Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz Buyuruyor
“İLİM KONUSUNDA BİRBİRİNİZE İHLASLA TAVSİYE EDİN”
Resul-ü Mücteba Efendimiz buyuruyor, “Kim Allah’ın emrettiği gibi bir aylık Ramazan orucunu tutarsa, Şevval ayından da ona altı gün eklerse sanki bütün yıl oruç tutmuş gibi olur.” Burada da sevaplara bire on verilmesi meselesine dikkat çekiliyor. Otuz gün oruç aslında üç yüz gün oruca denk gelir ve altı gün oruç da 60 güne denk gelir. Böylelikle Ramazan ayında oruç tutan ve Şevval ayında da altı gün oruç tutan birisi üç yüz altmış günle bir sene oruç tutmuş gibi olur. Bunu tüm hayatı için uygulayan bir Müslüman, her Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı gün daha oruç tutarsa tüm ömrünü oruç tutarak geçirmiş gibi olur. Bütün bir ömür oruç tutmuş gibi yaşamanın formülünü de yine Peygamber Efendimiz bize sahih hadis-i şeriflerle bildirmiştir. Tabii Ramazan ayından sonra altı gün daha oruç tutmak Şevval ayı içerisinde olmalıdır. Şevval ayında tutulacak bu altı günlük oruç, Ramazan orucu gibi farz değildir ama böyle bir müjde var ve bizim de bu müjdeden faydalanmamız en hayırlısıdır.
KÜFÜR KONUSUNDA ŞAKA OLMAZ
Peygamber Efendimiz bir başa hadis-i şerifte ise şöyle buyuruyor: “İlim konusunda birbirinize ihlasla tavsiye edin. Birbirinize dini konularda nasihat edin. Dini konularda bildiğinizi saklamayın. Bu ihanet, hainliğin en şiddetlisidir.” Her zaman söylediğimiz gibi küfür konusunda şaka olmaz. İtikadî meseleleri öğrenmemiz büyük bir öneme sahiptir. Maalesef günümüzde bu tarz meselelere kimse dikkat etmiyor. Mesela boşanma konusu itikadî bir konudur ve eşler boşanma ve evlilik meselelerini çok hafife alırlar. Müslüman iki şahit huzurunda kadın ve erkeğin birbirini eş olarak kabul etmesi nikâh yerine geçer bizim dinimizde. Ama sonra çıkıp diyorlar ki biz orada gösteri amaçlı bir nikâh yapmıştık diyorlar olmaz. Keza boşanma konusunda da aynı durum var. Bir adam şakayla, öfkeyle ya da başka bir duyguyla ‘boş ol’ derse geçerli olur. Böylelikle dini açıdan bir nikâh geçersiz olur. Son bir örnek olarak abartılı yeminler de itikadi bilginin yetersizliğine örnektir. Bazıları karşısındaki insanı inandırmak için yemin eder gibi, ‘gavur olayım ki, cenneti görmek nasip olmasın’ gibi sözler ediyor. İnsan her şeyi olur ama gavur olmaz. İman üzerine yemin etmek çok sakıncalıdır. Yani bu hataları yapan insanlar itikadî meseleleri bilse bu tarz şeyleri söylemez, böyle hatalar yapmaz. İşte Resulullah Efendimiz de, “İlim konusunda birbirinize ihlasla tavsiye edin. Birbirinize dini konularda nasihat edin. Dini konularda bildiğinizi saklamayın. Bu ihanet hainliğin en şiddetlisidir” hadis-i şerifiyle ilim öğrenmenin, İslami hükümleri öğrenmenin ve Müslümanları bu konuda teşvik etmenin önemine dikkat çekiyor. Şimdi Türkçe ve Türkçe çevirileri olan birçok fıkıh ve hadis kitabı var. Dinimizle ilgili meseleleri bu kitaplar sayesinde öğrenebiliriz. Eğer okuyamıyorsak bile ilmi meseleleri bir bilene sormamız gerekir.
NÜFUS KALABALIĞI KUVVET DEMEKTİR
Nüfus kalabalığı kuvvet demektir. Müslümanların çoğalması da Peygamber Efendimiz’i sevindirir. Bu konuyla ilgili Resulullah Efendimiz buyuruyor, “Bir kulun yüklendiği sorumluluğa göre, katlandığın külfete göre Allah’ın yardımı gökten iner.” Çocuk bakmaz zor iştir. Hele ki fazla çocuklu bir anne babanın işi daha zordur. Mesela adam kendi evindeki çok nüfusa bakıyor, Allah ona göre kuluna yardım eder. Sabırlı olmak, Allah’tan beklemek ve sorumluluklarını yerine getirmek hayırlı olandır. Mesela adamın durumu iyi kendi çok nüfusuna bakıyor bir de komşusunun geçimine yardımcı oluyor, o zaman da Allah’ın yardımı o kuluyla birlikte olur. Müslümanların birbirine yardımcı olması, birbirinin yükünü almasıyla ilgili Resul-ü Müctebâ Efendimiz, “Bir Müslüman başka bir Müslüman’a yardım ettiği sürece Allah da ona yardım eder” buyurmuştur. Elindeki imkânlarla Müslümanlara yardımcı olan adama Allah daha çok yardım eder.
Prof. Dr. Cevat Akşit.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
