Gönderen Konu: La İlahe İllallah’ı Açıklayan Ayetler 3 (Okunma sayısı 57 defa)

melek · « : Şubat 24, 2024, 08:23:18 ÖÖ »

La İlahe İllallah’ı Açıklayan Ayetler 3

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“De ki: “Ey kitap ehli! Ancak Allah’a kulluk etmeniz, O’na hiçbir şeyi eş koşmamak, Allah’ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin. Eğer yüzçevirirlerse “Bizim müslüman olduğumuza şahid olun” deyin.” (Al-i İmran: 64)

“Ey kitap ehli!” Bu hitap yahudi ve hristiyan olan ehli kitap ile onların durumunda olanlara yöneltilmiş genel bir hitaptır.

“Bizimle sizin aranızdaki müşterek bir söze gelin.” Yani gerçek manasını bilmeden şuursuzca tekrarlayıp durduğunuz “La ilahe illallah” kelimesinin gerçek manasını öğrenip kabul edin demektir. Burada ehli kitapla müslümanlar arasındaki müşterek söz “La ilahe illallah” sözüdür. Sonra Allah (c.c) bu kelimeyi açıklayarak şöyle buyuruyor:

“Ancak Allah’a kulluk etmeniz, O’na hiçbir şeyi eş koşmamak”

Ne putları, ne haçı, ne ateşi, ne tağutu ne de başka birşeyi O’na ortak koşmayın. İbadeti sadece tek olan ve ortağı bulunmayan Allah’a has kılalım.

“Allah’ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere”

Yani Allah’ın haram kıldığı şeyi helal, helal kıldığı şeyi haram kılan kimselere itaat etmeyelim. İtaat ettiğimiz takdirde onları rab edinmiş oluruz.

“Eğer yüz çevirirlerse”

Eğer bütün bunları kabule yanaşmayıp terkederlerse...

Biz “La ilahe illallah”ı bu manayla kabul ettiğimiz için müslümanız. Siz ise bu manayla kabul etmediğiniz için kafirsiniz.

İslam davetçisi olan bir müslüman, insanlara tebliğ yaparken güzel üslubu seçmeli ve hiç kimseden korkmadan, hiçbir eksik bırakmadan apaçık bir şekilde hakkı tebliğ etmelidir.

Allah (c.c) rasulüne, hikmetle ve güzel sözle tebliğ etmesini emretmiştir. Bu emir, eksiksiz bir şekilde tam olarak hakkı anlatmasına hiçbir zaman zıd değildir. Zira tebliğ metodu başka, tebliğ edilecek şeyler başkadır. Tebliğdeki metod; güzel sözle ve hikmetle tebliğ etmektir. Tebliğ edilecek şeyler ise; hiçbir eksik bırakmaksızın tam olarak anlatılmalıdır.

Allah (c.c)’ın, gerek Rasulullah (s.a.s)’tan ve gerekse bütün İslam davetçilerinden istediği şey; hikmetle ve güzel sözle tebliğ yapmak, tebliğ yaparken hiçbir eksik bırakmadan hakkı anlatmaktır.

Rasulullah (s.a.s), yaptığı ilk tebliğe hikmet ve güzel sözle başladı. Bu tebliği sırasında akidesinden asla taviz vermedi. Kafirlerin yüzlerine onların gerçek durumlarını haykırdı ve onların içerisinde bulundukları durumu hiçbir eksik bırakmaksızın anlattı. Onlara şöyle dedi:

“De ki: Ey kâfirler! “Ben sizin İbadet ettiklerinize ibadet etmem. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmezsiniz. Ben de sizin ibadet ettiklerinize (asla) ibadet edecek değilim. Siz de benim ibadet ettiğime (asla) ibadet edecek değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” (Kafirun: 1-6)

Kafirler, Rasulullah (s.a.s) ile tebliğ konusunda orta yolda buluşmak istediler. Allah (c.c) bu konuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:

“İsterler ki, sen (onlara) yumuşak davranasın da onlar da (sana) yumuşak davransınlar!” (Kalem: 6)

Fakat Rasulullah (s.a.s) onların bu istediklerini yapmadı. Onlarla ilgili gerçekleri hiçbir eksik bırakmaksızın, hiçbir kimseden çekinmeden açıkça bildirdi. Her ne kadar hak üzerinde olduklarını iddia etseler de, onların müşrik, kafir ve batıl üzerinde olduklarını, kendisinin ise müslüman ve hak üzerinde olduğunu açıkça ortaya koydu. Onlardan, içinde bulundukları durumu tam olarak terkedip müslüman olmalarını istedi. Yoksa onlardan hatalarında ufak tefek bir takım düzeltmeler yapmalarını istemedi...

Zamanımızdaki İslam’ı bilmeyen, fakat insanları İslam’a davet eden bazı cahiller, şirk ve küfür içinde olan kimselere tebliğ yaparken, güya nefret olmasın diye, onların gerçek hallerini söylememekte ve içinde bulundukları durumu yamalamaktadırlar. Böyle kimselere tebliğ yaparken; “sen iyi bir kimsesin, fakat ufak tefek eksiklerin var, bunu düzeltirsen çok iyi olur” diyerek güya sert üslub kullanmak istemezler. Hakkı apaçık bir şekilde eksiksiz tebliğ etmek başka, tebliğde sert ve kaba davranmak başkadır. Nefret olmasın diye insanların şirk içerisinde yaşamalarına ve o hal üzere ölmelerine razı olmak küfürdür insanı islam dairesinden çıkarır. Bu kimseler Allah (c.c)’ın şu ayetini yanlış anlamışlardır:

“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel ögütle çağır!” (Nahl: 125)

Oysa gerçek İslam davetçisi, bu kimselerin yaptığı gibi yapmaz. Tıpkı Rasulullah (s.a.s)’ın müşriklere karşı hiçbir eksik bırakmaksızın, apaçık bir şekilde, güzel söz ve hikmetle ve akideden hiçbir taviz vermeden, tebliğ ettiği gibi tebliğ yapar! İnsanların ebedi hayatta mutlu olabilmeleri için Allah’ın kesinlikle affetmediği şirkten sakındırarak insanlara cennet yollarını açar ve sonsuz azap yurdu olan cehennem azabından sakındırır.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Kim tağutu reddedip Allah’a iman ederse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmuştur...” (Bakara: 256)

“La İlahe İllallah’ı” açıklayan ayetlerden biri olan “Bakara 256” “Tağut” başlığı altında genişçe açıklanmıştır.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA RADYO FORUM

FANİDUNYA FM MOBİL (Yenilendi)

FANİDUNYA FM

Gönderen Konu: La İlahe İllallah’ı Açıklayan Ayetler 3 (Okunma sayısı 57 defa)

melek

La İlahe İllallah’ı Açıklayan Ayetler 3

BENZER KONULAR