* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Yirmi Dört Saat Ahlaklı Kalabilen İnsan  (Okunma sayısı 452 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8655
Yirmi Dört Saat Ahlaklı Kalabilen İnsan
« : Mayıs 08, 2025, 08:44:53 ÖÖ »


Yirmi Dört Saat Ahlaklı Kalabilen İnsan

Yazının başlığı, merhum Nuri Pakdil’in “Biat II” kitabından. Şöyle diyor:

“Yirmi dört saat ahlaklı kalabilen insan çok azdır. Dün tanıdığınızı bugün tanıyamaz oluyorsunuz. Ben de başkası için böyle oluyorum belki.

İlişkilerin de sağlıklı kalabilmesi ahlaka bağlı. Ahlaktan yoksunluk çürütüyor ilişkilerimizi. Kişiler arasındaki ilişikler bu temel yasanın dışında değil ki”!

Sevimsiz bir soru ama soracağız mecburen. Peki, bu hale nasıl geldik?

Sorunun çok cevabı vardır. Bir sürü gerekçe ileri sürebiliriz, hatta uzun uzun konuşabiliriz lakin bir faydası olmayacağını da zihnimizin bir tarafına not etmeliyiz.

Bugün veya yarın hatta geçmişe dair bile hesabını veremeyeceğimiz o kadar lüzumsuz fikirlerle, düşüncelerle, görüntülerle hafızamızı işgale uğratıyoruz ki, o işgalden kurtulup da kendimiz gelmemiz gittikçe zorlaşıyor.

Nuri Pakdil ile devam edelim tespitlere. Reçeteyi de kendimiz bulalım. Çünkü her hastalığın şifası insanın kendisinde vardır, yeter ki, kendi eczacımız olabilelim.

“Yeryüzü hızla bir cehenneme doğru kayıyor. Herkes, kendi cehennemiyle o cehenneme doğru ilerliyor.

Kutsal kitaptan uzaklaştıkça, kutsal kitabı okumayı bıraktıkça, kendi içörgütümüzü kuramayacağımızı hiç düşündüğümüz oluyor mu?

Bu çağ, insanda iki öğeyi tamamladıysa bile bu iki öğeyi insanda azalttı; ahlak ile onur. Çağımız insanının yalpalayarak yürüyüşü, bir sarhoş gibi konuşuşu hep bundandır.

Maddesel gereksinimlerini karşılayışı, bolca karşılayışı, çağımız insanını onurlu yapamıyor.

Öylesine bir dışörgüt, insanın içörgütüyle savaşım veriyor ki, maddesel gereksinmelerin karşılanışı, insanın onurundan küçük küçük parçaları alıp götürüyor”.

Evet, bu gidişle galiba yeryüzü, insanın ahlaksız ve onursuz ağırlığına herhalde dayanamayacaktır.

Sabah gözümüzü açıp, haberlere şöyle bir göz attığımızda bile insanı insanlıktan çıkaran pek çok kıyameti istetecek hadiselerle karşılaşmaktayız.

Bu gidişi de yine durduracak güç insandır. Çünkü insan; ancak ahlakıyla, onuruyla, vicdanıyla, yüreğiyle, inandığı değerleriyle bir bütündür.

Tam bu noktada merhum Sezai Karakoç’a yer vermeli. Nuri ağabeyle birlikte Fatiha ile ruhlarına selam etmeliyiz. Sezai ağabey şöyle der:

“Müslüman, Yaratıcı’ya teslim olmuş kişidir. Her an O’nun kıyametine de kendini teslim etmeye hazır kişi.

Bu şuurlu donanmış Müslüman, her saat Yaratıcı’nın karşısına çıkacakmışçasına bir hazırlık içerisindedir. Müslüman, her anını şuurla izleyen, kendisini kendisine bekçi, gözcü yapan kişidir”.

Ezcümle:

Sezai ağabey özlenen Müslüman tipini şöyle anlatır: Sezai ağabeye geçmeden şunu da kendi adıma söyleyivereyim.

Aşağıya alıntılayacağım sözleri kaydederken kendi adıma utanıyorum ama ne yapayım, önce belki kendime faydası olur veya faydalanacak kimseler çıkabilir ümidindeyim.

-“Her Müslüman bir sancak adamıdır. Her an durmamacasına üstünde ve içinde bir sancak taşıyandır o. Hangi topluluğa girse oraya sanki bir sancak girmiştir”.

Hüseyin Öztürk

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap