Kara Deniz Fıkraalrı 1
SAKATLIK OLMASIN DİYE
cemal tam sandelyeye oturacağı sırada, temel sandalyeyi çeker. Cemal birden yere yuvarlanacak gibi olur.
Ne yaptın Temel; diye kızar.
Temel iyi niyetlidir;
Sandelyenin bir ayağı kırıktı. Sakatlık olmasın diye çektim, der.
ZEYTİNİ YORMASAYMIŞ
Temel, otelde sabah kahvaltısı yapıyormuş.
Çatalını tabaktaki zeytine uzatmış, ama zeytin fırlamış. Bir daha bir daha derken zeytini bir türlü çatalına alamamış. Bu durumu gören garson dönüp gelmiş.
Bir dakika efendim diyerek çatalı almış, zeytine batırmış, Temel'e uzatarak:
Buyrun!!
Temel ters ters bakmış garsona:
Ben zeytini yormasaydım, sen onu zor yakalardın, demiş.
DOKTORA TEŞEKKÜR
Temel yoldan geçen bir adamın ellerine sarılmış:
Ah doktor bey, ah! İlk görüşte tanıdım sizi... Bana yaptığınız iyilik için size minnettarım...
İyi ama, ben sizi tanıyamadım. Hem size ne gibi iyilikte bulunduğumu da çıkaramadım...
Temel gülerek cevap vermiş:
Nasıl unutursunuz. Bundan tam sekiz sene önceydi. Koyduğunuz yanlış teşis sayesinde, ben deniz dul kalmak mutluluğuna eriştim.
GEÇİNİZ
Trafik polisi Temel, eliyle arada bir ''geçiniz'' işareti yaparakyolda yürüyormuş. Ne yaptığını sormuşlar:
Kendi kendine fıkra anlatıyorum, demiş. Peki, elini niye öylesallıyorsun; Bildiğim fıkralar gelince ''geçiniz'' işareti veriyorum.
GOL YERİNE DAYAK
Maçagien Cemal, arkadaşıTemel'e maçta olanları anlatıyordu:
Sonunda ne olduğunu biliyormusun; Dedi.
Ne oldu;
Misafir futbolcular, stadyumda gol yerine dayak yediler.
Elbette, dedi Temel.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
BOŞ DEFTER
Küçük Temel'in okul defterinde tek bir satırbile yazı yoktu. Babası bu durumu görünce Temel'e sordu:
Neden defteriyin sayfaları boş;
Küçük Temel'in cevabı şaşırtıcıydı:
Öğretmenimin tahtaya yazdıklarının aynısını ben de defterime yazıyorum. Ama öğretmen tahtayı silince ben de silmek zorunda kalıyorum.
SATILIK ARABA
Temel hurdaay dönmüşaarbasıyla giderken trafik polisleri çevirmişler. Polis çevirme sebeini şöyle açıklamış:
Azami 50 kilometre yapmanız gerekirken 55kilometre ile gidiyordunuz. size ceza yazmamız gerekecek.
Temel:
Ceza türü kısmına 55 kilometre yerine 125 kiometre yazarsanız, cezaya itiraz etmem, demiş.
Polis:
Pek anlayamadım! deyince, Temel:
Arabayı satmaya gidiyorum da diyerek niyetini açıkça ifade etmiş.
ALLAH BİLİR
Temel'in baş hekim olduğu hastane, Sağlık Bakanlığımüfettişleri tarafından denetlenmektedir. Teftişten sonra müfettişlerden biri temel'e sorar:
Bazı yatakların önündeki harfler, dikkatimi çekti, Mesela A.S, A.T, AÜ gibi bunların manası nedir?
Temelgerekli açıklamayı yapar:
A.S Akut Şiroz, A:Ü Akut Ülser anlamına gelir.
Müfettişlerin aklına bir şey takılmıştır. Bu sebeble yeniden sorar:
Peki A:B nin manası nedir?
O, teşhisi konulamayan hastalıkları ifade eder. Manası da ''Allahbilir'' demektir.
EVLENME TEKLİFİ
Temel ile Fadime hayli zamandır birlikte yaşayorlardı. Fadime resmen evlenmek istiyor, fakat Temel buna pek yanaşmıyordu. Yıllar böyle sürüp gitti.
Bir gün Fadime Temel'e açıldı:
Temel artık evlensek derim, ne dersin?
Temelumutsuzca başını salaldı:
Ha bu yaştan sonra bizi kim alır fadime?...
FARKINA VARAMAMIŞ
Temel yankesicitarafından soyulur. Arkadaşı Cemal:
Nasıl farkına varamazsın pantolonun cebine giren elin der:
Temel'in cevabı şaşırtıcıdır.
Fark etmesine ettim, fakat kendi elimmiydi, işte onu fark edemedim.
SÜTLE BÜYÜTÜLMÜŞLER
Temel, sinemada figuranlık yapıyordu.Hayatında ilk keziçi aslanlarla dolu bir kafese girecekti. Tereddüt ediyordu.
Canım , korkacak hiçbir şeyyok, diye söze başladırejisör ilave etti:
Hem bu şirinaslanlar biboranlabeslenip büyütülmüştür.
Olabilir, dediTemel bende sütle büyüdüm, ama pekala et de yiyorum.
UYARI
Fırtınalı bir havada geminin güvertesinde dolaşmaya çıkmıştırFadime, yanınabir görevli yanaşarak:
Burada durmanız ölümünüze neden olabilir... Kuvvetli bir dalga sizi denize sürükleyebilir, diyerek uyarır.
Temel bu ikazı yapan yapan görevlinin yanına yaklaşarak öfke ile bağırır:
Sen kim oluyorsun be kardeşim... O benim karım... Ben uyarmıyorum da, sana ne oluyor...
KAFESTEKİ ASLAN.
Afrika'dan dönmüştüTemel. Seyahat izlenimlerini arkadaşına anlatıyordu:
Bir gün, dediçok iri bir aslanla karşı karşıya kaldım. Elimde silah da yoktu. Aslan yaklaştı, neredeyse burun buruna geldik. sonra kükreyerek üzerime atıldı ama ben hiç yerimden kıpırdamadım.
Sonra; Diye merakla sordu dinleyenler.
Sonra, hiç dedi sakin bir tavırlaTemel onu kafesinde bırakıp maymunların kafesinin önüne geçtim.
DEVAM EDECEK VE BU BÖLÜME EKELNECEK.