Çok Yemek Çok Uyumak ve Rahata Küşkün Olmak Kalbi Karartır
Peygamber Efendimiz buyuruyor, “ Üç şey vardır ki mükellef insan onlardan sorumlu tutulmaz. Basını sokacak bir ev, ayıbını örtecek elbise ve belini dik tutacak yemekten Allah hesap sormaz” Hadis-i şerfite bahsedilen üç şeyin ilkinde evden bahsediliyor. Bahsedilen ev, basit, derme çatma, bir insanın başını sokabileceği bir ev. İşte bu evden dolayı Yüce Allah kuluna hesap sormaz. İkinci olarak da insanı ayakta tutabilecek kadar yemek. Burada bahsedilen yemek de insanın gün içinde yemesi gereken zaruri yemek miktarı kadardır.
İnsanın belini dik tutup ibadetlerini ve işlerini yerine getirebilmesi için yemek yemesi lazım. İşte o beli dik tutacak kadar olan yemekten Yüce Allah kuluna hesap sormaz. Son olarak da insanın avret mehelini örtecek kadar olan kıyafet. Bir insanın kıyafet giymesi dinimizde zorunlu ve kesin örtünmesi gereken yerlerimiz açıkça bildirilmiş.
Erkeklerin göbek deliği ve diz kapağının arası kesinlikle örtülecek. Kadınların da yüz, el ve ayakları dışında her yeri avret bölgesidir, kadınlar da ona göre giyinecek. Müslümanların avret yerlerini göstermesi yasaklamıştır. İşte sadece avret mehelini örtecek kadar bir elbiseye sahip olan kulundan Yüce Allah hesap sormaz.
KATI KALPLİ ADAM NAMAZ KILSA TADINI ALAMAZ
Resulü Mücteba Efendimiz buyuruyor, “Üç haslet vardır ki kalpte kasvete sebep olur. Çok yemeği sevmek, çok uyumayı sevmek, rahatı çok sevmek” Hadis-i Şeriften de anlaşılacağı üzere çok yemek yemek kalbi katılaştırır. Katı kalpli adam namaz kılsa tadını alamaz, Kuran-ı Kerim okusa zevkine gelemez. Peygamber Efendimizin söylediğini doktorlar da söylüyor. Çok yemek sağlığa da zararlıdır. Zaten Resulullah Efendimizin söylediği şeyler çok önemli ama Hadis-i Şeriflerdeki mana dikkate alınmıyor ne yazık ki. Bir de uyku meselesi var. Yemek gibi uyku da Allah’ın kullarına verdiği bir nimet. Ama çok uyumak da doğru değil. Çok uyumak da Hadis-i Şerifte de söylendiği gibi kalbe kasvet verir. Son olarak da rahatı sevmek var.
Ancak dünya hayatında rahat olmak mümkün değil. Çalışmak, çabalamak, kazanmak gerek. Rahata düşkün olmak kalpleri karartır.
GÜZEL BİR NAMAZ İÇİN ÖNCE GÜZEL BİR ABDEST ALMAK GEREK
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz buyuruyor, “Üç şey vardır ki eksiksiz namaz kılmanın alametidir. Abdesti güzel almak, düzgün saf, imama uymak.” Her Müslüman olabilecek en güzel şekilde namaz kılmak zorunda.
Bunun içinde Peygamber Efendimiz Hadis-i Şerifte tarifi veriyor. Güzel bir namaz için önce güzel bir abdest almak gerekir. Güzel bir abdest almak için de öncelikle kıbleye yönelmek gerekir. Kıbleye dönerek abdest almak elbette abdestin farzı değildir ama imkân varsa kıbleye dönerek abdest almak daha güzel olandır. Sonra besmele çekip Şeytanı dağıt. Abdeste başladıktan sonra konuşmamak da çok önemlidir. Peygamber Efendimizin sünnetine uygun bir abdest almak eksiksiz kılınacak bir namazın alametidir.
MÜSLÜMANLARIN SAF TUTARKEN OMUZLARI BİRBİRİNE DEĞMELİ
Müslümanların nizami, düzgün olması gerek.
Hadis-i Şerifte de cemaatle kılınan namazda tutulan saflardan bahsediliyor. Peygamber Efendimiz namazda her zaman safların dümdüz olmasını istemiştir. Yan yana, cemaatle namaz kılan Müslümanların saf tutarken omuzları birbirine değmeli. Sahabe efendilerimizin elbiseleri hep omuzlardan eskimeye başlarmış.
Resulullah Efendimizin emirlerine o kadar sıkı uyuyorlarmış ki, o sıcakta namaz kılarken birbirine değen omuzlar terlermiş ve doğal olarak da elbise yıpranırmış. O yüzden cemaatle kılınan namazların tam olması için safların düzgün ve nizami olması gerek. Son olarak da güzel ve tam bir namaz için Hadis-i Şerifte ‘imama uymak’ diye buyrulmuş.
Evet, cemaatle namaz kılmaya kendimizi alıştırmamız gerek. Çünkü evde kıldığımız namazda düzgün okuduk mu, rükunlar tam oldu mu diye birçok vesveseye kapılabiliriz. Ama camide cemaatle kıldığımız namazın kefili imamdır. Eğer camide imama uyarak namaz kılarsak o namazımız kabul edilir, imam o namazın kefilidir.
Prof. Dr. Cevat Akşit.