Gönderen Konu: Allah'a Ümit ve Korku Arasında Kulluk Yapmak  (Okunma sayısı 809 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Allah'a Ümit ve Korku Arasında Kulluk Yapmak
« : Mart 01, 2017, 03:37:51 ÖS »
Allah'a Ümit ve Korku Arasında Kulluk Yapmak

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:     "Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz." (Al-i İmran; 145)

   Ruhen ve kalben daima Allah-u Zülcelal'e yalvarıp Allah-u  Zülcelal'den istememiz lazımdır. O'nun şefkati ve merhameti çoktur.

   Önümüze maddi yada manevi, zor bir şey geldiğinde, bu işi ben yapamıyorum bu benim işim değildir. Çok zor bir iştir, ben yapamıyorum diyoruz. İşte o anda:  "La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim" dediğimiz zaman, Allah-u Zülcelal, kolaylık verecektir. Benim bu günahtan kaçınmaya veyahutta bu işi yapmaya, kuvvetim yoktur, Allah-u Zülcelal'in ibadetini veya bu dünya işini yapmaya kuvvetim yoktur. Ancak o azim olan Allah-u Zülcelal'in kuvvetiyle bunu yapabilirim, dediğimiz zaman, Allah kuvvet ve kolaylık verecektir.

    Allah-u Zülcelal'i bu şekilde tanımamız lazımdır. O'nu Azim ve Kerim olarak, nefsimizi de zayıf ve aciz olarak tanırsak, Allah'ın yardımı ile herşey, kolay olur İnşaallah. Birisi bize küfür söylese, ya da zarar verse, o zaman ben de ona zarar vereyim, desek bu olur mu? Tabi ki olmaz! Sen ne gidip de ona zarar vereceksin. Allah'a havale et. Allah bakarsın ki, ne yapacak! Yeterki senin için ve dışın Allah ile olsun. Allah'ı tanımadığımız için, kendi kuvvetimize, zayıf olan bünyemize güveniyoruz. Kendimize güvenmememiz lazımdır. Allah-u Zülcelal'in kuvvetine güvenmemiz, maddi ve manevi olarak O'na teslim olmamız, O'ndan yardım ve kuvvet istememiz lazımdır.

     Bazı insanlar, maneviyat nedir ki diyor. Maneviyat; zahiri âzâların gıdasıdır. Maneviyat olmadığı zaman, el sadakaya gitmez, ayak camiye gitmez, göz harama, kapanmaz. Dinimiz zahirdir. Bunlar olmazsa dinimizin emirleri de yerine gelmez.

     Bu gibi zahiri olan âzâların sevapları ve ibadeti, maneviyata bağlıdır. Maneviyat, ruh ve kalp sağlam olmadığı zaman, mutlaka onlar da günaha gidecektir. Nasıl ki zahiri azâlarımız ruhla ayakta duruyor, yürümek, ellerimizi kaldırmak, indirmek, bunların hepsi ruha bağlıdır. İbadet de günahlardan muhafaza olmakda ruhun ve kalbin sıhhatli olmasına bağlıdır. Bunun için, Allah-u Zülcelal'e ümit ve korku arasında kulluk yapmamız lazımdır.

    Reca nedir? Çok fakir, çok muhtaç, hiç bir şeyi olmayan, açlıktan ölecek şekilde olan bir fakir, bir şeyler almak için bir zenginin kapısına gidiyorsa, bizler de kalbimizi Allah'ın merhametine, lütfuna, şefkatine karşı böyle açacağız ve daima O'ndan isteyeceğiz. Bunu manevi olarak yapacağız, o zaman hiç kimse bilmez, hiç kimsenin haberi olmaz. Korku ise;

Allah-u Zülcelal'den, O'nun azabından ve mekrinden korkmaktır. İnsan korku içinde de olmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

   "Üç kimse vardır ki, gözleri cehennem ateşini görmez:
 
Allah yolunda gece nöbet bekteyen göz.

Allah korkusundan ağlayan göz.

Allah'ın haram kıldığı şeylere bakmayan göz." (Taberani)

    Bakınız Allah korkusu, Allah-u Zülcelal katında ne kadar kıymetlidir. Ahmed el-Hallac isminde bir zat vardı. Dünya yönünden biraz fakir idi. Onun salih bir annesi vardı. Annesi ona birgün dedi ki: "Ey Ahmed! Ne zamana kadar böyle fakir olacağız? Halimiz kötü, perişanız!" Annesine üzüldü ve evinin bir köşesine çekilip, Allah'a yalvardı, dua etti: "Ya Rabbi, eğer ahirette benim bir nasibim varsa, ondan bir şey biraz bize gönder." dedi.

    Baktı ki evin köşesinde bir nur göründü ve kayboldu. Baktı ki yerde kerpiç şeklinde altın var. Annesine teslim etti ve çarşıya gitti. Annesi de bunu nerede bozduracağız  diye düşünerek yattı ve uykuya daldı. Rüyasında kıyametin koptuğunu gördü. Ortada çok güzel bir bina vardı, melekler: "Bu Ahmed el-Hallac'ın binasıdır." diyordu.
    "O kim, benim oğlum mu?"  diye sordu. "Evet senin oğlundur." dediler. Annesi içine girdi, baktı, dolaştı. O binanın içinde ki karyolanın bir ayağı yoktur. "Bu yatağın ayağı niye eksik!" diye sordu. Melekler: "Siz istediniz, bizde size gönderdik!" dediler. Kadın uyandı. Oğlu gelince: "Oğlum ben pişman oldum. Kusura bakma, özür diliyorum, böyle bir rüya gördüm." dedi ve rüyasını anlattı.

    Bazı insanlara Allah-u Zülcelal hakikaten, dünyalık nimetlerini mükemmel olarak (Ahmed el-Hallac'ın karyolası gibi) vermek istiyor. Bazılarınınkini de biraz dünyada veriyor, çoğunu da ahirette verecek, ama eksilterek verecek. Süleyman (A.S), diğer peygamberlerden sonra cennete girecek deniliyor. Çünkü Allah-u Zülcelal ona dünyada çok fazla verdi.

    Biz Allah-u Zülcelal'e öyle borçluyuz ve Allah-u Zülcelal bize öyle hayırlar dilemiştir ki, bu hayırların en önemlisi de tevbedir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

   "Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner." (Furkan; 71)
    Ebu Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatmıştır:

   "Resulullah (S.A.V) buyurdular ki:"Allah Zülcelal cenneti yarattığı zaman Cebrail'e:"Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete baktı ve: Ey Rabbim! Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek! Herkes ibadet yaparak kendisini ona müstahak edecek!" dedi. Allah Zülcelal  cennetin etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra:"Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da:"Korkarım, ona  hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratınca, Cebrail'e:"Git, bir de, şuna bak!" buyurdu. O da gidip  ona  baktı ve:"İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse günah işlemeyip ona girmeyecektir!"  dedi. Allah Zülcelal de onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da:"Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman şöyle dedi:

"İzzetine yemin olsun, tek bir kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum!" (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

   İşte cennetin etrafı hep nefsin istemediği şeylerle doludur. Kim pehlivansa, o engelleri aşıp cennete girecektir. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, nefsin arzuları cehenneme yakın olan şeylerdir. Onun için daima nefse muhalefet etmemiz lazımdır. Dünyada ve ahirette selametli olmak için, böyle yapmak lazımdır.

   Allah-u Zülcelal'in emir ve nehiylerinde daima insan için ferahlık vardır. İnsanın çaresi Allah-u Zülcelal'e tevbe etmektir. Çünkü insan, peygamber değilse eğer, mutlaka hata sahibidir. O hatadan temizlenmek için, Allah-u Zülcelal'in merhamet kapısı olan tevbe kapısına gitmelidir. Tevbe, imandan sonra Allah-u Zülcelal'in en büyük nimetidir. İbn-i Abbas'ın anlattığına göre, kul günahından tevbe edince Allah da onun tevbesini kabul eder. Ayrıca amel defterini tutan meleklere yazmış oldukları günahları unutturur. Bunun yanında işlemiş olduğu kötülükleri âzâlarına unutturur.

Hatta gerek yeryüzündeki ve gerekse gökteki makamına da günahlarını unutturur da kıyamet gününde günahına şahidlik edecek hiçbir varlığın kalmamasını sağlar.

    İnsan dili ile af dilerken tekrar aynı günahı işlemeyi düşünürse yapmış olduğu tevbe yalancı tevbesi olur, gerçek anlamda tevbe olmaz. Tevbenin gerçek olabilmesi için günahkarların dili ile af dilediği gibi aynı günahı bir daha işlememeye karar vermesi gerekir. Kul böyle tevbe yapınca Allah-u Zülcelal de, ne kadar büyük olursa olsun, onun işlediği günahı affeder. Çünkü Allah-u Zülcelal, kullarına karşı çok merhametlidir.

     Rivayet edildiğine göre İsrailoğulları'ndan bir genç, yirmi yıl ibadetle meşgul oldu. Sonra yirmi yılda isyan etti. Bir gün aynaya baktı. Saç ve sakalının ağarmakta olduğunu görünce, yirmi senelik isyanına nedamet ederek: "Ya Rabbi! Yirmi yıl sana itaat ettim, sonra tam yirmi yıldır sana isyan ediyorum. Acaba sana yönelir ve tevbe edersem tevbemi kabul eder misin?" deyince, boşluktan duyduğu bir ses şöyle dedi: "Bize icabet ettin, biz seni kabul ettik. Bizi terkettin, biz de seni terkettik. İsyan ettin sana mühlet verdik. Ne zaman bize yönelirsen biz yine seni kabul ederiz."

    Buradan da anlaşıldığına göre insan ne isterse Allah-u Zülcelal o kuluna istediğini veriyor. İnsanın tek çaresi hatalarını itiraf edip, merhametlilerin en mehametlisi olan Allah-u Zülcelal'e yönelmektir.

    Allahu Zülcelal böyle kıymetli olan tevbeyi herkese nasip etmez. Tevfik, Allah-u Zülcelal'in vermesidir. Yani biz Allah-u Zülcelal'e ne kadar gidersek, O da bize salih amel yapmakla ve günahlardan muhafaza etmekle bizlere tevfik verecektir.

    Allah-u Zülcelal tevbe ni'metinden mü'min kardeşlerimizi mahrum etmesin ve hepimizi salih amel işyerek rızasına nail olan kullarından eylesin.

AMİN.

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41