Gönderen Konu: Şikâyetimizi de Sdece Allah’a Az Emeliyiz  (Okunma sayısı 63 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Şikâyetimizi de Sdece Allah’a Az Emeliyiz
« : Temmuz 09, 2021, 07:10:55 ÖS »
Şikâyetimizi de Sdece Allah’a Az Emeliyiz

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa buyuruyor ki, “Üç şey vardır iyilik, ihsan hazinelerindendir. Sadakayı gizlemek. Başına bir musibet geldiği zaman bunu gizlemek. Şikâyetini sadece Allah’a arz etmek.” “Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek” şekilde sadaka vermek her zaman duyduğumuz bir şeydir. Peygamber Efendimizin hadis-i şerifte bahsettiği şey bilhassa nafile sadakalar için daha çok geçerlidir. Biliyorsunuz ki İslam’ın beş şartından olan ‘zekât vermek’, namaz kılmak gibi farzdır. Zekât da bir sadakadır ama onun gizliden verilmesine gerek yoktur. Hatta çok zengin olanlar göstererek sadaka vermesi daha doğrudur. Gösteriş yapmak için olmamak kaydıyla, zekâtı göstererek vermek, ‘Bu adam da çok zengin ama zekâtını vermiyor’ gibi dedikoduların önüne geçer. Ama hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin bahsettiği sadaka mecburi olmayan, nafile sadakalar için geçerlidir.

ALLAH MÜMİN KULLARINI SEVDİĞİ İÇİN ONLARA MUSİBETLER VERİR

Bir insanın başına gelmesini istemeyeceği, sıkıntı ve elem veren şeylere musibet denir. Peygamber Efendimiz hadis-i şerifte de başına musibet gelen birisinin yapması gereken doğru şeyi söylüyor. Dünya hali, hepimizin başına bazen iyi şeyler, bazen de kötü şeyler gelir. Burada başımıza gelen kötü şeyler için başkasına sızlanmanın doğru olmadığına işaret ediliyor. Bir insan başına musibet gelince ancak Allah’a derdini söylemeli. Onda münacat etmeli. Bize bir sıkıntı gelirse günahlarımıza kefaret olur. Biz önlemimizi alacağız ve Allah’a şükrederek, sabır edeceğiz. Allah Müslümanlara sıkıntı vererek, onların doğru yola gelmesine yardımcı olur ve imtihan eder. Allah mümin kullarını sevdiği için onlara musibetler verir yani. Biz başımıza bir sıkıntı geldiği zaman tedbirimizi alacağız ve sabredeceğiz. Şikâyetimizi de sadece Allah’a arz edeceğiz. Müslüman’a bu yakışır.

SÖZDE DURMAMAK MÜNAFIKLIK ALAMETİDİR

Resulullah Efendimiz buyuruyor, “Üç şey vardır ki, onlar için insanlara ruhsat verilmemiştir. Anne ve babaya iyilik etmemekte kimseye ruhsat yoktur. Yapılmasına ruhsat verilmeyen şeylerden biriside, kâfir ya da Müslüman bir kimse verdiğiniz sözde duracaksınız. Emanete ihanet edilmesi için kimseye ruhsat verilmemiştir.” Peygamber Efendimiz, “Annesi ve babası kâfir bile olsa bir müminin anne ve babasına işkence etmesi asla caiz değildir” diye buyuruyor. Tabii kâfire rahmet okunmaz, onların yeri ebedi cehennemdir ama bir kimsenin anne ve babası kâfir bile olsa onlara iyi davranmak zorunda. O zaman anne ve babası Müslüman olan müminlerin daha dikkatli olması lazım. Biz anne ve babamıza iyi davranmak zorundayız. Peygamber Efendimiz hadis-i şerifte, bizim anne ve babamıza kötü davranma ruhsatımızın olmadığını söylüyor.

Müslüman adamın sözünde durması gerek. Bir şey için söz verip daha sonra o sözde durmamak münafıklık alametidir. Eğer bir şeyi yapamayacağını biliyorsan o zaman söz vermeyeceksin. Söz verdiysen de sözünde duracaksın. Müslüman elinden ve sözünden emin olunan kimsedir.


YEMİNDEN DÖNMEK İÇİN KEFARET VERİLMESİ LAZIM

Peygamber Efendimiz, “Üç yemin vardır ki o yeminlerde durulmaz” diye buyurmuştur. Peki, o üç yemin nedir. İlki anne ve babaya zulmet için verilen yemindir, o yeminde durulmaz. İkincisi kâfirliğe dönmek için verilen yeminden dönülmelidir, Müslümanlık’tan vazgeçilmemelidir. Kocasına eziyet etmek için yemin eden kadının yemininden dönmesi lazım. Bir kadının kocasına karşı itaat etmesi lazım. Peygamber Efendimiz bu üç yeminden hemen dönülmesi gerektiğini söylüyor. Ancak yemin yemindir. Yemini bozmak için, yeminden dönmek için kefaret verilmesi lazım. Mesela Hristiyan anne ve baba Müslüman evlatlarının dininden dönmesi için ona yemin ettirdiler. Müslümanlık’tan dönmezse annelik, babalık haklarını helal etmemekle tehdit ettiler, o evlat da yemin etti, dininden dönmek için. O zaman yeminden dönülmesi gerek. Tabi kefaretinin de verilmesi lazım. Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere yemin etmek çok önemli bir şeydir. Batıl bir şey için bile yemin etsek o yemini bozmamız ve kefaretini ödememiz gerek.

Prof. Dr. Cevat Akşit.

 


* BENZER KONULAR

Mustafa Sürmeli - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 10:40:52 ÖÖ]


Hurafe ve Hurafecilik Gönderen: anadolu
[Bugün, 10:34:53 ÖÖ]


Hüsn’ü Zan Gönderen: anadolu
[Bugün, 10:30:30 ÖÖ]


İslam`ın İnsana Verdiği Temel Haklar Gönderen: anadolu
[Bugün, 10:19:30 ÖÖ]


Dua ilgili konular Gönderen: anadolu
[Bugün, 10:08:57 ÖÖ]


Duanın Kabulü Önündeki Engeller Gönderen: anadolu
[Bugün, 10:04:34 ÖÖ]


Tüketmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:48:43 ÖÖ]


Lezzetin İçinde Helak Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:44 ÖÖ]


Kabir Hayatı ve Kabir Azabı 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:50 ÖÖ]


Dün Dersi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:26 ÖÖ]


İstikâmet Üzere Olmanın Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:29 ÖÖ]


Murat Bozkurt - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:31:17 ÖS]


Grup Cemre - Yunus Emre İlahiler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:45 ÖS]


Tavaf Namazı Nasıl Kılınır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:35:36 ÖS]


Kâbe'yi Görünce Okunacak Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:27:09 ÖS]


Hac İle İlgili Hadis-i Şerifler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:19:45 ÖS]


Hasan Ergüçlü - Hira Dağı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:16:42 ÖÖ]


Hasan Ergüçlü - Düştüm Çöllere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:11:43 ÖÖ]


Öfkeyle Kalkan Zararla Oturur Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:50:20 ÖÖ]


Öfkeyi Kontrol Altına Almak İçin Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:46:24 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42