İnsanın Dört Büyük Zaafı ve Beş Büyük Nimet
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’inde dünya hayatının geçici olduğunu ve insanların birbirleriyle yarıştığı bir yerden ibaret olduğunu, “Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider)...” (Hadid, 20) ayetinde bize hatırlatmaktadır. Buna rağmen insanların çoğu geçici dünya hayatına aldanarak zaaflarının esiri olarak hayatını sonlandırmakta, sonsuz ahiret yurdundaki nimetlerden mahrum kalmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde insanların tamah ettiği zaaflardan bahsedilmektedir. Bunlardan dört zaaf vardır ki, insanların dünya hayatında en fazla bunlara tamah ettiği, sırf bunlardan dolayı ahiretlerini ziyan ettikleri görülecektir.
Bu dört büyük zaaf şunlardır:
1-Servet: Mal biriktirme tutkusu,
2-Riyaset: Makam, mevki tutkusu,
3-Şehvet: Kadın ya da erkek tutkusu.
4-Şöhret: Tanınma, bilinme tutkusu.
İşte insanoğlu, temelde bu dört zaafın esiri olduğu için dünyadaki kötülükleri işlemekte, ahiretini ziyan etmektedir.
Haramı helali hiçe sayarak, fakir fukaranın, yetimlerin ve gücünün yettiği her sınıftan insanın hakkına girerek, hırsızlık dâhil bütün gayr-i meşru yollara başvurarak servet edinme derdine düşen insanlar “servet” tutkusunun esiridir.
Bir makama gelmek için atmadık takla, çalmadık kapı, dil dökmedik insan bırakmayan insanlar “riyaset” tutkusuna esir olduğu için insanı küçülten her türlü fiili işlemektedir. Riyaset hırsına gem vuramadığı için kendisi gibi kusurlu bir insanın önünde eğilmektedir.
İnsandaki büyük zaaf ve afetlerden birisi de “şehvet” tutkusudur. Şehvet tutkusunu sadece kadın ya da erkek tutkusuyla sınırlandıramayız. Şehvetine gem vurmayan insanlar sapkınlaşır; ırza tasaddi, zina, pedofili, homoseksüellik ve lezbiyenlik gibi her türlü ahlaksız fiili işleyebilir. Şehvetinin esiri olmuş kişi her tür ahlaksız yola tevessül edebilir.
İnsandaki dördüncü büyük zaaf “şöhret”tir. Şöhret tutkusu, insanın en fazla aldandığı ve içinde büyüttüğü duygudur ve gem vurulamazsa şöhret tutkusuyla her türlü yolu mübah görebilir, şöhrete ulaşmak için her türlü tavizi verebilir.
İnsan, “servet, riyaset, şehvet ve şöhret” tutkularına gem vurabilirse insanlığını kaybetmez ve Allah-u Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de belirttiği şerefini korur.
Allah-u Teâlâ, insandaki bu dört temel zaafın yanında beş nimet bahşetmiştir ki, bu nimetler bir insanda yoksa elde edilen “servet, riyaset, şehvet ve şöhret”in hiçbir önemi yoktur. Zira bunların hiçbiri şu beş nimete bedel değildir.
İnsana bahşedilen beş büyük nimet şunlardır:
1-İman nimeti,
2-Akıl sağlığı,
3-Vücut sağlığı. Akıl sağlığı vücut sağlığından önemlidir. Zira akıl olmadan vücut bir cesetten ibarettir.
4-Huzurlu bir aile,
5-Hayırlı bir evlat.
Hangi servet, hangi makam, hangi şehvet ve hangi şöhret “imandan, akıl sağlığından, vücut sağlığından, huzurlu bir aileden ve hayırlı bir evlattan” daha önemli olabilir ki...
FANİ DUNYA RADYO FORUM
