Gönderen Konu: Kazanmalıyız  (Okunma sayısı 84 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2177
Kazanmalıyız
« : Kasım 04, 2022, 09:10:01 ÖS »
Kazanmalıyız

Zamanın sığ kıyısından geçiyoruz, en durgun halimizle.

Akıp giden şu hayatın neresinde görüyoruz kendimizi, meçhul.

Nasıl ki her güneş doğduğunda yeni bir gün başlıyor ise, güneşin batması ile de o gün son buluyor, bitiyor. Tıpkı anılar, acılar ve mutluluklar gibi.

Hayatın hangi ânına hükmedebiliyoruz ki ?Geçip gidiyor bir şekilde. İstesek de, istemesek de. Ânın tadını yaşıyoruz fütursuzca. O, anlık hissiyat o,anlık mutluluk elbette yerini sona bırakıyor.

Geçip giderken bir yanımızdan zaman, nefsimiz kalbimize gâlip geliyor âdeta.
Bunun içindir; sonradan üzülmeler, hayıflanmalar ve isyanlar.

Bunun içindir; önceden idrak edemediğimiz bâdirelerin, sonradan başımıza bela olacağı gerçeğiyle yüzleşmek. Yaşama gâyesi, kişilerin her birinde birbirinden farklılık gösterir muhakkak. Kiminin inancı bir diğerinin inancı ile bağdaşamadığı gibi, bir kimsenin siyasi görüşü de aynı denli bir başka kimsenin siyasi görüşüyle uyuşmayabiliyor. Bu tür stratejik, ideolojik ve yahut bütünleşik değerler toplum tarafından tabii karşılanmaktadır. Çünkü biliriz, zevkler ve renkler tartışılmaz.

Gel gelelim; insanların bir birine saygı duyma ve bir birini sevme durumu, zaman geçtikçe minimize bir boyuta indirgenmiş vaziyette. Hal böyle olunca insanların bir biriyle olan diyaloğu, bir birine olan güveni günden güne yok olmakta. Bu tür kopukluklar karşısında insan ister istemez ‘’FE EYNE TEZHEBÛN’’ Bu gidiş nereye ?diye soruyor.

Sahi, bu gidiş nereye ? Ne zaman akrabalarımızı, arayıp hal hatır soracağız ? Ne zaman aynı evin içinde yaşadığımız insanların sıkıntılarına ortak olacağız ? Ne zaman kardeşimiz gibi gördüğümüz dostlarımızla & eski dostlarımızla dâimi muhabbet kuracağız   Farkındayız ya da farkında değiliz. Ama bir şeyler değişiyor. Gün geçtikçe durmadan, bir şeyler olağanca bir hızla değişmekte ve biz de bu durumdan etkilendiğimiz için dolaylı olarak bizde değişiyoruz. Duygularımız, inancımız, sevgimiz, saygımız, örf, adetimiz değişiyor.Biz değişiyoruz kardeşler. Dün, mezhebi, ırkı, rengi ne olursa olsun bir insanın sıkıntısı bizim sıkıntımız iken, şimdi ne oluyor  da bana dokunmayan yılan bin yaşasın edalarına kapılıyoruz ? Hak olan bir yolda bu hak mı ? Değil elbette. Bizler, bizlerin düşüncelerine gölge düşüren sistemin kölesi olmaktan ne zaman kurtulacağız ? Ne zaman bir adım atıp bugünümüzü ve yarınımızı kurtaracağız ? Size bir örnek vereyim.

Eskiden esnaflar Cuma namazına giderken yahut bir yere gideceği vakit kepenkleri kapatmak yerine, kapılara kilit vurmak yerine, aksine açık bırakırdı tüm kapıları. Neden mi ? Çünkü o zamanlar güven vardı. Güven …

Kimse kimsenin bir kuruşuna tamâh etmiyordu.

Sevgi, saygı, fedakarlık had safhadaydı. Peki ya şimdi ? Şimdi durum içler acısı. Güven sıfır. Güvensizliğin etki yaptığı tereddüt, endişe, telaş, korku adına her ne derseniz deyin maksimum seviyede. Kısacası gidişat vasat bir halde. Geldiğimiz nokta o kadar komik ki, bunu dillere pelesenk olan ‘’ bu devirde babana bile güvenmeyeceksin ‘’  gibi gayet ucuz ve karşılığı kabul edilebilir olmayan bir cümle izah ediyor.

 Kardeşin kardeşe kıydığı şu âhir zamanda, bizlerde ailesiyle, akrabasıyla, yakın çevresiyle muhabbet halinde olmayanlar olarak birbirimize kıymayalım.  Bizler bir birimize kıydıkça, düşmanlarımızın sevinmesine göz göre göre göz yummuş olacağız.

Elden geldiği kadar, bir safhada terk-i gurur edilip el uzatmalıyız, kucak açmalıyız sevdiklerimize…

Kazanmalıyız !…

Önce kendimizi, sonra sevdiklerimizi ve sonra tüm insanlığı.

Bir şekilde bitmek zorunda bu haset, bu kin, bu nefret..

Bitmeli ki, huzur olsun.

Bitmeli ki, gönüller bir olsun.

Bitmeli ki, karanlıktan aydınlığa uzanan duâlarımız Allah katında kabul olsun…

Selam ve duâile …

Selâmı yaygınlaştıralım Allah’ın izniyle ..

Selam vermek sünnet, almak ise farzdır.

 


* BENZER KONULAR

Dünya Klasikleri - Serdar Yıldırım Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:49:41 ÖS]


Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:42:55 ÖS]


İbrahim Sadri - Memleket Havalar 320 + Wav - ŞİİR ALBÜM Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 11:16:38 ÖS]


Sedat Uçan - Albümdışı & Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 04:02:08 ÖS]


Cengiz Çelikel Albümleri 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 03:44:42 ÖS]


Merhamet İhtiyacı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:37:25 ÖÖ]


Korku ve Ümit Arasında Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:33:19 ÖÖ]


Konuşmak Susmak ve Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:29:32 ÖÖ]


Fitne Ateşinden Kaçmak Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:24:49 ÖÖ]


İyiliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:20:01 ÖÖ]


Zulümden Uzak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 07:02:45 ÖÖ]


Dosdoğru Yolun Dört Zırhı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:55:39 ÖÖ]


Cennetin Anahtarı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:51:53 ÖÖ]


Haccın Verdiği Şuuru Taşıyalım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:43:19 ÖÖ]


Vücutta Kapanmayan Yaralar Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:35:23 ÖÖ]


Modern İnsanın Zaman Kafesi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:27:14 ÖS]


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:22:58 ÖS]


Çocuklara İbadet Billinci Kazandırmanın Önemi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:13:58 ÖS]


Evlilikte Proplerimizi Nasıl Çözeriz Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:06:14 ÖS]


Otizim ve Beslenme Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 02:58:09 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41