www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT => KÖŞE YAZARLARI - KARMA => Cevat Akşit. Profesör => Konuyu başlatan: fanidunya - Şubat 25, 2017, 08:41:24 ÖÖ

Başlık: ALLAH’IN İYİLİK HAZİNELERİ
Gönderen: fanidunya - Şubat 25, 2017, 08:41:24 ÖÖ
ALLAH’IN İYİLİK HAZİNELERİ

Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde, “3 şey Allah’a vefa borcunun hazinelerindendir, iyilik hazinelerindendir“  buyuruyor. Bunlardan birincisi başına gelen bir şeyden dolayı hemen bağırıp çağırmamak, şikâyetini gizlemek, her tarafa yaygara yapmamak, sabretmektir. İkinci ise sadakayı gizli vermektir. Dikkat edin zekât demiyorum. Zira zekât açıktan verilebilir. Çünkü ‘bu adam zengindir, niye zekât vermiyor’ diyenlere engel olmak ve diğer zenginleri teşvik etmek için zekât açıktan verilebilir. Fakat sadaka farz değildir, sadece sevap için yapılır. İşte bu yüzden hadiste geçtiği üzere sadaka verirken gizli vermek çok faydalıdır ve bir hazine gibidir. Bu konuda değişik hadisler de var. Bir hadisi kutsi de, “Ben kuluma bir sıkıntı verdim de o, kimseye ondan şikâyetçi olmazsa, söylenmezse onu eskisinden çok daha iyi bir duruma getiririm. Ve bu güzel huyundan dolayı bütün günahlarını örterim” buyruluyor. Başına gelen bir musibette yaygara çıkarmayıp Allah’ın rızasını gözeten kişi, anasından doğduğu gün gibi tertemiz olur. Bir başka rivayette “Bir kimse hastalığını şikâyet etmemek kaydıyla belaya sabrederse büyük günahlar dâhil tüm günahları affedilir. Bu sabır onun kefareti olur” buyruluyor. Evet, bu beyanlar doğrultunda bize düşen Hazreti Yunus gibi haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah” diyebilmektir.
 
KADERE İTİRAZ EDEMEYİZ 
 
Taberani’nin Hazreti Enes’ten naklettiği bir hadisi kutside Hazreti Allah, “Kulumun başına gelen beladan dolayı onu öldürürsem, o rahmetime kavuşmuş olur. O sabrından dolayı rahmetimi hak etmiş olur” buyruluyor. Müslümanların bu ilahi beyanlar doğrultunda vakarlarını korumaları ve Cenab-ı Hakk’a rıza göstermeleri imanın alametidir. Bunları kulağımıza küpe yapalım. Dua edelim, Allah-u Teâlâ bizlere bela musibet göstermesin. Ancak başımıza bir şey gelirse de itiraz etmeyip kadere razı olalım. Müslüman Allah’ın takdirine karşı gelemez. Zaten Müslüman demek teslim olan demektir. Rabbimiz bizleri teslimiyet bilincine erişenlerden eylesin.
 
ÖFKESİNİ YUTAN KURTULMUŞTUR
 
Peygamber Efendimiz bir başka hadiste ise, “Şu 3 şey de kimde yoksa benden değildir.” buyuruyor. Tabi buradaki benden değildir ifadesi kâfirlik manasında değildir. Sadece benim âdetimi yapmıyor, yolumdan da gitmiyor demektir.

Hadiste bu üç şeyin ilki olarak “hilm” yani yumuşak huyluluk sayılıyor. Mesela öyle bir adam var ki görgü sıfır. Ağzından küfür eksik olmuyor, cahil bir adam. İşte bu adamı hoş göreceksiniz. Cahil bir adam, bilmiyor deyip anlayış göstereceksiniz. Fakat hocam adam aileme sövüyor, diyorlar. Evet, buna sabretmek zor. Ama bunu yaparsanız, hoş görürseniz, Peygamberin yolundasınız, Allah’ın yolundasınız demektir. Eğer karşılık verirseniz, Peygamberin ifadesiyle Allah’a yakın değilsiniz demektir.  Böyle bir durumda kötülüğe kötülükte karşılık vermemek gerekir. İşte “hilm” bu demektir. Öfkesini yutmak demektir. Öfkesini yutan da kurtulmuştur.
 
İMAM-I AZAM’IN SARHOŞ KOMŞUSU
 
Peygamber Efendimizin benden değildir dediği bir zümre de güzel ahlaklı olmayanlardır. Bazı kardeşlerimiz var güzel şeyler okuyorlar, biliyorlar ama yeterli değildir. Çünkü ameldir önemli olan. Kuru bilgi tek başına bir işe yaramaz. Alışverişte, komşulukta, işte, sokakta her yerde güzel ahlaklı olmak lazımdır. Çok çeşit insan olmasına rağmen herkesi hoş görmek, idare etmek. Olgunluk göstermek lazımıdır. Bu güzel ahlak adamı Peygamberin yoluna sokar. Bu zatlardan birisi İmam-ı Azam Hazretleridir. Devletten hiç para almadan bir sürü talebe yetiştirmiş, hayırlar yapmış,  vatandaşın derdini çözmüştür. İdareciler de halk da onu çok sevmiştir. İmam-ı Azam’ın komşusu sarhoşmuş. Akşam olduğunda bağırıp çağırıyormuş. Bu adam bir gün eve gelmeden yolda sızmış. Dönemin valisi de içki yasak olduğu için adamı hapse attırmış. İmam-ı Azam Hazretleri ise valiye giderek komşusunu hapisten kurtarmış. İşte hadiste cahillere karşı tavsiye edilen “hilm” böyle bir şeydir. Bu olayın ardından sarhoş adam tövbe etmiş. İşte müminlik böyle oluyor.
 
ŞÜPHEDEN BİLE KAÇIRAN ALLAH KORKUSU
 
Hazreti Peygamberin, yolunun dışında saydığı zümrenin üçüncüsü ise şüpheli şeylerden bile sakındıracak Allah korkusu duymaktır. Bununla ilgili Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; “Yemyeşil bir tarlanın kenarındaki otlakta hayvanını otlatma.” Çünkü o hayvanlar diğer tarlaya geçebilir. Sende bir başkasının hakkına girebilirsin. İşte haram şüphesi olan durum böyle bir şeydir. Bundan bile Allah rızası için sakınan, Peygamberin yolunda demektir, Allah’ın yolunda demektir.

Müslüman Allah’ın çizdiği sınırlar hususunda hassas davranırsa iki dünyasından da emin olur.   
 
İMANI KEMALE ERDİREN 3 ŞEY
 
Hazreti Enes’ten nakledilen başka bir hadiste, “Şu üç şey kimde varsa sevabı kesin olarak hak eder ve imanı kemale erer. Bunlar, İnsanlar arasında yaşarken güzel ahlaklı olmak, haramlardan sakınmak uğruna şüpheli şeylerden uzak kalan, cahil adamların cahilliğine karşı sabrederek kızmayandır” buyruluyor. Bu hadislere benzer, değişik varyantta ifadeler de vardır. Bu davranışlar bizlere sünneti öğretir, ümmet bilincini öğretir. Hazreti Peygambere hakkıyla ümmet olabilirsek insanlığımızın farkına varırız. Allah’ın rızasına kavuşuruz. Allah bizleri bu niyetle Resulullah’ın yolundan ayırmasın. Âmin.

Prof. Dr. Cevat Akşit.