GÜNAHLARDAN SAKINMAK
Allahü Teâlâ, kutsal kita-bımız Kur'an'da, o kitabı tebliğ, tebyin ve tatbik eden Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) sünnetinde ve hadislerinde neyin günah ve haram olduğunu açıklamışlardır.
Yüce Mevlamız, Nisa Sûresi-nin 31. ayetinde;
"Eğer siz yasaklandığınız bü-yük günahlardan kaçınırsanız, diğer kusurlarınızı örter, sizi güzel bir makama koyarız." bu-yurmaktadır.
Rasülü Ekrem (s.a.v.) Efendi-miz de değişik hadislerinde büyük günahları saymıştır. İki elin on par-mağının sayısınca olan belli başlı bü-yük günahlar şunlardır:
1- Allah'a şirk, ortak koşmak.
2- Ana-babaya âsi olmak.
3- Yalan söylemek, yalan yere şahidlik etmek.
4- Haksız yere insan öldür-mek.
5- Sihir, büyü yapmak.
6- Yetim malı yemek.
7- Faiz yemek.
8- Harpte savaştan kaçmak.
9- Namuslu kadına iftirada bu-lunmak.
10- Zina etmek.
11- Hırsızlık yapmak.
12- İçki içmek.
13- Kumar oynamak.(1)
Günah, Allah'ın emirlerine ay-kırı olarak görülen iştir, dinî suçtur. Yasak olanı, emrin zıddını yapmak-tır.
Günah; kabirde ve ahirette azabı gerektiren, fıtrata aykırı, ha-ram olduğu dinî nasla sabit fiildir, ameldir. Allah'ın yasak ettiği her şey günahtır.
Farzları özürsüz bir kere terk etmek de büyük günahtır.
Büyük günahları 7, 17, 70'e ka-dar çıkaranlar olmuştur. İmam Zehebî, Kitabu'l-Kebâir'inde gü-nahları 70 olarak saymakta, birin-cisini şirk, sonuncusunu sahabeye sövmek olarak zikretmektedir. İbn Hacer el-Heytemî, Türkçemize İs-lâm'da Helaller ve Haramlar olarak terceme edilen ez-Zevâcir'inde 467 tane büyük günahtan bahset-mektedir.
Büyük günahların bu kadar üzerinde durulmasının bir sebebi vardır: Zira günah hem ferdî hem de sosyal hayatı karartan, çökerten manevî bir hastalıktır. Günah; kişi-nin iç dünyasını, maddî ve manevî hayatını karartır, onun iç huzurunu alt üst eder. Zaten günah, vicdanı sızlatan, vicdanın benimsemediği olaydır.
Büyük günahla birlikte bir de küçük günahtan söz edilir ki o da şudur:
Tembellik, gaflet ve ihmalden dolayı bir kere bile olsa özürsüz sünnetleri terk etmek veya mek-ruhu işlemek küçük günah sayıl-mıştır.
Hayatta günah işlemeyen insan yoktur. Günah işlemeyen, masum kimse sadece peygamberdir. O da Allah'ın murakabesi altındadır. Bu bakımdan günah işlemez.
Aslında sayıca belli olan ve ya-pılmadığı takdirde yok olan büyük günahlardan büyük bir titizlik ve özveri ile kaçınmak gerekir. Gü-nahtan kaçınmanın birinci âmili, güçlü bir iradeye sahip olmaktır. Bu iradeyle birlikte imanı devamlı tazelemek gerekir. Günah işlerken, kişiyi hiç kimse görmez, ama Allah görmektedir. Allah'ın mülkünde, O'nun kulu ve yarın huzuruna çıka-cak şerefli, kerem sahibi bir insan olarak günah işlemek, O'nun koy-duğu yasakları hiçe saymak ve büyük bir haddi aşmak anlamına gelir. Kişi böyle bir düşünce ve iman zindeliği ile günaha karşı tavır al-malıdır.
Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Günahlardan uzaklaş, zira en makbul hicret, günahlardan uzak-laşmaktır. Farzlara devam et, zira en üstün cihad farzları eda etmektir. Allah'ı çok zikret, an. Zira Allah ka-tında zikirden daha sevimli bir ibadet yoktur."
Günahlar; Allah'ın, insanların hangisinin daha güzel amelde bu-lunacaklarını ortaya çıkarmak, on-ları denemek, sınamak, imtihan et-mek için tesis ettiği koruluktur. İn-sanın, bu koruluğa yaklaşmaması is-tenmiştir. Ama insan bunca bolluğa, bunca güzel helâllere, mübahlara, nimetlere rağmen günahlara koş-makta, haramları işlemektedir. Farzları terk edip isyanda bulun-maktan zevk almaktadır. Günah işlemek kişiyi imandan çıkarmaz, ancak günahı helal sayarak işlerse, bu takdirde kişinin imanı gider.
Günahtan sakınmanın en etkin çaresi; günaha giden yolu kapa-maktır. Günah işlememek için Al-lah'a verdiği sözü her an hatırla-maktır. Buna rağmen günah işlen-mişse, bu pislikten temizlenmenin yolu da tövbe ile Allah'tan af ve ba-ğışlanma dilemektir. Tövbe, Müs-lümanın Allah'ın rahmet ve mağ-firet kapısına dönmesidir. Allah, günahkârın tövbesini kabul edece-ğini Kur'an'da haber vermektedir.
Şerafettin Gölcük.
