Zekâtı verin dininizi tamamlayın
Hazreti Peygamber, “Sizin Müslümanlığınızın tamam olması zekâtı yerine getirmekle olur” buyuruyor. Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi’nde de Allah, “Eğer onlar tövbe ederlerse, namazı kılarlarsa, zekâtı verirse sizin din kardeşiniz olur”
diyor… Peygamber Efendimizin vefatından sonra Ebubekir (R.A.) zamanında zekât vermeyenler çıkmış. Malının kırkta birini normalde yoksula verecek Allah’ın emri böyle. Ama bu zor gelmiş ve harp açılmış onlara… Resulûllah zamanında bir sahabe efendimize gelip yalvarıyormuş “bana rızk duası yapın” diye. Resulûllahın dizinin dibinden ayrılmıyormuş. Peygamber Efendimiz bir tane koyun vermiş ona, koyun sonra iki olmuş, dört, beş derken bayağı koyunu olmuş. Sonra da komşuları rahatsız olmaya başlayınca Medine’nin dışına çıkmış. Koyunlar arttıkça da uzaklaşmış. Tabi mescide de gelmemeye başlamış. Daha sonra cumaları da kılmamaya başlamış. Koyun sürüsü iyice çoğalmış ve zekât vermez olmuş… Sonra Peygamberimizde zekâtını almamış. Burada, “Allah’ın farzını yerine getirmeyen kâfirdir” hükmünden dolayı da almamış olabilir. Ondan sonra da Hazreti Ebubekir’de, Resulûllah almadı diye zekâtı almamış… Zekât çetin bir imtihandır. Zor kazanılan parayı vermek zor gelir. Ama bunu vermeden de Müslümanlık tamam olmaz. Başka bir ifadeyle; burada bir bina var bu binanın fil ayakları var kubbeyi elde tutuyor. İşte zekâtta İslam binasındaki bu ayaklardır. Zekâtını veren adam Allah’ın emri diye seve seve vermelidir…
İMAN NEDİR?
Kâfirler sadece, “La ilahe illallah Muhammeden Resulûllah” demekle Müslüman olamazlar. Bu cümlenin hepsini kabul etmeliler. “Muhammed Mustafa (S.A.V.) olmasa da olur” demek İslam’ın temelini sarsmaktır. Muhammed Resulûllah demek Muhammed Allah’ın Resulüdür demektir. Bu, Efendimizin bütün haberlerini bilmek demektir. Efendimize Cebrail (A.S.) geldi ve “İman nedir” dedi. Sonra da Amentü’yü okudu. Cebrail (A.S.), “İslam nedir” dedi ve ardından beş şartı söyledi. Cebrail (A.S), “İhsan nedir” dedi, Resulûllah ise, “Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmektir” dedi… Allah’ı görmüyorsun ama Allah seni görüyor. Cebrail, “Kıyamet ne zaman kopacak” diye sorduğunda Peygamberimiz, “Soran, sorulandan daha bilgili değildir” dedi. Çünkü Allah her şeyi öğretti, bilmiyorum diyemez ama söyleme yetkisi yok. O yüzden böyle yuvarlak cevap vermiştir. Bizde böyle küfre düşürecek şeyler söylemeyeceğiz. Zekât böyle önemli bir konudur. Namazı kılacak, zekât verecek ancak öyle Müslümanlık tamam olur. Biz namaz kılan adama, kıbleye yönelen adama kâfir diyemeyiz. Ettehiyatü’de kelime-i şehadet getiriyorsa. Kâfir diyemeyiz. İşte zekâtta namaz gibidir.
AHİRETİN BARAJ SORUSU NAMAZDIR
Namaz için “dinin direği” diyor Resulûllah. Yine başka bir hadiste, “Kim namazı ikame ederse dini ayakta tutar. Kim namazı kılmazsa dini yıkmış olur” buyruluyor. Bu yüzden namazı kılacağız, imanı garantiye alacağız, imanımızı sıkıntıya sokmayacağız. Hayyalel selah dendiği zaman namaza gitmeyenin başına lanet yağar. Allah’ın emrini tutmuyorsa, özrü yoktur. Efendimiz şöyle buyuruyor: “İnsanların, müminlerin ilk hesaba çekileceği şey namazdır.” Namaz tamamsa gerisi kolay, namazdan kaybettiyse gerisi çok zordur. Şimdi okullarda öğrenciden seçiyorsun baraj dersi şunu alacağız diyorsun. O baraj dersi geçemezse başka şeylere bakmıyorsun. Namazda diğer tarafın baraj sorusu gibidir.
NAMAZ VE ZEKÂT BELALARI DEFEDER
Allah cennetliklerin cennette koltuklarında otururken cehennemdeki arkadaşlarını, dostlarını gösterecek. Cennetlikler ise, “Ya sen iyi adamdın ne işin var orada” diyecekler. Onlarda, “Biz dünya da namaz kılanlardan değildik” diyecekler.
Namazı camide kılmak gerek. Evde kılındığı zaman yanlış olur. Evde kıldın mı yanlış yaparsan mesulsün. Hâlbuki camide imama uydun mu imam sorumlu. Ayrıca hep söylüyoruz; Türkiye’nin düşmanı çok, hep içimizi karıştırmaya çalışıyorlar.
Siz camiye gidip saf bağladığınız zaman Allah belaları defeder. İşte namaz bu kadar önemli, zekât da böyle önemli…
Namazda, “Ancak sana taparız, senden yardım dileriz, bizi hidayete erdir” diyoruz. Fatiha’da diyoruz hep biz deriz, biz.
İçinden gelerek biz dersen, bak neler olur… Ben değil de biz diyebilmek için zekât vermek lazım. O kalbin yumuşaması lazım. Müslümanlık böyle tamam olur. Müslümanlar kuruş kuruşuna zekât verse fakir kimse kalmaz.
ZEKÂT KİMLERE VERİLİR?
Kâfire zekât verilmez ama sadaka verilebilir. Zekât verirken en yakından başlamak lazım. Zekâtı bakmakla mükellef olmadığınız kimseye vermelisiniz. Ayrıca haramdan zekât verilmez. Helalinden vereceksin. Şartlı zekât verilmez. Bizi nimet verdiğin peygamberlerin yoluna ilet diyoruz. Her şey ayrı bir nimettir. Nefes, konuşmak, görmek nimet saymakla bitmez… Şimdi korkuyoruz, sıratta ayağım kayacak mı rahat olacak mı diye… Sıratta rahat geçmek için güzel kurban kes. Cennete girdin mi nimet tamamdır. Dünya da bir ayağın köprüde bir ayağın cennette tehlikedesin. Onun için hep rıza-i ilahiyi gözeteceksin.
Prof. Dr. Cevat Akşit.