Güneş Batı’dan Doğana Kadar Tövbe Kapısı Açıktır
Tövbe, uzak yoldan yakın yola dönmek demektir aslında. Dinimizde ise tövbe çok önemli bir yere sahiptir. Kişi yaptığı günahlardan pişmanlık duyarsa ve Allah’a bu günahlarının affedilmesi için dua ederse tövbe etmiş olur. Ancak tövbe edilen günaha dönmemek şartıyladır. Kişi pişmanlık duyduğu hatasında, günahından ve o haramdan kesinlikle uzak duracak bundan sonra. Tabii dinimizde kesin bir şey vardır, o da iman. İmanı olmayan kişinin tövbesi de olmaz. Her pişmanlık tövbe değildir, tövbe olabilmesi için, Allah’a inanması lazım, Peygamber Efendimize inanması lazım, Onlara teslim olması lazım, Onların emir ve yasaklarına hayatı boyunca uyacağını belirtmiş olması gerekir. Tövbenin başlangıcı imandır. Tövbe kişinin Allah’a bağlılığının alametidir. Nur Sûresi 31. ayet, “Ey müminler. Allah’a hepiniz tövbe edin. Yaptığınız kötülüklerden pişmanlık duyarak vazgeçin ve Allah’a yönelin” diye Cenab-ı Hakk bize emretmiş. Ayet-i kerimede dikkat ettiyseniz tekil bir üslup yok, tüm müminlere hitap var. Kâfirlerin tövbesi Kelime-i Şehadettir.
BEN GÜNAH İŞLEMEDİM DEMEK DE HARAMDIR
Dilde olan, kalpte hissetmeden edilen tövbe geçerli olmaz. Bir büyüğe, ‘Tövbe nedir?’ diye soruyorlar.
Cevaben, ‘Tövbe kökünü, istiğfar yaprağı ile karıştır. Son onu da gönül havanına koy. Sonra kalbindeki Allah aşkının ateşiyle pişir, gözyaşıyla ıslat. Ondan sonra onu Tevhit tokmağıyla onu döv ve kanaat kaşığıyla onu her gün ye’ demiş. İşte tövbenin anlaşılabilecek en güzel tariflerinden birisi de budur. Ben günah işlemedim demek de haramdır. Sadece peygamberler günah işlemez. Çünkü onlar Allah’ın kontrolü altındadır.
Peygamber Efendimiz buyuruyor, “Hz. Adem’den beri benim soyuma pislik bulaşmamıştır” diyor. Peygamber Efendimizin doğduğu Arap coğrafyasında o dönem çok pis bir zihniyet hâkimdi ama Peygamber Efendimizin ailesi bundan müstesnaydı.
ALLAH (CC) BİR KULUNUN TÖVBE ETMESİNDEN BÜYÜK BİR MEMNUNİYET DUYAR
Kulluk bilinciyle, Allah’a ve Resulüne tabi olan bir Müslüman tövbe fırsatını iyi değerlendirmelidir. Allah bir kulunun günahlarından pişman olup halis bir niyetle tövbe etmesinden büyük bir memnuniyet duyar. Bir mümin kendinin farkında olur, Allah’a hak ettiği gibi yönelir ve Resulünün sünnetine uygun bir hayat sürdürürse o zaman bunun gibi müjdelere de dört elle sarılır. Günah bize özel, bize özgü bir şeyse bunun dermanı da ancak tövbedir. Biz tövbe etmedikçe kurtuluşa ermeyiz. Her tövbe ettiğimizde, pişmanlık duyduğumuz günaha karşı aramıza bir set koyarız.
Çünkü tövbe o günahı bir daha işlememek şartıyla olur.
O zaman bol bol tövbe edip kendimizi günaha giden yollardan sıyırmamız gerek. Allah’ın merhameti, şefkatinin zerresi tüm insanlığa yetecek kadardır.
“EY MÜMİNLER HEPiNiZ ALLAH’A YÖNELİP TÖVBE EDİNİZ”
Resulü Müctebâ Efendimiz buyuruyor, “Güneş Batı’dan doğana kadar tövbe kapısı açıktır.” Hepimizin bildiği gibi bu dünya geçicidir. Hz. Muhammet Efendimiz de ahir zaman peygamberi olarak gönderilmiş son resuldür.
Artık peygamber gelmeyeceğini biliyoruz. Allah’ın dünyaya verdiği sürenin sonlarına yaklaşmış bulunmaktayız. Kıyamet kopacak ve her şey Allah’a dönecektir. Bu kıyametin de büyük ve küçük alametleri vardır. Kıyametin habercisi olan alametler de artık aşikâr bir şekilde gözüküyor.
Kıyametin en büyük alameti de Güneş’in Batı’dan doğmasıdır. Küçük alametler de işte hayasızlığın giderek toplumda yaygınlaşması. İşte kıyamet gününe kadar tövbe kapısı, pişmanlık kapısı açık olacak. Peygamber Efendimiz bize bu müjdeyi veriyor. Yüce Allah da, “Ey müminler, hepiniz Allah’a yönelip tövbe ediniz. Allah dilerse günahları affeder” diye emrediyor. Tövbe dinimizde kesinlikle emredilmiştir. ‘Et-Tevvab’ da Allah’ın esmalarından birisidir. Anlamı da tövbeleri kabul edendir.
Prof. Dr. Cevat Akşit.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
