Haramlar Helallere, Helaller Haramlara Karıştı
Günlerdir konuşulan fahiş fiyatlardan yola çıkarak, hayatın bütünü için net bir şey söylemek gerekirse; “haramlar helallere, helaller harama karışmış vaziyette”.
Düne kadar haram bildiğimiz şeyler helal olmaya, helal dediğimiz şeyler de haram haline gelmiş durumda.
Elbet bu tespiti bir kısım kimseler kabul etmeyebilir. “Bile bile harama helal, helale haram denilir mi” diyebilirler.
Fahiş fiyatların çok büyük ekseriyeti, tamamen haksız kazanç hırs ve tamahından kaynaklanmaktadır. Bu hakikati de yine herkes çok iyi bilmektedir.
Bilmem kaç milyonluk İstanbul’dan tutun da 1000 nüfuslu beldelere kadar acayip ve garaip fiyat uygulamaları var. Bu hal, enflasyon veya benzeri gerekçelerle izah edilemez.
Sanki muhalefet kanadının her türlüsü, terör örgütleri ve mafyanın her çeşidi, fahiş fiyatlar konusunda ittifak ederek, devlete ve millete karşı savaş açmış gibiler.
Harama tapılan bir devirde yaşıyoruz. Sadece yiyecek, içecek, giyecek yahut ev eşyaları üzerinden bakmayalım meseleye. Her türden ihtiyaçta garip zamlar var.
Bu işin bir senaryo eşliğinde yürüdüğü ve yürütüldüğü o kadar aşikâr ki, devletimizin ilgili kurumlarının yetkilileri niye çıkıp da açık açık kimlerin nasıl bir örgütlenme ile halka ve devlete karşı böyle bir ihanete başvurduklarını anlatmıyor?
Elbet, haramlar ve helaller hususunda insanlarımızın inançları ölçüsünde, ölçüye iman ettikleri derecede ve uyguladıkları kadarıyla bir değerlendirmeleri olabilir ve olacaktır.
Yine en az dini bilgiye sahip olan insanlarımız da neyin haram neyin helal olduğunu bilecek kadar bir tahminde bulunacaklardır.
Dolasıyla Müslümanlığı önceleyenlerin; “Ben onun haram olduğunu, şunun helal olduğunu bilmiyordum” deme hakkı olmasa gerek.
Ne yediğimizi, ne yedirdiğimizi, nasıl kazandığımızı, nasıl harcadığımızı biliyorsak, neyin haram, neyin helal olduğunu da pek âlâ bilebiliriz.
Yani “Ben bilmiyordum” gibi mazeretlere sığınılması; haramı haramlıktan, helali helallikten çıkarmaz.
Bir dönem Hıristiyanların, Ürgüp-Göreme mağaralarında kapalı toplum halinde yaşadıkları gibi yaşamıyoruz. Kimlerin haram, kimlerin helal kazanç sağladığı apaçık ortadadır.
Bu arada sadece satacağımız-alacağımız ihtiyaçlar üzerinde durmak da doğru değil. Esas alım-satım arasında kalan kişiliğimizi-kimliğimizi haramlara gark etmekteyiz. Geçelim.
Sanıyorum hükümetin fahiş fiyatlarla ilgili kamuoyuna deklare edeceği önemli bildikleri olmalıdır. Daha fazla gecikmeden olup bitenleri kamuoyuna açıklasalar iyi olur.
Ülkede ciddi muhalefet partileri olsa, onlar da bu fahiş fiyatlara karşı devletin ve milletin yanında yer alarak “Ne oluyor” diye sorarlar ama maalesef yok.
Var olduğu iddia edilen muhalefetin gözünü iktidar düşmanlığı bürümüş. Kinlerinden, hırslarından ne yapacaklarını şaşırdıkları için sarhoş vaziyetteler.
Ezcümle:
Haram ve helallerin böylesine birbirine girmesi büyük musibetlere davetiyedir. Davet edilen musibet, kimsenin gözünün yaşına bakmaz
Hüseyin Öztürk.
FANİ DÜNYA FM
