Gönderen Konu: Cami kusu Salebe'yi zengin olma hirsi ne hale getirdi?  (Okunma sayısı 1485 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Cami kusu Salebe'yi zengin olma hirsi ne hale getirdi?
« : Ocak 28, 2015, 10:41:24 ÖS »
Cami kusu Salebe'yi zengin olma hirsi ne hale getirdi?
 
Medine halkindan Sâlebe, cami kusu denecek derecede sofu bir insandi. Tüm namazlarini camide kilar, tek basina kilmaya pek razi olmazdi. Ne var ki bir ara kafayi zengin olmaya takti.
Mutlaka zengin olacakti. Hayirlisi zengin olmasi miydi degil miydi, hiç düsünmüyor, ille de köseyi dönmeyi istiyordu. Bu yüzden tam üç defa Efendimiz (sas)'e müracaat ederek zengin olmasi için dua etmesini istemis, hatta sonuncusunda da yemin ederek demisti ki: Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki; zengin olursam yoksullara fazlasiyla yardimda bulunacagim!.. Bu söz ve israr sebebiyle Efendimiz de istedigi duayi yapmis,

- Sâlebe'ye istedigi mali ver ya Rab! diye niyazda bulunmustu. Bundan sonra koyun alan Sâlebe'nin sürüsü kisa zamanda öylesine çogaldi ki; cami kusu Sâlebe, artik vakit namazlarini birak cumalara dahi camiye gelemiyor, çölde sürüsünün arkasinda sürünüp gidiyordu. Efendimiz, zaman zaman Sâlebe'yi soruyor, 'Çölde koyunlarinin pesindedir. Onun için camide görünmüyor.' dediklerinde,

- Yazik oldu Sâlebe'ye! diye hayiflaniyordu. Iste bu siralarda Tevbe Sûresi'ndeki zekât âyeti nazil oldu.

Efendimiz, imkân sahibi zenginlere memurlar gönderdi. Zekâtlarini toplayip hazineye getirecekler, oradan da ihtiyaç sahibi fakirlere dagitilacakti. Sâlebe'ye de ugrayan memurlar, onu çölde koyunlarinin pesinde bularak yeni durumu anlattilar.

- Gelen ayetler, mali çok olanin kirkta birini zekât vermesi gerektigini bildirdi. Senin de zekât vermen gerekiyor! deyince öfkelenen Sâlebe,

- "Bu sicak çölde çalisip kazanan benim, size ne oluyor ki, gelip benim malimin kirkta birini istiyorsunuz. Bu sizin istediginiz haraçtan baska bir sey degildir." diyerek, zekât memurlarini eli bos çevirdi. Iste Sâlebe'nin bu davranisindan sonra gelen ayetlerde deniyordu ki:

- Münafiklardan bazilari da, mal mülk verip zengin ettigi takdirde fakir fukaraya yardim edeceklerine dair söz verirler, ne zaman ki Allah onlara istekleri mali verir zengin olurlar; o zaman Allah'a verdikleri sözü unuturlar, cimrilik edip yoksulun hakkini vermezler... (Tevbe Sûresi, âyet 76) Hülasat'ülbeyan'a bakilabilir.

Mealini arz ettigim bu âyet-i kerime Sâlebe'nin münafiklar sinifina kaydigini isaretliyordu. Bunu anlayan akrabasi, gidip ona derhal malinin sadaka ve zekâtini vermesini, yoksa gelen âyetle, münafiklardan biri olarak damgalanmis olacagi ikazinda bulundu. Akrabasinin bu zorlamasi üzerine gelen Sâlebe, zekâtini vermek istedigini söylediyse de Resulullah (sas) üzüntülü bir eda ile,

- Senin zekâtini alamam artik Sâlebe. Allah (celle ve alâ) men etti!.. cevabiyla karsilasti. Eskinin cami kusu Sâlebe'si için bu, dehsetli bir sonuçtu. Resulullah (sas) âhireti tesrif ettikten sonra Hazreti Ebû Bekir'e müracaat eden Sâlebe, sirasiyla Hazreti Ömer ve Osman'a da müracaat ettiyse de hepsi de, "Resulullah'in kabul etmedigini biz nasil kabul edebiliriz?" seklinde karsilik verdiler. Hazreti Osman zamaninda son anlarini yasadigi siralarda Sâlebe'nin kulaklarinda Resulullah'in ilk ikâzlari yankilaniyordu:

- "Sâlebe, sükrünü yaptigin az mal, sükrünü yapamayacagin çok maldan hayirlidir!" Ama is isten geçmisti artik. Sâlebe, zekâtini vermeyenlerin ibret alacagi kötü bir örnek vererek gidiyordu ahirete... Cami kusu diye söylenen Sâlebe nerede, zekâtini vermekten imtina edecek kadar mal hirsina kapilmis olarak giden Sâlebe nerede. Demek ki insan, servetin de hayirlisini dilemeli, geregini yerine getireceksem ver ya Rabbi demelidir.


 
 

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41