Kurn’da Dua Kulluğun Özü
İnsanoğlunun ilk tövbesi, Hz. Âdem tarafından gerçekleştirilmiştir. Öz bir ifadeyle Hz. Âdem, Allah’ın “Yaklaşmayınız!” dediği ağacın meyvesinden eşiyle birlikte yedi ve bundan dolayı da beraber sonucuna katlanmak zorunda kaldılar. Ardından tövbe etmişlerse de cennetten dünyaya indirildiler. Ve ilk hata işlenmiş, ilk pişmanlık yaşanmış oldu. Bunun sonucunda da ilk dua ve tövbe vaki oldu.
Kitaplık köşemizde bu ay, “Kur’an’da Dua Kulluğun Özü” isimli eser ele alınmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlarından çıkan ve Doç. Dr. Fatih Kurt tarafından kaleme alınan kitap 200 sayfadan oluşmaktadır. Dua eksenindeki kitapta, “Duanın Önemi”, “Dua Nasıl Yapılmalı?” gibi alt başlıklarla duanın mahiyeti hakkında bilgilendirme yapıldıktan sonra “Duada Hayrı İstemek, Aceleci Olmamak”, “Duada İlmi Talep Etmek”, “Duada Sabır Talep Etmek” ve “Duada Hayırlı Nesil Talep Etmek”, “İnancın Korunması için Dua” ve “Şeytandan Allah’a Sığınma Duası” başlıklarıyla duanın içeriğinin ne olması gerektiği yönünde örnekler verilmektedir. Son kısımda ise ayetlerde geçen Hz. Âdem’in, Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in, Hz. Yakub’un, Hz. Hz. Yusuf’un, Hz. Eyyûb’un, Hz. Musa’nın ve Hz. Süleyman’ın dualarına değinilmiş ve kısaca bu dualara konu olan kıssalar da anlatılmıştır.
Kur’an’da kavramsal olarak dua ile eş değer veya yakın anlamlarda kullanılan ibadet, istiâne (yardım istemek), istigâse (yardım çağırmak), istiğfar (bağışlanma dilemek), istiâze (kaza ve beladan Allah’a sığınmak), salât tazarru (niyaz), tövbe ve zikir anlamlarına geldiğini ifade eden eser, duayı çeşitli yönleriyle ele almaktadır.
Hz. Peygamber, duayı ibadetin özü olarak tanımlamış ve duadaki samimiyetin tezahürü olan ihlas ile ibadetlerin kabul olacağına, bu şekilde bir içtenliğin de ancak duada bulunabileceğine vurguda bulunmuştur. Zira ibadetlerde ihlas önemlidir ve Yüce Allah ihlasla yapılan dualara icabet edeceğini bildirmektedir. (Mümin, 40/60.)
İnsan psikolojisinde zor durumlarda Allah’a sığınmak vardır. Kişi rahatlayınca Allah’ı anmaktan, dua etmekten ve ona yönelmekten vazgeçer. Bu insani bir olgudur. Her zaman Allah’a yönelmek, huzur-ı ilahide olduğunu düşünmek mümkün olmayabilir. Kul, elinden geldiğince bu hissiyatın farkında olup kendini devamlı öz denetim altında tutmalıdır.
Eser, dua etmeyi ilk insan ve ilk peygamberden öğrenen insanoğlunun nasıl dua edeceğini de sonrasında gelen peygamberlerden ve dahi son peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hadislerinden tafsilatlı bir şekilde öğrendiğini belirtiyor.
Dua şuuru ve bilinci kazanmamıza fayda sağlayacak, ihtiyaç ve şükür hâllerinde duanın bizim için ne kadar önemli olduğunu anımsatan bu güzel çalışmayı siz kıymetli okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz. İyi okumalar.
FANİ DÜNYA FM
