EŞLERİNİZİN SİZİ ALLAH'A ŞİKAYET EDECEĞİ GÜNE HAZIRMISINIZ?
“O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar. O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır. (Herkes kendi derdine düşmüştür.)” (Abese,80/34-37) O gün kimse kimseyi tanımayacak… Herkes kendi kurtarma peşinde olacak… Bu dünya hayatında belki kırk yıl, belki elli yıl aynı yastığa baş koymuş eşler bile birbirlerini tanımazlıktan gelecek…
Çünkü “O gün zalimler (günahkârlar) birlerini suçlayacak” (Sebe:34/31) Herkesin acımasızca birbirini suçlayacağı o gün, yıllar süren evlilik sırasında birikmiş dosyalar da eşlerin birbirine karşı kullanacağı en önemli savunma belgeleri olacak… Kırk-elli yıllık dosyalar açılacak… Evlilik süresince oluşan kul hakları ortaya dökülecek… Beraber işlenmiş günahlar… Sessiz kalınmış haramlar… Şahit olunmuş yalanlar… Üstü örtülmüş gerçekler bir bir ortaya çıkacak…
Terk edilmiş namazların, İslam ’a göre yetiştirilmemiş çocukların, ciddiye alınmamış tesettürün, evlere sokulan haram kazançların, evlatların boğazından geçirilen haram lokmaların suçunu, günahını, vebalini eşler birbirine atacak…
Ve Allah›a şikâyet başlayacak...
Ey Allah’ım! Kırk yıl bu adamla evli kaldım, kırk yıl aynı evde yaşadım, kırk yıl aynı yastığa baş koydum beni bir gün sabah namazına kaldırmadı, bir gün bana namaz kılmam için nasihatte bulunmadı. Şikâyetçiyim!
Ey Allah’ım! Kırk yıl bu kadınla evli kaldım, her akşam her türlü ahlaksız dizileri, filmleri, yarışma programlarını, magazin programlarını beraber izledik. Bir gün bana nasihat edip gözlerimi haramdan korumam gerektiğini söylemedi. Bir gün bana, bak ezan okunuyor, bırak şu diziyi de kalk yatsı namazına git demedi. Şikâyetçiyim!
Ey Allah’ım! Kırk yıl bu adamla evli kaldım. Evimizde ergenlik çağına ermiş kızlarımız, oğullarımız olmasına rağmen evdeki internetle ilgili en ufak bir tedbir almadı. Evdeki internete bir aile filtresi bile koydurmadı. Yüzlerce uydu kanalının bulunduğu televizyonla ilgili hiçbir tedbir almadı. Çocuklarımızı her türlü haramla baş başa bıraktı. Şikâyetçiyim!
Ey Allah’ım! Yıllarca bu kadınla evli kaldım, bir gün rızkımıza haram bulaştırma demedi, bir gün eve getirdiklerimin haramdan mı, helalden mi kazanıldığını sormadı. Beni zorla faizli ev taksitlerine soktu, kredi kartı bataklığına itti. Gereksiz talepleriyle beni ödeyemeyeceğim borç yüklerinin altına sokup harama, hırsızlığa, yolsuzluğa teşvik etti. Şikâyetçiyim!
Ey Allah’ım! Yıllarca bu adamla evli kaldım, bir gün ailemize, çocuklarımıza İslam’ı anlatmadı, onlara gerekli olan İslami eğitimlerini vermedi, evimizde İslam’ın yaşanması için gayret etmedi, bir gün çocuklarımızı ellerinden tutup camiye, mescide götür medi, bana ve kızlarıma tesettür konusunda, kıyafetlerimiz konusunda, iffet konusunda bir kez bile nasihatte bulunmadı. Şikâyetçiyim!
Ey Allah’ım yıllarca bu adamla evli kaldım, ne evimizde ne de dost ve akraba ziyaretlerinde, haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerini uygulamadı. Ziyaretlerimizde beni ve kızlarımı yabancı erkeklerle aynı masaya oturttu. Eve gelen yabancı erkelere hizmet ettirdi. Şikâyetçiyim!
“De ki: Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Uyanık olun! İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir.” (Zümer, 39/15) Allah, kendisini ve ailesini hüsrana uğratanlardan olmaktan muhafaza eylesin.
Amin.
ABDÜLAZİZ KIRANŞAL