Gönderen Konu: Oruçla İlgili Bazı Fıkhî Hükümler  (Okunma sayısı 297 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Oruçla İlgili Bazı Fıkhî Hükümler
« : Mayıs 28, 2019, 08:15:12 ÖÖ »
Oruçla İlgili Bazı Fıkhî Hükümler

Oruç ibadet niyetiyle, tanyeri ağarmaya başladığı zamandan ta güneşi batıncaya kadar hiçbir yemek yememek, içmemek ve cinsi ilişkide bulunmamak demektir.

1- Oruca Niyet

Niyet bir şey yapmaya içten karar vermektir. İbadetlerde niyet farzdır. Oruç ta bir ibadet olduğundan niyetsiz oruç olmaz. Güneşin batmasından sonra ertesi günün orucuna niyet edilebilir. Bundan önce yapılan niyetler geçersizdir. Ramazan orucunda niyetin son vakti kabakuşluk vaktidir. Ramazan günü tanyerinin ağarmasından itibaren oruca engel hiçbir davranışı olmamış fakat o gün oruç tutmaya henüz niyet etmemiş olan bir müslüman, kabakuşluk vaktine kadar niyet edebilir. Kabakuşluk vakti, tanyerinin ağarmaya başladığı vakit olan imsak vaktinden güneşin batmasına kadar devam eden günün tam yarısına yakın olan vakit demektir. Bu vakte kadar niyet eden bir kimse, günün yarıdan fazlasını niyetli geçirmiş olacaktır.

Bir kimse, içten o gün oruç tutacağını bildikten sonra bunu diliyle söylemesi gerekmez. Sahura kalkmakta niyet sayılır.

Oruca Niyet Etmeyenler

Ramazan günü kabakuşluk vaktine kadar oruca niyet etmeyen bir müslümanın orucu kazaya kalmış olacaktır. Ancak böyle bir kişinin iftar vaktine kadar bir şey yemesi ve içmesi haramdır. Yani bu kişi niyet etmediği için oruçlu değildir ama o gün oruca aykırı davranışlarda bulunması da caiz değildir. Çünkü Allah Teala Ramazan günü sadece hastalara, yolculara ve güçsüzlere yemek yeme müsaadesi tanımıştır. Bunların dışında olan bir müslüman o gün bir şey yer içerse Allah'a isyan etmiş olur. Dolayısıyla hiç bir müslüman "Ben bugün niyetli değilim" diyerek yiyip içemez.

2- Orucun Vakti

Oruç, tanyerinin ağarmaya başlamasından akşam güneşinin batmasına kadar devam eden vakitte tutulur. Tanyerinin ağarması demek, doğu ufkunda ilk beyaz ışıkların görünmeye başlaması demektir. O zaman gece biter ve sabah namazı vakti başlar. Oruç vakti de tanyerinin ilk ışıklarıyla başlar. Bu vakte imsak vakti denir. Yani yemeden içmeden, oruca engel bütün davranışlardan sakınmaya başlama vakti demektir. Işıklar giderek yayılmaya ve genişlemeye başlar.

İmsak ve iftar vakitleri konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nca tespit edilen namaz vakitleri takvimine göre hareket edilebilir. Ancak imsak vaktinin başlamasından sonra hemen sabah namazını kılmamalıdır. Çünkü gerçek tanyeri, takvimde yazılı saatten bir müddet sonra ağarmaya başlamaktadır. İmsak vakti ile birlikte okunmaya başlayan ezana aldanmamalıdır. Bunlar, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde şahsen yaptığım gözlemlerle elde ettiğim bilgilerdir.

3- Orucu Bozan Şeyler

Oruçlu olan bir kişinin tanyerinin ağarmaya başlamasından itibaren yemesi, içmesi ve eşiyle cinsî ilişkide bulunması yasaktır. İster kasten olsun, ister hatayla, isteyerek veya zorla olsun bunlar orucu bozarlar. Bunlardan biri unutularak yapılırsa oruç bozulmaz. Bunun sebebi, Hz. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellemin şu hadis-i şerifleridir: "Oruçlu iken unutarak yeyip içen orucunu tamamlasın. Çünkü Allah Teala onu yedirip içirmiştir."

A-Orucu Bozup Hem Kaza Hem de Keffaret Gerektiren Haller

Gıda, tedavi veya keyif vermesi maksadıyla yeyilip içilen şeylerden biri isteyerek ve kasden yutulduğu, yahut canlı bir insanla ön veya arkadan isteyerek ve kasden ilişkide bulunulduğu taktirde oruç bozulmuş, hem kaza hem de keffaret gerekmiş olur. Meni ister gelsin, ister gelmesin.

Eda edilen ramazan orucu dışındaki oruçlar ne suretle bozulursa bozulsun yalnız kaza gerekir, keffaret gerekmez. Keffaret, niyet edilerek başlanmış bir ramazan orucunun, yukarıda belirtildiği şekilde özürsüz olarak kasden bozulmasından dolayı gereken bir cezadır.

Keffaret, aralıksız iki ay oruç tutmaktan ibarettir. Buna gücü yetmeyenler altmış fakire birer günlük yiyecek verirler veya onların birer gün karınlarını doyururlar.

Esasen oruç keffaretinde bulunacak olan bir kişinin, eğer varsa bir müslüman köle veya cariye azad etmesi, buna gücü yetmiyorsa aralıksız iki ay oruç tutması, buna da gücü yetmiyorsa altmış fakiri doyurması gerekir.

İki ay oruç, iki kameri ay oruç demektir. Kameri ayın birinci günü oruç tutmaya başlayanlar ikinci ayın bitimiyle keffaret oruçlarını tamamlamış olurlar. Bu durumda aylar 29'ar gün çekip toplam 58 gün olabilir. Bunun bir mahzuru yoktur. Keffaret orucuna böyle kameri ay başında başlamamış olan tam altmış gün oruç tutar. Bundan sonra da kaç gün orucunu yemişse onları kaza eder.

B- Yalnız Kazayı Gerektiren Haller

Gıda sayılmayan, vücuda faydası olmayan veya pis olup kendisinden nefret edilen şeylerden biri kasten yenilip içilirse oruç bozulur fakat yalnız kaza gerekir.

Mesela oruçlu olan bir kişi kasten sade un yese orucu bozulur fakat yalnız kaza gerekir. Çünkü sade un yenmez. Taş veya demir yutan bir kişinin de orucu bozulur fakat yalnız kaza gerekir. Çünkü bunların vücuda bir faydası olmaz. Başkasının tükürüğünü yutmak orucu bozar ve yalnız kazayı gerektirir. Çünkü bu nefret edilen bir şeydir. Fakat sevdiği bir kişinin tükürüğünü yutmak lezzet vereceği için hem kaza, hem de keffaret gerektirir.

Canlı bir insana ön ve arka dışında bir taraftan yaklaşıp menisi gelen bir kişiye de yalnız kaza gerekir. Mesela bir kişi eşini öpünce erkekten meni, kadından bir yaşlık gelse her ikisinin de orucu bozulur.

İzordil ve astım ilacı:

Kalp hastalarının kullandığı izordil adlı ilaç ile astımlıların ağızdan aldığı toz şeklindeki ilaç orucu bozar. Çünkü bunlar birer ilaçtır ve tedavi maksadıyla kullanılırlar. Bunu kullanmak zorunda olan hastaların oruçları bozulur ve yalnız kaza gerekir. Hasta olmayan kişiler kullanırlarsa hem kaza hem de keffaret gerekir.

İhtilam olma, kan aldırma ve kusma:

Hz. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Üç şey orucu bozmaz. Bunlar, kendiliğinden gelen kusuntu, kan aldırmak ve ihtilam olmaktır."

İhtilam, görülen bir rüya sebebiyle şehvetlenme sonucu meninin gelmesidir. Düşünmek veya bakmak suretiyle gelen meni de orucu bozmaz.

Kendiliğinden gelen kusuntu az olsun, çok olsun orucu bozmaz. Kendi istediği ile ağza gelen az bir kusuntu da orucu bozmaz. Yalnız kendi isteği ile ağza gelen çok kusuntu orucu bozar. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İsteyerek kusana kaza gerekir."

4- Orucu Bozmayan Şeyler

A- Kaçınılması Güç Olan Şeyler

Kaçınılması güç, hatta bazen imkansız olan şeylerin içeriye gitmesi orucu bozmaz. Mesela ağrıyan dişe konan karanfilin tadının boğaza gitmesi, toz ve dumanın boğaza kaçması île oruç bozulmaz. Uçan bîr sineğin boğaza kaçması da böyledir.

Dişler arasında kalan, susam veya buğday tanesi büyüklüğündeki kırıntıların boğaza gitmesi de orucu bozmaz. Çünkü bundan kurtulmak mümkün değildir. Ancak nohut büyüklüğündeki şeyler diş kovuğuna girmişse bunu yutmak orucu bozar. Çünkü normal olarak böyle bir şey dişler arasında olmaz. Ayrıca bundan kaçınmak ta mümkündür.

Bir şeyi koklamakla da oruç bozulmaz. Abdest veya gusül esnasında ağza alınan suyun yaşlığının boğaza gitmesi de orucu bozmaz.

B- Banyo Yapmak ve Denize Girmek.

Oruçlu bir kişinin banyo yapmasında bir sakınca yoktur.

Oruçlunun denize girmesi söz konusu olunca herkesin aklına kadın ve erkeklerin haram yerlerini göstererek Allah'a isyanda yarıştıkları plajlar gelmektedir. Böyle yerlere bir müslüman hiçbir zaman gidemez, haramdır. Bizim bahsettiğimiz, deniz veya havuz olsun oruçlu bir kişinin bütün vücudunu suya sokmasıdır. Ağızdan ve burundan su kaçmadıkça böyle bir şeyin mahzuru yoktur. Kulağa suyun kaçması oruca zarar vermez. Ancak denizde uzun süre yüzen kişilerin ağızlarından ve burunlarından içeri su kaçması ihtimali çok olduğundan böyle uzun süre yüzmek mekruh olur.

5- Oruç Tutamıyacak Olanlar

A- Adetli ve Lohusa Olan Kadınlar

Bir kadın ramazanda gündüzün adet görmeye başlasa veya çocuk doğursa orucu bozulmuş olur. Artık adet ve lohusalık günlerinde oruç tutması caiz olmaz.

B- Hastalar

Bir hasta oruç tuttuğu taktirde hastalığının artmasından veya çok sürmesinden korkarsa oruç tutmayabilir veya tuttuğu orucu bozabilir.

Daha sonra iyileşince orucunu kaza eder. Oruca devam ettiği taktirde helak olacağından veya aklına noksanlık geleceğinden korkan hastalar da oruç tutmayabilirler, yahut tutmakta oldukları orucu bozabilirler.

Bu hususta sırf korku yeterli değildir. Ya hastanın tecrübesinden veya görülen belirtilerden dolayı kendisinde bir kanaat hasıl olması gerekir. Günahkar olduğu belli olmayan bir müslüman doktorun haberi de bu hususta yeterlidir. Fakat mesela özürsüz olarak orucunu yiyen bir doktorun bu konudaki tavsiyesi dikkate alınmaz.

Oruç tutamayan bir hasta iyileşince tutamadığı günler sayısınca kaza orucu tutar.

Hasta olan bir kişi orucunu kaza edecek kadar iyileşmeden ölecek olsa bundan dolayı sorumluluğu olmaz. İyileşirse iyileştiği günler sayısınca orucu kaza etmesi farz olur. Böyleleri oruçlarını kaza edememişlerse her güne karşılık bir fakirin doyurulmasını vasiyet ederler. Bu bir fitre miktarı kadardır.

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41