Gönderen Konu: Sorumluluk Nedir Bilirmisin  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
Sorumluluk Nedir Bilirmisin
« : Mart 30, 2024, 06:52:40 ÖÖ »


Sorumluluk Nedir Bilirmisin

Dinle Geçen!

Dünyadan, ömürden, zevkten, sefadan gelip geçen!

Emanet edilen bu canı hakkı ile şu âlemde gezdirip hakkı ile nihayete hazır etme niyetinde olan. Gönlümün en derininden sana muhabbet gönderir; iyiliğini, hoşluğunu, sıhhatini dilerim. Nicedir söz birikir şu naçiz dimağımda. Naçiz derim çünkü söz ve yazı dışında pek de mühimsememek lazım “bizim” diye tanımladıklarımızı. Biriken sözleri iletmektir bize düşen; bir sonrakine, arkadan gelene, pend bekleyene, medet umana, yol arayana, şaşırana, korkana, sanana, yanana, kanana. Bildiğimiz kadar, dilimiz döndüğüncedir bu söyleyiş. İster bir mektup olsun ister bin; öğüt hiç tükenmez evlat. Çünkü yaşanan her an bir kitaptır; onlarca sayfa, yüzlerce öykü, binlerce duygu. Her kitap biraz da nasihat etme, benden sana bir küçük tavsiye demek değil midir? Tabii anlayanadır bu hissettirmeler, imalar, göndermeler. Kullanım kılavuzu yoktur hayatın, yaşayıp göreceksin, olgunlaşıp ereceksin, yanıp pişeceksin. Yok öyle; armut piş, ağzıma düş. Şayet böyle bu kadar kolay olsaydı karşılaşacağımız olumsuzluklara karşı tedbirli davranmak ve onların üstesinden gelmek, çok okuyan ile çok bilen hiç hata yapmaz idi. Hiç tuzağa düşmez, hiç kandırılmaz, hiç hayal kırıklığına da uğramaz idi. Ama öyle mi ya? Hangi insanın hangi imtihanla sınanacağını kimse bilemez. Nice âlimler, nice bilginler, nice görüp geçirenler ve nasihat edenler de buna dâhil. Diyeceksin ki madem durum bu, neden her mektubunda bana pendnameler dizersin? Evlat, benim amacım sana ne yapıp ne yapmayacağını maddeleyerek yol çizmek değildir. Gayem; gördüğüm geçirdiğim devrin hâl ve hareketlerini sana aktarmak ve iyi ile kötünün hayat terazisindeki mücadelesinden haber vermektir. Gör isterim, iyiliği kendine düstur edinenin nicedir hayatı. Bil isterim, kötülüğü matah belleyip de doğru yoldan gidenlerin yolun sonunda nasıl da tövbeye geldiklerini. Duy isterim, yaşamı nihayetsiz zannedip de son nefesine kadar hırsla koşanların o son dönemeçteki feryatlarını. İşte bu insanlara diyeceğim tek şey şudur; Senden öncekiler uğrayıp geçtiler. Yerleşemediler, öncekiler gibi göçtüler.*

Böyleyken böyle evlat. Yazar çizer söylerim amma faydası var mıdır bilemem. Şu fukara gönlüm der ki söyle, ünle! Biri duymasa diğeri duyar, biri bilmese beriki bilir, öteki sezmese hiç ummadığın sezer. Ağızdan çıkan söz havada kalmaz; bunu der, bunu bilir, bunu söylerim. Hislerin de yadsınamaz katkısı var elbette. Yoksa nereden bilirdim senin gibi kıymete değer bir evladımızın benden gelecek haberleri dört gözle bekleyeceğini. Altından kalemlerle yazılmış, mürekkebi zümrüt yeşili ile cilalanmış, ceylan derisine sarılmış muamelesi yapıp gözün gibi sakladığın mektuplara böyle bu kadar sıkı sarılacağını… Ben ki kalbime ve kalbine güvendim evlat. Sen de bana itimat ettin ki yüreğimden yüreğine ince ve upuzun ya da kısacık bir yol açıldı; Yüz yıl öncesinden yüz yıl sonrasına, dünden bugüne, sabahtan akşama, az önceden hemen sonraya belki de. Zaman; anlaşılmaz bir olgu, yakalanamaz bir kuş, hesap edilemez bir ilerleyiş. Biz iyisi mi yüreğimizin istikametinden şaşmadan bildiğimiz yoldan gidelim. Dışımızın değil de içimizin güzelliği, hoşluğu, temizliği ile övünelim. Ne demişler; Her nesneyi yükselten şey içten gelir. İçi olmazsa dışı yaramaz, kalır.*

Dışındaki vasıflarla övünmeyesin evlat! Dış dediğin dışta kalır; çul çaput gibi, sap ile kabuk gibi. Çekirdeği olmasa kim ne yapsın narı? Sert sedef rengindeki inci olmasa ne işe yarar istiridye? İçindeki kıymetli tat damağımızda kalmasa kim uğraşır cevizin o sert kabuğu ile? Ya insan? Kalbinde incelik, zarafet, merhamet olmadıktan sonra hangi insan ne kadar tahammül eder başka bir insana? Etmez evlat! Ya üç ya beş ya on vakte kadar sabrı tükenir beşerin. Sonunda kaybeden dış kabuk olur, gösteriş, çalım, alım, sahtelik olur.

Hazır kalp ile merhameti zikretmişken sormak isterim; sorumluluk nedir bilir misin? Hiç yokladın mı kendini; ben kimim, kimden ne kadar sorumluyum? Sor evlat! Sor kendine; üzerime düşen ne, elimden gelen ne? Dilersen ben deyivereyim; insan, gördüğü, bildiği, selam verdiği, selam aldığı her şeyden ama her şeyden sorumludur. Yuvasız kuştan, yolunu kaybetmiş karıncadan, kırılmış daldan, su almış saldan, heba olmuş maldan, candan, kandan. Attığın tek bir taş ile dünyanın ta öteki ucunda yıkılan handan…

İnsan olmak kolay mı sandın? Bak bilge kişi ne demiş; İlinde biri kalırsa aç, onu senden sorar Allah, gözünü aç.*
Aç gözünü evlat, açabildiğin kadar aç! İnsan olmak işte bu kadar zordur. Zor olan her şey özeldir, kıymettir, değerdir. Öyle olmasa dünya yüzünde her nesneye iki göz, iki kulak, bir de kalp ile akıl verirdi Hak. Kudret verirdi dağlara, bir başka dağın yamacında soluklanan çocuğun yiyeceği bir lokma ekmeği bölüşsün diye.

Yazarım okunur, söylerim dinlenir. İşte bu da bana yeter oldu. Sana diye yazarım amma aslında kendimedir tüm sözüm. Nefsimi terbiye etmek için can çekişir durur şu özüm. Bir sitem var ise bu banadır. Bir baht var ise o sanadır. Bahtın gür olsun evlat. Selametle…

Gülşen Ünüvar.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41