Allah’a hizmet ne demektir?
Hizmetin, nefse hizmete dönüşmemesi için nelere dikkat etmek gerekir?
Allah’a hizmet başkalarına, başka insanlara hizmet demektir. Ne zaman başka insanlara hizmet ederseniz, onlara mutluluk ulaştırmaya çalışırsanız, gayretiniz bu istikamette olursa bütün o insanlar, sizden gelen bu yardıma nasıl cevap verirlerse versinler, burası hiç önemli değil, önemli olan sizin bu hizmetiniz dolayısıyla Allah’ın size derhal mutluluğu yaşatmasıdır. Allah’ın size verdiği aklı, zamanı, kuvveti, parayı herşeyinizi başkalarının mutluluğu için harcadığınızı düşünün. Bir sabah karar verdiniz. “Ben bugün, günümü başkalarına hizmet için geçireceğim.” Kafanıza birisini koydunuz ona hizmet için düşünmeye başladınız bir taraftandan da yoldasınız hizmete gidiyorsunuz. Ama hep ona nasıl hizmet edeceğinizi düşünüyorsunuz. Bu noktada Allah’ın hizmetindesiniz. Allah’ın size verdiği arabayı, aklı, zamanı ve ona bir hediye vermeyi düşünüyorsanız parayı bir başkasını mutlu etmeye seferber ettiniz. İşte Allah mutlaka sizinle beraberdir. Bu mutluluğu o kişiye ulaştırsanız da, ulaştırmasanız da, sizi Allahû Tealâ mutlaka mutlu eder. Hedefiniz sadece buysa, başkasına mutluluk vermek için karşılıksız kendinizi adamışsanız.
Başka türlü olabilir mi? Tabii olabilir. Biz, “başkalarına hizmet edin, mutlu olursunuz” dedikçe sizler: “Falancaya mutluluk sağlayayım da o da bana mecburen şükran duysun. O bana artık daha çok saygılı olsun. Beni saysın, bana itibar etsin. O da bana bir şeyler yapsın karşılık olarak.” diye düşünüyorsanız hiçbir zaman Allah’ın ülkesinde değilsiniz. Allah’a bir şey yapmış değilsiniz, başkalarına hizmet götürmüş değilsiniz. Siz o hizmeti kendiniz için yaptınız. Öyleyse farklılıklara dikkat edin sevgili kardeşlerim. Allah’a hizmet, kendinizi kandırarak gerçekleşmez. Allah’a hizmet karşılıksızdır. Sonuçta o insanı sadece mutlu etmek için, karşılıksız mutlu etmek için çalışacaksınız. Karşılıksız yaptığınız zaman nefsinizden ve şeytandan kurtuldunuz demektir. Mükâfat Allah’tan gelir. Ama insanlara olan hizmetinizi, onlar size minnettar kalsın diye yapıyorsanız, bu onlara hizmet değildir. Sizin nefsinize hizmetinizdir sadece ve birincisinde mutlu olursunuz, ikincisinde olamazsınız. Allah’a hizmet ediyorum diye, kendi nefsinize ve şeytana hizmet edersiniz.
Öyleyse sözlerimizi dikkatle dinleyin: Başkasına hizmet götürdüğünüz zaman, bunun Allah’a ait bir hizmet olması için karşılık beklememeniz lâzım, 1.
Madem ki bir insana hizmet etmeyi düşünüyorsunuz, onu mutlu etmeyi düşünüyorsunuz, o zaman birazcık inceleyin, 2.
O kişinin gerçekten mutlu olacağı bir şeyi ona ulaştırmaya çalışın. Birçok konu vardır ki sizi mutlu eder. Siz başkasına bir mutluluk götürmek üzere gerçekten samimiyetle hareket ettiniz, ama hediyenizi o kişiye ulaştırdığınız zaman kişinin ona ihtiyacı olmadığını, onu hiç sevindirmediğini görürsünüz. Gene siz mutlu oldunuz. Ama onu mutlu edemediniz. Bu da bir eksikliktir. Onun için birazcık inceleyin. “Yaptığınız iyilik, ürküttüğünüz kurbağaya değsin.” diye bir söz vardır. Yaptığınız iyilik gerçek anlamda bir iyilik olsun. Yani hem ona o iyiliği ulaştırırken Allahû Tealâ size mutluluk versin, bir. Hem de iyiliği o kişiye ulaştırdığınız zaman onun mutluluğunu da yaşayın.
Birincisinde, eğer yaptığınız iyilik o kişiyi mutlu etmemişse birinci tarafını tamamladınız, ikinci tarafı binanın yarım kaldı. Ama gerçekten onu mutlu etmek istiyorsanız, incelemişseniz konuyu onun nasıl mutlu edileceği konusunda bir fikrin sahibi iseniz, o zaman iyiyi seçmenin gayreti içinde olun. Mutlaka hedefinize varacaksınız. Öyleyse Allah yolunda hizmet, başkalarına karşılıksız, onları mutlu edebilecek olan hizmetleri götürebilmeniz demektir. Allah yolunda hizmet, Allah’ın hizmetini görmektir.
İbadetler, Allah yolunda kişisel hizmetlerdir. Burada başkası yoktur. Siz kendiniz için Allah’a hizmet edersiniz. İbadetlerinizi zevkle yaptığınız sürece bu hizmet de sizi mutlu kılar. İbadetlerin de angaryaya dönüşmesi söz konusu olabilir. Bir imam kardeşimizin sözünü hiç unutamıyorum: “Emekli oldum hamdolsun. Artık gecenin saat üçünde gidip herkese namaz kıldırmak diye bir mecburiyetim yok.”
Sevgili okuyucular böyle bir şey sizin hiç yapmayacağınız bir şey olmalı. Allah yolunda başkalarına namaz kıldırmaktan, hizmetten daima mutluluk ve huzur duyacağınız bir dünya hayatı, yaşayın. Eğer siz bu ilişkilerinizde Allah ile en güzeli yaşamak istiyorsanız bunu gerçekleştirirsiniz. Allahû Tealâ size herşeyin en güzelini nasip kılar.
Öyleyse başkalarına hizmet, Allah’a hizmettir.
Sizin başkaları olmaksızın, Allah için yaptığınız ibadetler, gene Allah’a hizmettir.
Ve üçüncüsü de Allah yolunda hizmettir. Yani Allah’ın yolunda üniversitenin kurulmasında hizmet etmek, derslerin hazırlanmasında hizmet etmek, bu başkasına hizmet değildir. İnsanlar yok, Allah var, siz varsınız ve bu ibadet değil, hizmet. Allah yolunda hizmet.
1- Başka insanlara mutluluk vermek için hizmet götürmek.
2- Allah yolunda ibadet ederek, kendinizin mutlu olmasını direkt ibadetle sağlamak.
3-Allah yolunda başka insanlara değil, gene Allah’a hizmet etmek. İşte bu vakıf için gayret sarfetmek, Allah’ın Üniversitesi için gayret sarfetmek, yapılması lâzım gelen yüzlerce işi ayrı ayrı üstlenip insanların götürebilmesi. Bugünlerde neyle uğraşıyor meselâ kardeşlerimiz? Bilgisayardan yayınlar başladığı günden itibaren yani 1999’un Ekim ayından bu tarafa, her söylediğimiz bilgisayarın hafızasına kaydediliyor. Bütün suallere olan cevaplarımız. Biz istiyoruz ki bu cevapların hepsini kim istiyorsa bilgisayardan anında elde edebilsin. Bize bir kardeşimiz sormuş: “Allah’a teslim olmak ne demektir?” Biz o sualin cevabını belki 20 defa vermişiz. O yirmi tane cevabın her birini o sualin altındaki düğmelere birer birer basmak suretiyle sizin yakalayabilmenizi temine çalışıyoruz. Kardeşlerimiz bir büyük gayretin içindeler. İşte bu da Allah’ın yolunda hizmet etmektir. Bu da insanı mutluluğa ulaştırır. Başkası için değil, kollektif olarak başkaları için olmak. İsimsiz, anonim. İnsanlar için anonim bir muhteva içerisinde bütün insanlara hizmet etmek. Kim oradan fayda sağlarsa o sualin cevabını alabilmek için o düğmeye tıklar da o sualin cevabını alabilirse, işte o zaman kardeşlerimizin yaptığı emek, gerekli olan sonuca ulaşmış demektir.
Öyleyse bu hizmetleri yaparken ulûl emr olduğunuzu düşünün. Emir sahibisiniz. Allah’ın emirlerini söylemekle, bir. Ve yaptırmakla vazifelisiniz. Eğer yaptırmaya çalışmazsanız, o zaman tefride düşersiniz. Eğer yaptırırken sizin nefsiniz de devreye girer, Allah’ın emirlerine kendi nefsinizin taleplerini de eklerseniz, o zaman da yaptığınız ifrat olur. Allahû Tealâ ne ifrada müsaade ediyor, ne tefride. Yani bir ulûl emr, “Tamam ben emrimi veririm, insanlar dilerlerse yaparlar, dilemezlerse yapmazlar.” diyemez. Bunun gereklerini etrafındakilere, arkadaşlarına anlatmak ve bunun standartlarını öğretmek mecburiyetindedir. Öğretemediği yerde Bize ulaşacaktır, o zaman ona Biz öğreteceğiz. Ama sevgili okuyucular Biz buradaysak 24 saatimizi sizin için harcıyorsak o zaman bunun bir sorumluluğu olmalıdır. Ve Allahû Tealâ bunu Bizim için bir zevk haline getirmişse, Biz bunu bütün boyutlarıyla bu huzuru duyarak yaşarız. Her 24 saat Bizim için doyulmaz zevkler içerir. Çünkü o 24 saat boyunca hep sizin içiniz. Aynı zevki sizlerin de yaşamanızı isteriz. İşte bunun için ulûl emr olan kardeşlerimizin ne ifrada, ne tefride kaçmamaları lâzımdır. Yani “Ben söyledim, ama yapmıyorlar.” Böyle bir şeyi söyleyemez ulûl emr... Ulûl emr kendisine düşeni yapmak mecburiyetinde, anlatmak mecburiyetinde, onlara onların zevk duyabileceği bir biçimde Allah’ın emirlerini ve nehiylerini uygulatmak mecburiyetindedir. Bunun için zor kullanması hiçbir zaman söz konusu olmaz. Anlatamadığı yerde Bizden yardım ister, Biz anlatmaya çalışırız.
Allah yolunda hizmetin size bir zevk olabilmesi için varolun, onun için çalışın. Hanginize Allah’ın hizmeti bir angarya olarak geliyorsa, o zaman sorun kendi kendinize “Ben niçin buradayım?” Eğer bu, sizde bir angarya hüviyetini devam ettirecekse o zaman siz tasavvufu yaşamıyorsunuz. Sahâbenin yaşadığı zevki, Bizim yaşamakta olduğumuz zevki hiçbir zaman yaşayamazsınız bu kafa yapısıyla. O zaman orada işiniz yok!
Kendi dilediğiniz hayatı seçin!
Dilediğiniz gibi yaşayın!
Başka insanlara da kötü örnek olmayın!
Öyleyse hizmet etmenin aşkına sahip olanlar, Allah yolunda hizmeti zevk edinenler, onlar Bizim dostlarımızdır, yakın arkadaşlarımızdır, geleceğimizin teminatıdırlar.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
