* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: SON ADIMDAN BİR ÖNCESİ  (Okunma sayısı 338 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
SON ADIMDAN BİR ÖNCESİ
« : Kasım 09, 2019, 10:14:04 ÖS »
SON ADIMDAN BİR ÖNCESİ

Ömür denilen süre insandan insana değişse de, sonuçta herkes yaşadığını çok kısa bir süre olarak görür. Hayatından bir şey anlamadığını söyler. Ömürlerinin nasıl geçtiğini anlamadıklarını, her şeyin bir serap veya bir rüya gibi geride kaldığını söylerler.

Yıllar çabuk geçer. Çocukluktan gençliğe, gençlikten yaşlılığa hızla ilerler. İnsanı yorup yıpratır, yavaş yavaş azaltır. Fakat pişirir olgunlaştırır, özünü açığa çıkarır. Doğru adımı atıp özüne dönmesi için son uyarısını yapar.

Ömür denilen süre insandan insana değişse de, sonuçta herkes yaşadığını çok kısa bir süre olarak görür. Hayatından bir şey anlamadığını söyler. Ömürlerinin nasıl geçtiğini anlamadıklarını, her şeyin bir serap veya bir rüya gibi geride kaldığını söylerler.

Ve evet; herkes ölüm denen gerçekle karşılaşır. Dünyada ebedilik verilmiş tek bir Allah’ın kulu olmadığına göre hepimizi bekleyen akıbet budur. Kimilerine göre daha fazla veya daha az yaşansa da gidilecek, buluşulacak yer aynı.

Fakat herkes ölümü kendisinden uzak tutar. O kadar cenaze namazına katılmamıza, ölüm döşeğindekileri ziyaretimize, onca ölüm haberine rağmen ölümün bizi de bulacağına kendimizi ikna etmekte zorlanırız. Sözünü eder fakat bir türlü idrak edemeyiz. Ne desek ölüm bize yabancı gelir.
 
Hatırlatıcı işaretler

İnsan hangi yaşta olursa olsun, elbette her zaman dünya hayatının bir sınav olduğunu bilmelidir. Ancak ölümün ayak seslerini bizzat kendi üzerinde duymaya başlamış olanların artık davranışlarına, ibadetlerine her zamankinden fazla hassasiyet göstermesi gerekir. İşte artık zaptedilemez gençlik günleri geride kalmıştır. Hiçbir şey eskisi gibi değildir. Önceki gibi hızlı koşamamaktadır. Aynanın karşısına geçtiğinde karşısında kırlaşmış saçlar, eskimiş ve yorulmuş yüz her gün ölümü fısıldar. Gözlüksüz okuyamayan gözler, sürekli sürpriz yapan ağrılar hep birer işarettir. Ölüme her zamankinden yakın olunduğunun mesajıdır.

Tövbe vaktinin daima geç olma ihtimali vardır. Ancak ölümün işaretleri üzerinde belirmiş olanlar için her an geç olabilir. Çünkü gençlik defteri kapanmış, yaşlılık sayfaları dolmaya başlamıştır. Hiç kimsenin eline bir üçüncü defter de verilmeyecek. Özellikle yaşı kırkı geçmiş olanların kendilerine çeki düzen vermesi gerekir.
 
Olgunluk çağı

Kırk yaş insanın olgunluk yaşıdır. İnsan bu dönemde hayata daha bir sükûnetle bakmakta, heyecanı gittiğinden olayları ve karşılaştığı sıkıntıları daha soğukkanlılıkla değerlendirebilmektedir. “Gençtim, farkına varamamıştım, düşünememiştim, aklım ermedi...” gibi mazeretlerin üretilemeyeceği, pervasızlıklara son verilecek bir dönemdir bu dönem. Bu süreçte insandan beklenen, aklını başına devşirmesi, yaklaştığı ölüme hazırlıklarını daha sıkı yapmaya başlaması, kulluğu artırmasıdır. Zira ekinin hasat zamanı yaklaşmıştır.

Kırk yaşın hayatın ikinci eşiği olmasının özel bir nedeni daha vardır. Rabbimiz Rasulü’ne peygamberlik görevini kırk yaşında vermiştir. Bunun pek çok hikmeti vardır. Bunlardan biri, yaşı itibarıyla olgunluğa erişmiş olmasıdır. Zaten güzel olan ahlâkı ziryeye ulaşmış, dünyayı çok daha iyi anlamış, hayatın gerçeklerini idrak etmiş ve bu görevi üstlenebilecek hayat tecrübesini kazanmıştır.

Kur’an’da kırk yaşa vurgu yapılması hayatın bu dönemine dikkat çekmektedir: “Biz insana, anababasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına varınca: ‘Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmemi ve benim hoşnut olacağın yararlı bir işi yapmamı sağla; bana verdiğin gibi soyuma da salah ver; doğrusu sana yöneldim, ben kendini sana verenlerdenim’ demesi gerekir.” (Ahkâf 15).

Olgunluk yaşında olmasına rağmen Rabbine karşı kulluğunda kemalât göstermeyen insanın akıbetinin kötü olmasından korkulur. Çünkü kendisini düzeltmesi beklenen yaşta bile önceki yanlışlarını devam ettirmekte ve Allah’a yönelmemektedir. İmam Gazalî’nin aktardığı üzere, kırk yaşına gelip de kendisine çeki düzen vermeyen kişinin yüzünü şeytan sıvazlar ve “Bu yüz artık iflah olmaz!” diyerek memnuniyetini dile getirir (İhyâ, 3/29). Çünkü olgunluk döneminde bile yola girmemiş, şeytana olan bağlılığını güçlendirmiştir. Bu durumun kimi memnun edeceği ise bellidir.
 
Kendine gelme zamanı

Olgunluk çağına ulaşmış olan herkes artık bir kavşakta olduğunu bilmek zorundadır. Ya yanlışlarla dolu hayatını aynıyla devam ettirerek sonu belli olan akıbete uğrayacaktır. Ya da üzerinde belirmiş olan ölümün habercisi işaretlerden ibret alarak yaşamını düzeltecektir. Tercih tamamen kendisine bırakılmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki, ahirette arkasına sığınacağı bir mazereti kesinlikle olmayacaktır. Ve hiç bitmeyecek gibi önünde duran günler, geride bıraktığı kırk yıl gibi çok çabuk geçecek ve ahiret yolculuğu başlayacaktır.

Bu nedenle Rabbimizin farz kıldığı ibadetler aksatılıyorsa, öncelikle bunlardaki gevşekliğe bir son verilmelidir. Namaz bu noktada çok önemlidir. Çünkü hakkını vererek namazı eda eden insanın hayatını düzeltmesi çok kolay olur. Namaz onu yanlışlardan korur. Haram ve helale dikkat etmesini sağlar. Bunun yanında en küçük bir iyiliği dahi hakir görmemeli, mümkün olduğunca şüpheli şeylerden bile kaçınmalıdır. Zira gözünde değersiz olan küçük bir ameli veya şüpheli bir şeyden kaçınması Rabbin rızasını kazanmasını sağlayabilir. Kurtuluşu o küçük ameli ile olabilir. Bu nedenle her fırsatı değerlendirmelidir. Bunların yanında, sevdiği insanlarla küs durmasının, kalp kırmasının, çevresindekilerin hukukunu çiğnemesinin de ne kadar anlamsız olduğunu idrak etmelidir. Kısacık dünya hayatının bunlara değmeyeceğini anlamalıdır.

Özetle söyleyecek olursak, geçen yılların affı, yarının ihyası için, buyrun tövbeye...

 


* BENZER KONULAR

Gülniyaz Musiki Topluluğu İlahiler 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 01:36:39 ÖS]


Fırat Türkmen - Muhammed Ahmet Feciroğlu - Geceden Gündüze 320 kbps NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 01:17:35 ÖS]


Nisa Kumru Şiirleri 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 01:05:33 ÖS]


Umut Mürare Estrümental albümleri Yeni - 320 kbps - NETTE İLK FANİDUYA NETTE Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:51:10 ÖS]


Ferda Boz Güneri - Kısa Sohbetler 320 kbps - NETTE İLK FANİDUNYA NETTE Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:53:33 ÖÖ]


İnsan Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:33:01 ÖÖ]


Büyük Günahlar ve Hatalar Gönderen: KOYLU
[Dün, 11:22:58 ÖÖ]


Ömrümüzün Kısa Bir Muhasebesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 11:17:07 ÖÖ]


Yalan Söylememek İftira Etmemek Gönderen: KOYLU
[Dün, 11:11:07 ÖÖ]


Hak, Hukuk Ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:59:50 ÖÖ]


Üzülme Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:51:57 ÖÖ]


Çok Biliyoruz Ama Neyi Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:47:48 ÖÖ]


İslam'ı ve hayatı Anlamak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:29:41 ÖÖ]


İnsanlığın Gidişatından Her Müslüman Sorumludur! 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:15:14 ÖÖ]


Cahiliye Toplumu ve İslam 12 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:58:21 ÖÖ]


Aile İçindeki Birlik ve Beraberlik Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:45:18 ÖÖ]


Müslüman Gençler Sevginizi Nikâhla İspatlayın Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:42 ÖÖ]


Yatarken Dikkat Edilecek Bazı Hususlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:26:36 ÖÖ]


Çocuğumun Adı Namaz Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 28, 2025, 08:31:50 ÖÖ]


Evliliğe Adım Adım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 28, 2025, 08:23:03 ÖÖ]