Ezan Dinimizin Esaslarını İçeriyor
Resulü Müctebâ Efendimiz buyuruyor, “Üç olay vardır ki bunlar görüldüğünde kıyamet yakındır. Mamur beldelerin harap edilmesi, harap yerlerin de imar edilmesi. Dinin emirlerine uygun şeylerin kötü görülmesi, dinin kötü gördüğü şeylerin uygun görülmesi. Devenin yaprakla oynadığı gibi insanların da emanetle oynaması. Bu üç şey görüldüğü zaman kıyamet yakındır.” Kıyametin ne zaman kopacağı hakkında net ve kesin bir bilgi yok. Ama Peygamber Efendimiz hadis-i şerifte dünyanın ilk başından başlayarak sonun artık bu olayların meydana gelmesiyle birlikte olduğunu bizlere haber veriyor.
Kıyamet alametleri tabii daha fazla. Buradaki hadis-i şerifte de 3 kıyameti haber veriliyor. Elbette bizim de Peygamber Efendimiz’in sözlerine bakıp ders almamız gerekir.
ALLAH’I ZİKİR EDEN KİŞİNİN DUASI REDDOLUNMAZ
Peygamber Efendimiz başka bir hadis-i şerifte ise, “Üç kişi vardır, Allah onların duasını reddetmez. Allah’ı çok zikreden insanların duası reddolmaz. Mazlumun duası reddolmaz. Adaletli yöneticinin duası reddolmaz.” Tabii duanın da şartları vardır.
Peygamber Efendimiz bize dua ederken nelere dikkat etmemiz gerektiğini de söylemiştir. Dua ederken önce besleme çekeceksin, kıbleye döneceksin, ellerini açacaksın ve kalbini Allah’a bağlayacaksın. Bunlar duanın edeplerindendir. Duanın kabul olması için bir insanın haram yiyip içmemesi gerekir. Duanın kabul olması için bir insanın yalan söylememesi, doğrudan ayrılmaması gerekir. Bunun gibi bazı önemli şartları yerine getirdikten sonra dua edip Allah’a yalvarabiliriz, ondan isteyebiliriz. Peygamber Efendimiz de hadis-i şerifte, duası reddedilmeyecek zakir insanlardan bahsediyor. O yüzden bizim dilimizi Allah demeye alıştırmamız lazım. Mesela her işe başlarken besmele çekmemiz lazım.
“Bismillâhirrahmânirrahîm” dediğimiz zaman Allah’ın üç ismini zikretmiş oluruz. Allah, Rahman ve Rahim deriz. ‘La İlahe İllallah’ da keza yine öyledir, kendimizi bol bol ‘La İlahe İllallah’ demeye alıştırmamız lazım.
Bunun gibi Allah’ın isimlerini zikretmek, onu her işe başlamadan önce anmak bizim için daha nice faydalara sebep olur. Peygamber Efendimiz’in de müjdelediği gibi bol bol Allah’ı zikir eden kişinin duası reddolunmaz.
MAZLUM KİMSENİN DUASI REDDOLUNMAZ
Adalet ve zulüm... Yüce Allah bize neyin zulüm olduğunu, neyin adil olduğunu söylemiştir. Bir insana haksız, hukuksuz yere yapılan her kötü şey zulümdür.
Bir insan gücü var diye insanları eziyorsa, onların elinden haklarını alıyorsa, onları huzursuz ediyorsa o zalimdir. Hakkı elinden alınan ve ezilen kişi de mazlumdur. Peygamber Efendimiz’in hadis-i şerifte söylediği gibi mazlum kimsenin duası reddolunmaz.
Yüce Allah, zulme maruz kalan, ezilen kullarının dualarına iştirak eder. İşte o yüzden ne yapıp edelim mazlumun bedduasını almayalım. Son olarak da hadis-i şerifte idarecilerden bahsediliyor. İnsan tek başına yaşıyor olsa sadece kendi sorumluluğunu almış demektir ancak devleti yönetenler öyle değil. Yöneticiler birçok insanın sorumluluğunu alıyor. O yüzden gece gündüz çalışan, adalete önem veren yöneticinin de duası reddolunmaz. Mesela Hz. Ömer Efendimiz adil yöneticilerden biriydi. Gündüzleri nizamı sağlar, memurları atar ve rutin işlerini yoluna sokardı. Gece olunca da sokakları denetlerdi, atadığı memurların işini güzel yapıp yapmadığına bakardı. İnançsız insanlar bile halen bugün Hz. Ömer’in adaletinden bahsediyorlar. İşte Hz. Ömer gibi, ona benzemeye çalışan yöntemcilerin duası Allah katında makbuldür.
EZANSIZ MAHALLE OLMAMALI
Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz buyuruyor; “Üç ses vardır ki Yüce Allah onlarla övünür ve bu seslerin sahiplerini över. Ezan sesi, tekbir sesi ve, “Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnne’l-hamde ve’nni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek” diyenin sesini Allah çok sever.” Yüce Allah ezanı çok sever. Her caminin de ezan hakkı vardır ve ne yazık ki şimdi merkezi sistem diye bir şeyle birlikte camilerin hakkını vermiyoruz. Ezan dinimizde çok önemli. Öyle ki ezansız mahalle olmamalı. İşte ezan bu kadar önemliyken ezanı okuyan müezzinin ne kadar güzel bir iş yaptığını düşünün. O yüzden müezzinlerimizin en güzel şekilde ezanı okuması gerekir. Ezan, dinimizin esaslarını içeriyor. O yüzden ezan çok mukaddestir. İkinci olarak da Yüce Allah tekbir getirenlerin seslerini duymayı çok sever. “Allahu Ekber” diyen kimseyi Allah över. O yüzden bizim ecdadımız buna çok önem vermiş. Savaşlarda “Allahu Ekber” diyerek taarruz ederlermiş. O yüzden biz Müslümanların tekbire dilini alıştırması gerek. Son olarak da hacıların söylediği, “Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnne’l-hamde ve’nni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek” seslerini Allah çok sever. O yüzden hacılar, hac vazifelerini yerine getirirken bol bol “Lebbeyk” getirmesi güzeldir.
Prof. Dr. Cevat Akşit.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
