* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Gözardı Edilen Bir Hastalık Değişken Ruh Hâli  (Okunma sayısı 997 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi KOYLU

  • *****
  • İleti: 2479
Gözardı Edilen Bir Hastalık Değişken Ruh Hâli
« : Nisan 16, 2025, 05:40:27 ÖS »


Gözardı Edilen Bir Hastalık Değişken Ruh Hâli

Bazı insanlar, hayatı kendi belirledikleri kurallar doğrultusunda yaşarlar. Bu kişiler, nefislerinin o anki istekleri doğrultusunda, kolaylıkla bu kurallarından tavizler verebilmektedirler. Çünkü hayatlarına yön veren, kişiliklerinde süreklilik göstermelerini sağlayan ve mutlak olarak doğru olduğuna inandıkları bir yol göstericileri yoktur. Bundan dolayı da kişilikleri çoğu zaman değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin beş dakika öncesine kadar oldukça sakinken kişinin kapıları çarpması, taşkınlık dolu hareketler yaparak çevresindeki insanlara çıkışması, bağırıp çağırarak azarlaması ya da biraz önce mutlu olduğunu ifade ederken birden ağlamaya başlaması ve her şeye alınması bu kişilerin en belirgin özellikleridir.

Tüm iman sahipleri tarafından şiddetle kaçınılması gereken bu davranış bozukluğunun temel kaynağı ise, kişinin davranışlarını, konuşmalarını, hareketlerini, düşüncelerini ve olaylara yaklaşımını Kur’an ahlâkına göre şekillendirmemesidir.

Yüce Allah Kur’an’da nefislerin bencil tutkulara yatkın olarak yaratıldığını bildirmektedir. İnsan eğer nefsinin kendisini yönlendirmesine izin verecek olursa, tüm tavırları bu bencil tutkuları doğrultusunda şekillenecektir. Bu bencil tutkular ise; insanın sabit, tutarlı ve dengeli bir kişilik sergilemesini engelleyecektir. İnsan nefsinin telkinleri sonucunda bir anda öfkelenebilecek, duygusallaşabilecek, küsüp darılabilecek, kıskançlık hissine kapılabilecek ve bunlara bağlı olarak da ani kararlar alabilecektir. Dolayısıyla kişiliği, çevresindeki insanlar için her zaman bir sürpriz olacaktır. Bir anı bir diğer anına uymayacaktır. Her an ruh hâli, düşünceleri, duyguları, kararları ve bakış açısı değişebilecektir. Böyle bir insan ise, tutarsız ve dengesiz davranışlarıyla her zaman için çevresindeki insanlar üzerinde tedirginlik ve güvensizlik hissi oluşturacaktır.

Duygusallık, din ahlâkının yaşanmadığı toplumlarda çok olumsuz bir tavır olarak algılanmaz. Hatta duygusallığın aslında her insanın karakterinde az çok olması gereken önemli bir özellik olduğuna inanılır. Bu düşünceye göre duygusallığın neden olduğu tavırlar, yaşanması gereken insani duygulardır. Bu nedenle duygusallıktan kaynaklanan “alınma, yakınma, darılma, ağlama, içine kapanma, durgunluk, kıskançlık, kızgınlık” gibi tavır bozukluklarının, “insanın içinden gelen duygular” olduğu öne sürülerek olabildiğince teşvik edilir. Oysa bu kanaat tümüyle yanlıştır.

Kuran ahlâkına göre yaşamayan toplumlarda yaygın olarak yaşanan duygusallık, insanın zayıf bir kişilik göstermesine neden olur. Kişi olaylar karşısında, duygularının kendisini yönlendirmesiyle hareket ettiği için akılcılıktan büyük ölçüde uzaklaşır. Mantıklı ve doğru düşünemeyecek, isabetli çıkarımlar yapamayacak hâle gelir. Bu da kişinin değişken bir ruh haline sahip olmasına, kendisine ve çevresine hem maddi hem de manevi olarak zarar vermesine neden olur.

Mümin ise tüm hayatına ve kişiliğine Kur’an ahlâkı hakim olduğu için, nefsin bu özelliği ve ona karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiği konusunda en doğru bilgilere sahiptir. Duygusallığın, insanın aklını perdelediğini, doğru düşünebilmesini, gerçekleri olduğu gibi görebilmesini engellediğini, insanı zayıf, dirençsiz ve güçsüz hâle getirdiğini bilir. Ayrıca cahiliye ahlâkının getirdiği bu zayıf karakterle özdeşleşen duygusallaşmak, üzüntüye kapılmak, ağlamak, söylenmek, öfkelenmek, kıskançlığa kapılmak, içine kapanmak gibi tavırların, iman sahibi bir insanın karakteriyle bağdaşmayacak, ona yakışmayacak özellikler olduğunun da şuurundadır. Çünkü tüm bu tavırlar, Allah’ın beğenmediği ve sakınılması gereken davranışlardır.

Gülay Pınarbaşı.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kimden Dolayı Kardeşsiniz Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:42:28 ÖS]


Din’le Dünyayı Talep Edenler Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:38:44 ÖS]


İstiğfarın Fazileti Hakkında Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:33:54 ÖS]


Ana Baba Hakkı Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:25:25 ÖS]


Ölümle Dost Olmak Gönderen: KOYLU
[Bugün, 05:50:14 ÖS]


Bir Kova Yalnızlık Gönderen: KOYLU
[Bugün, 05:40:51 ÖS]


Gül Bahçesi Kazanmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:27:24 ÖÖ]


İnsan Olmanın Ayrıcalığı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:21:50 ÖÖ]


Gündem Belirleyen Ümmet Olalım Gündeme Uyan Değil Gündem Belirleyen Ümmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:06:07 ÖÖ]


Cahiliye Toplumu ve İslâm 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:57:21 ÖÖ]


Aile İçindeki Birlik ve Beraberlik Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:45:53 ÖÖ]


Ömrümüzün Hayırlı ve Bereketli Geçmesi İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:37:10 ÖÖ]


Önderlerin Sorumluluğu Gönderen: melek
[Dün, 06:23:14 ÖS]


İslam Farkını Korumak Gönderen: melek
[Dün, 06:13:45 ÖS]


Zaten Hayat Da Uzun Bir Duadır Gönderen: melek
[Dün, 06:00:40 ÖS]


İçin İçin Dua Edin Gönderen: melek
[Dün, 05:52:45 ÖS]


Allah C.C Gönderen: melek
[Dün, 05:45:51 ÖS]


İmanın Geçerli Olabilmesi İçin Gönderen: melek
[Dün, 05:29:43 ÖS]


Fedakarlık Kolay Bencillik İse Zor Olandır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:36:38 ÖÖ]


Ahirette Pişman Olmamak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:03 ÖÖ]