıranşal.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41