ALLAH'IN YARDIM ETTİĞİ KULLAR
Peygamber Efendimiz, “Şu üç şey kimde varsa Allah-u Teâlâ onun ayıplarını örter, onu korur” buyuruyor. Bunlar hadisin devamında şöyle zikrediliyor; Bir, zayıf olanlara merhametli davranmak, yardım etmek.
İki, usul dediğimiz analarımıza, babalarımıza, dedemize, nenemize yani köklerimize müşfik davranmak. Üç, emrimiz altındakilere iyilik yapmak.
Tabi bunun ihsan olması gerekiyor. Yani karşılıksız olması gerekiyor. Bir iş yapıyor, karşılığını veriyorsanız bu ücret olur. Karşılıksız yapılan iyiliğe ihsan denir. Bu hareketler, Allah’ın size yardımına vesile olur, Hazreti Peygamberin ifadesiyle… Yine başka bir hadiste de “Şu üç şey kimde bulunursa Allah onu himaye eder ve onu cennetine dâhil eder” buyruluyor. Peki, kimdir bunlar? Birincisi kendisine yapılan iyiliğe karşı teşekkürü unutmayanlar. Evet, İyiliğe karşı iyilik etmek lazımdır. Yine, kötülüğe karşı da iyilik Allah’ın teşvik ettiği bir şeydir. Bunları hepimizin adet edinmesi lazım! Müslüman teşekkür etmeyi vazife bilmeliyiz. İyilik edene, Allah sana hayırlar versin diye dua etmeliyiz. Bu Cenab-ı Hakkın yardımına vesile olur. Allah’ın himayesine aldığı ikinci grup ise imkânı ve hakkı varken, intikam alacakken affedendir. Bu da büyük bir ikram vesilesidir. Allah’ın koruduğu ve cennet ile müjdelediği bir diğer grup ise öfkesine hâkim olanlardır. Öfke bir duygudur ve geldiğinde aklı örter.
Eğer öfke geldiğinde ona hâkim olup aklı örtmesine engel olabiliyorsan, Allah’ın müjdesine vasıl oldun demektir.
EVLİLİĞİN ŞAKASI OLMAZ
Adam şimdi gelip, “Hocam karımı 9 talak ile boşadım, ne yapacağım” diye soruyor. Kardeşim ben hocayım. Sana yapacağım bir şey yok. Ayeti, hadisi değiştiremem. Yapacak bir şey yok. Öfkeni tutamamışsın, sakin durmamışsın. Efendimiz kanunu koymuş; “Üç şeyin şakası da ciddi sayılır…” Bunlardan birisi evliliktir ve evlenmenin şakası olmaz. Şahitler huzurunda, adam ben seni aldım, kadın da ben sana vardım dese evlenmiş olurlar. Bu işin şakası olmaz. Yine şakadan veya rol icabı ben seni boşadım diyemez. İslam hukukuna göre bir erkeğin karısını üç boşama hakkı vardır. Üç defa sarih lafızlar dediğimiz, “Boş ol, seni boşadım” gibi ifadelerle açıkça boşadığını söylerse boşanmış olurlar.
Tekrar evlenmeleri için ise kadının başka bir adam ile evlenmesi ve en az bir defa birlikte olması gerekir. Ancak bu durumdan sonra tekrar evlenebilirler. Başka türlü nikâh tutmaz. İmam-ı Azam’a göre bunu üç ayrı zamanda söyleyen de böyledir. Bir anda üç defa söyleyen de böyledir. Ancak “defol, ananın evine git, bu evde işin yok” gibi sözlere de kinaye lafızlar derler. Yani manası gizlidir. Bu sözler boşanma niyetiyle söylenmediği takdirde boşanma sayılmaz. Şimdi adam barut gibi kızmış, öfkelenmiş ve karısına dokuz talakla boşadım seni demiş… İş işten geçti arkadaş. O senin hanımın değil artık. Ben seni artık kurtaramam. Bu kuralı koyan ben değilim. Ben bunları sana aktarmakla mükellefim o kadar. O yüzden öfke geldiği zaman ona hâkim olmazsak bizleri geri dönülmez hatalara sürükleyebilir. Sonra pişmanlığımız da fayda vermez.
AMELİ YOK EDEN ŞEYLER
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa buyuruyor; “Üç şey vardır ki bunları dünya da yapmamış ise adam, kıyamet günü bunlarla gelmemişse amelinin hiçbir kıymeti kalmaz. Hiçbir ameli ona fayda vermez…” Hatta bununla ilgili “Köpek ondan daha hayırlıdır” buyuruluyor.
Peki, nedir bunlar? Haramlardan korunmaya takva denir. Haram olup olmadığı şüpheli olan şeylerden korunmaya ise “vara” denir. İşte kimde “vara” yoksa onun amelinin bir kıymeti yoktur. Bir hoca bir mesele için olur diyor. Başka bir hoca ise asla olmaz diyor. İşte burada “vara” yani şüphe vardır. Müslüman bundan kaçınmazsa ameli hiç olur. Peygamber Efendimiz, “Şüpheli şeylerden uzak durun” diyor. Bir insan vara sahibi olmazsa o adam sınırı çok geçer. İkinci olarak “müdara” sahibi olmak gerektir. Yani insanlara karşı güzel ahlak ile olayları, olumsuzlukları büyütmeden halletmektir. İdare etmektir. Eğer asi bir adam ise her şeyi sorun ediyorsa o adamın ameli bir işe yaramaz. Üçüncüsü Müslüman “hilm” sahibi olmalıdır. Yumuşak huylu olmalıdır. Eğer bu sizde yoksa amellerinizi bir anda yok edersiniz. Kırk yıllık arkadaşınız ile bir söz üzerine kavga eder dostluğunuzu bitirirsiniz. 40 yıllık, 50 yıllık evliliğinizi bitirirsiniz. O yüzden şüpheden kaçacağız, insanları idare etmeyi maruz görmeyi bileceğiz ve çabuk kızmayıp yumuşak huylu olacağız. Bu huylar bir Müslümanda yoksa ameli onu kurtarmaz.
ÜÇ ŞEY GERİ ÇEVRİLMEZ
Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde, “Üç şey sizlere verildiğinde geri çevirmeyin” buyruluyor. Resulullah bunları da şöyle açıklıyor; Bir eve misafirliğe gittiğinizde, ev sahibinin gösterdiği yere oturun. Şöyle buyurun denildiğinde başka yere oturmayı istemeyin. Onun dışında güzel koku verildiğinde reddetmeyin. Çünkü güzel koku kötü kokuların bastırılmasını sağlar. Sarımsak gibi sigara gibi rahatsız edici kokuların bastırılması için güzel kokuyu reddetmeyin.
Ret olunmayacak bir diğer şey ise süttür. Süt ikram edildiğinde geri çevirmeyin. Bir bardak süt sizi çatlatmaz. Bu ikramlar insanların birbirine kaynaşmasına vesile olur. Bunları Peygamber Efendimiz geri çevirmemiştir. O yüzden bizlerde geri çevirmemeliyiz. Bu sünnetlere uymaya çalışırsak daha büyük ikramlara kavuşuruz. Allah bizleri hazinesinden ikramlandırsın inşallah.
Âmin.