Gönderen Konu: Şiddetin Bahanesi Olmaz  (Okunma sayısı 103 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5777
Şiddetin Bahanesi Olmaz
« : Ocak 21, 2023, 09:50:09 ÖÖ »
Şiddetin Bahanesi Olmaz

Toplumun nüvesi olan ailenin temelinde sevgi ve muhabbet vardır. Birbirlerine derin bir sevgi ve muhabbetle bağlanan çiftler bir araya gelerek bir yuva kurarlar, bu yuvada çocuklar ve nesiller meydana gelir. “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir...”(Rûm, 30/21) buyuran Cenâb-ı Allah, evliliğin muhabbet ve merhamet esası üzerine kurulması gerektiğine, asıl amacının da sükûn ve huzura ermek olduğuna işaret eder.

Merhamet, önünde durulması mümkün olmayan taşkın bir ırmak gibidir. İlahi kaynaktan sudûr ederek aileden topluma ve tüm mahlûkata yayılmaktadır. “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır” (A’râf, 7/156.) buyuran Cenâb-ı Hak, başta Rahman ve Rahim sıfatları olmak üzere diğer tüm esmasıyla mahlukatta tecelli etiğini; âdeta bu rahmet sayesinde varlığın hayat bulduğunu ve hayatiyetini koruduğunu bizlere hatırlatır. Dünyaya gelen her canlı ancak Allah’ın (c.c.) verdiği nimetlerle hayat bulur, anne babasının sevgi ve şefkatiyle büyüyüp gelişebilir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), “Allah, rahmetini yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sayesinde yaratılmışlar birbirine merhamet eder…” (Buhari, Edeb,19) buyurmaktadır.

Dinimize göre asıl olan şefkattir, merhamettir, yaşatmaktır. Merhametten yoksun, şiddete kapı aralayan her türlü davranış zulümdür. “Allah’ın hanım kullarına vurmayın!” (Ebu Davud, Nikâh, 41-42) buyurarak fiziksel şiddeti asla onaylamayan sevgili Peygamberimiz, sözlü şiddete tepkisini de açıkça ortaya koymuş, kötü sözü kesinlikle yasaklamıştır (Tirmizî, Birr, 48). Ailesine, başkalarına olmadığı kadar kırıcı ve kaba davrandığını itiraf eden Ebu Huzeyfe’ye, günde defalarca Allah’tan af dilemesini söylemiştir (İbn Mâce, Edeb, 57). Başka bir hadis-i şerifte de “kıyamet günü en şiddetli azap görecek kimselerin dünyada insanlara en çok işkence edenler olduğunu” bildirmiştir (Ibn Hanbel, IV, 90).

Yüce dinimiz İslam’a göre kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı her insanın bedeni, kişiliği, haysiyeti, iffeti ve şerefi dokunulmazdır. Nitekim yüce Kitabımız Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” (Mâide, 5/32) Dolayısıyla hiçbir kimse bir başkasının canına, malına ve kişilik haklarına kast edemez. Haysiyetini ve onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunamaz. Oysa her geçen gün insan onurunu hiçe sayan şiddet hadiselerine şahit oluyoruz. Hâlbuki hiçbir gerekçe, şiddet için asla bahane olamaz. Sebep ne olursa olsun şiddet hiçbir zaman problemlerin çözümü değildir. Eşler arasında var ettiği sevgi ve merhameti kendi varlığının delillerinden sayan Cenâb-ı Allah, “Onlarla (kadınlarla) iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisâ, 4/19) buyurur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de “Mümin, hanımına karşı kötü duygular beslemesin çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huylarından hoşlanabilir.” (Müslim, Rada, 61) buyururken eşlerin birbirlerinin güzel huylarına odaklanmaları gerektiğine işaret etmiştir.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hayatına baktığımızda bilhassa kadın, çocuk, yaşlı, köle, hizmetçi gibi kişi ve gruplara karşı çok hassas, duyarlı olduğunu görürüz. Onun; eşlerine, çocuklarına, hizmetçilerine karşı şiddet uygulamak bir yana, en küçük bir hakaret veya kırıcı bir sözüne rastlamak mümkün değildir. Sahabeden Enes b. Malik (r.a.) bakın bu konuda ne diyor: “Resûlüllah’a on sene hizmet ettim. Vallahi bana bir kez olsun “öf” bile demedi. Herhangi bir şeyden dolayı, niçin böyle yaptın, demediği gibi, şöyle yapsaydın, da demedi.” (Müslim, Fedâil, 51)

Hz. Peygamber’e (s.a.s.) aile içi geçimsizlik nedeniyle gelen aileler oluyordu. Şayet düzelebilecek bir şeyler varsa Allah Resülü onlara nasihat ederek tavsiyelerde bulunurdu. Eşler arasındaki problem taraflar açısından hayatı çekilmez, birlikte yaşamayı imkânsız hâle getiren bir boyuta ulaştığında birbirlerine, çocuklara zarar vermek yerine güzellikle boşanmalarını ve hayatlarına kaldıkları yerden devam etmelerini tavsiye ederdi.

Aile kurmak kadar onu ayakta tutabilmek de gayret gerektirir. Günümüz dünyasında insanların mutsuzluğunun ana nedenlerinden biri de merhamet ve şefkat duygularından yoksun olmalarıdır. Menfaat, rekabet, bencillik, cimrilik gibi kötücül duygu ve davranışların hâkim olduğu bir yerde; merhameti barındıran yardımseverlik, cömertlik, diğerkâmlık, vefa gibi duyguların barınması, kök salması pek de mümkün görünmemektedir. Öyleyse nefsimizi terbiye etmek, Allah ve Resulü’nün işaret ettiği gibi birbirimizin iyi huylarına odaklanmak, onları ön plana çıkarmak, birbirimizi takdir ve taltif etmek suretiyle aile ve insanlık değerlerimizi diri tutarak iyilik için çabalamalıyız.

Döndü Demirci.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41