Gönderen Konu: İslam Toplumu Ancak Eğitimle Kurulur ve Eğitimle Korunur  (Okunma sayısı 141 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İslam Toplumu Ancak Eğitimle Kurulur ve Eğitimle Korunur

İnsanları doğru yola, iyi ve güzel olana sevk etmenin, onları çirkin ve kötü olan şeylerden vazgeçirmenin yolu köklü bir eğitimdir. Zira köklü bir eğitim; zararlı birikimleri yıkar, yerlerini temizler, sonra da onun yerine yeni değerler koyar.
Çocukların yetişme çağlarında, Allah’ın kendilerine verdiği fıtrat nasıl gelişirse bu değerler de içlerinde öyle filiz verir.

Çocuklar, kendisine tohum atılan toprak gibidirler. Uygun mevsimde tohumu eker, gerekli bakımını yapar, suyunu verir, ilaçlama ve sair şekillerde onu çeşitli zararlılardan korur, gelişmesini engelleyip büyümesine mâni olanlara karşı onu muhafaza ederiz.

 Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Onlar kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah bir kavmin durumunu değiştirmez” (Ra’d, 11).

İnsanlar, Allah Teâlâ’nın razı olmadığı bir yönde değişir, İslami değerlere yabancılaşırlar, ellerindeki nimetin şükrünü yerine getirmez ve onu gerektiği yerde, gerektiği gibi kullanmazlar, şımarırlar, nimetlerin Allah Teâlâ’nın bir lütfü, ikramı olduğunu unutur,  başarılarını kendilerine mal ederler ve sahip oldukları iktidarı, güç ve serveti başkalarına zulmetmek için kullanırlarsa Allah Teâlâ onlardan o gücü ve imkânları geri alır. Yine bir toplum kendi kötü durumunu düzeltir, hayır yoluna girerse o topluma da Allah Teâla nimet ve iktidarı verir.

Bu ayet-i kerimede iki tür değişimden bahsedilmektedir. Birincisi kişilikleri değiştirme; ikincisi ise toplumu değiştirme.

Hikmet-i Hüda, toplumun değişmesini kişiliklerin değişmesine bağlamıştır. İkisi arasında sebepsel bir ilişki vardır.

Kişiliklerin değişmesi toplumun değişmesinin sebebi, toplumun değişmesi ise kişiliklerin değişmesinin bir sonucu olmaktadır. Allah Teâlâ birinci değişikliğin insanlar tarafından yapılmasını irade buyurmuştur: “.

..Kendilerini değiştirinceye kadar.” İkinci değişiklik ise Allah Teâlâ tarafından yapılmaktadır. Burada, birinci değişikliğin ehemmiyeti ortaya çıkmakta, böylece toplumun değişiminde, İslâmî eğitim vermenin rolünün ne kadar önemli olduğunu açıkça anlamaktayız.

Toplumsal değişimi gerçekleştiren askerî darbeler, toplumsal devrim ve tabii dönüşümler gibi başka yollar da vardır.
Fakat bütün bu değişiklikler toplumun dış görünümüyle ilgili şekli değişiklikler olur. Kişilikler ise ancak eğitimle değişir.

İslâmî toplum, sahabeden sonra, birtakım şaibeler bulaşıp, fitneler çoğalıp nefisler değişinceye kadar devam etmiş, Allah da onların durumlarını değiştirmiş, onları düşmanlarıyla imtihan etmiştir. Düşmanları kendileri için yeni birtakım eğitim metotları ortaya çıkarmış, Müslümanlar da bu metotları uygulamaya başlayarak onları taklit etmiş, çocuklarını cahiliye anlayışı üzere yetiştirmişlerdir. Neticede öyle bir nesil yetişmiş ki: çoğunun isimden başka İslâm’la bir alakaları kalmamış, hatta bazıları bu dine düşman haline gelmişlerdir.

Müslüman halkın evlatlarının bu kadar bozulmasında elbette ki eğitimin çok büyük payı vardır. Zira İslâm düşmanları eğitimin toplumsal değişiklikteki önemini son iki asırda bizden daha iyi anlamışlar; bundan dolayı Müslümanların çocuklarına yönelmişlerdir. Onları çeşitli yollarla, ama istekli ama isteksiz kendi okullarına ve misyonerlik kurumlarına çekmişler ve bu çocuklara dinin -hangi din olursa olsun- ilerleme ve uygarlığın önünde bir engel olduğunu telkin ederek, onları İslâm’dan nefret edecek ve ona karşı savaşacak şekilde bir eğitim vererek yetiştirmişlerdir.

Misyonerlerden birisi şöyle demiştir: “Çocuklar arasında faaliyet göstermeye bütün misyonerlik sahalarında önem vermeli ve İslâm ülkelerinde bu şekilde çalışmayı ana ilke edinmeliyiz. Çünkü bozulma erken yaşlarda başlar.”

Eğitimin ilk bakışta birbirine zıt gibi gözüken iki işlevi vardır. Birincisi mevcudu ikincisi ise değişimidir. Fakat burada hiçbir tenakuz yoktur. Çünkü eğitim toplumu korumak için kullandığımız önemli bir silah olduğu kadar onu değiştirmek için de kullandığımız bir silahtır da. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) eğitimi; ensar ve muhacirlerden oluşan ilk Müslümanları o zamanki Arap toplumunu cahiliye adetlerinden sıyırarak İslâm’a döndürmek için kullanmıştır. Allah Resulünün terbiyesi altında yetişen sahabe-i kiram ise eğitimi, toplumun var olan değer yapısını korumak için kullanmışlardır.

Tabiîn ve tebe-i tabiîn de aynı yolu takip etmişlerdir. İslâm toplumu, onun değerleri, gidişatı, fikriyatı, duyguları, âdetleri ve geleneklerinin sürmesinde, eğitim metodunu kullanmalarının çok büyük etkisi olmuştur.

Bugün İslâm toplumuna yeniden dönüş için en uygun yolu araştırırken diyoruz ki eğitim bunun yegâne yoludur. Çünkü Allah Teâlâ bir kavmi, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez. Zira Allah Teâlâ böyle dilemiştir. Allah’ın dilediğini de kimse değiştiremez. (Geniş bilgi için bkz. Hâlid Ahmed Şentût, İslâm’da Kız Çocuklarının Eğitimi)


İslami Uyanış Ancak İslami Eğitimle Olur

Eğitim, Müslümanları yeniden İslâmî hayata döndürecek olan tek İslâmî yoldur. Zira ilk İslâm toplumunu tesis ederken Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) eğitim metodunu takip etmiş, sahabe ve tâbiûn da bu İslâmî toplumu muhafaza etmek için aynı yolu sürdürmüşlerdir.

Istılah olarak eğitim, çocukların yetiştirilip dünya ve âhiret için hazırlanmaları; bütün gelişim alanlarını kuşatıcı bir bakış açısıyla olaya yaklaşılarak onların maddi, manevi, aklî, içtimaî, ahlakî ve ruhî gelişimlerinin mükemmelen sağlanmasıdır.

İslâmî eğitim, Müslüman nesillerin yetiştirilmesinde çağdaş İslâmî uyanışın kullanması gereken ilk yoldur.

 İslam’dan sapmanın sebebi İslâmî eğitim metodundan uzaklaşmak olduğuna göre, bu sapmanın düzeltilmesi de ancak İslâmî eğitimle olacaktır.

Ebu Davud’un Sünen’inde Sevban (radiyallâhu anh)’dan rivayet edilen bir hadiste Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):

 “Yakında milletler, yiyicilerin çanaklarına üşüştükleri gibi sizin aleyhinize toplanacak, birleşecekler.” buyurunca sahabilerden bir zat:

“O gün sayıca az olacağımızdan mı?” diye sordu. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) cevaben şöyle buyurdu:

“Bilakis, siz o gün sayıca çok, fakat selin üzerindeki çer-çöp gibi dağınık (güçsüz) olacaksınız. Allah sizin korkunuzu düşmanlarınızın kalplerinden çıkaracak, sizin kalbinize vehn atacak.”

“Vehn nedir?” diye sorulduğunda ise şöyle buyurdu: “Dünyayı sevmek (bağlanmak) ve ölümü kerih görmektir.”

 Bu Nebevi ikaz ışığı altında günümüz Müslümanlarına baktığımızda acaba onların bugün Allah Teâlâ’nın emirleri karşısında bulundukları yer neresidir? Şüphesiz, Müslümanların bulundukları yer ile Allah Teâlâ’nın onlardan bulunmalarını emrettiği yer arasındaki mesafe bir hayli uzaktır.

Hâlbuki onların, Müslüman olmaları hasebiyle, kendilerinden istenileni gerçekleştirmeleri için Allah Teâlâ’ya itaat edip, salih amel işlemeleri gerekmektedir ki ancak böylelikle onların “insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı bir ümmet” olmaları mümkün olur. Ayrıca onlar, hayatlarının her yönünü kapsayacak bir şekilde değiştirmeli ve onu İslâm’ın ışığında yeniden düzenlemelidirler. Bu kapsamlı değişikliğin en iyi yolu ise eğitimdir.

 Allah Teâlâ’nın bütün beşeriyet için koyduğu değişmez kanunu şudur:

“Gerçek şu ki, bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez.” (Ra’d, 11)

Eğitim uzun süreli ve çok meşakkatli olmasına rağmen yine de toplumların değiştirilmesinde var olan tek yoldur.

Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), cahiliye Araplarından, bütün dünyada eşi benzeri bulunmayan yepyeni bir toplum inşa etti.

Bunu da eğitim üzerine bina etti. Sahabe ve tâbiûn nesilleri de kendilerini ve çocuklarını yetiştirirken İslâm toplumunu, bu toplumun sahip olageldiği dayanaklar, ahlak, kültür ve metoda bağlı kalarak muhafaza ettiler.

Üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçen İslâmî uyanış sürecini araştıranlar, şu iki durumu fark ederler:

1- Eğitim dışındaki bütün yollar, İslâm toplumuna ulaşma yolunda ancak engel teşkil etmektedirler.

2- İslâmî uyanış, eğitim konusunda ihtimam göstermekle birlikte onu gerektiği gibi kullanamamaktadır. Eğitime verilen önem nicelik ve nitelik olarak artırılmalıdır.

Arzulanan İslâm toplumu; sadece tepeden inme bir yönetim ya da parlamenter sistem çalışmaları veya İslâm’ı sadece bir kültür olarak yayma yoluyla meydana gelmez. İslâmî toplumu kurma yolunda bütün güçlüklere katlanarak, zorluklara göğüs gererek İslâmî temeli/altyapıyı kurmak gerekir.

Ama böyle bir görevi yüklenecek, İslami davetin temel taşı olacak insanların sayısı hiçbir bölgede bir elin parmaklarını geçmez.

Bu az sayıdaki insan, İslâm toplumunu kurmanın gerektirdiği ağır yükleri taşıyamaz.

İslâm toplumunun üzerine tesis olunacağı İslâmî temeli kurmak için yeterli sayıda insanı hazırlamak şarttır. Bu İslâmî temel ise ancak İslâmî aileyi oluşturmasını gözlediğimiz toparlayıcı, kapsamlı ve belli bir hedefi olan İslâmî eğitimle oluşur. (Geniş bilgi için Bkz. Hâlid Ahmed Şentût, İslâm’da Kız Çocuklarının Eğitimi)

 


* BENZER KONULAR

Hayra Da Şerre De Aracılık Eden Onu İşleyen Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:17 ÖÖ]


En Tehlikeli Mikrop Çeşidi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:51:19 ÖÖ]


İnsan ve İman 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:17 ÖÖ]


Haklısın Demeyi Bilebilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:33:45 ÖÖ]


Yaratılış Gayesini Bize Peygamberler Öğretti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:03 ÖÖ]


Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 2 2016 - 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:26 ÖÖ]


Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41