Gönderen Konu: '' Siyah saç ,ak defterle geldik..Ak saç , siyah defterle gidiyoruz...''  (Okunma sayısı 1209 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2156
SİYAHSAÇ AK DEFTERLE GELDİK AK ŞAÇ SİYAH DEFTERLE GİDİYORUZ


Yazılası en manidar kelime , dilimizin en aşina olması gereken söz , '' ölüm ''...

Hiç bir anlam ölüm kadar düşündürmez , derinlere işlemez çünkü...

Ölümü hatırlamak ; sonu görmek , hakikati bilmek , dünya gayesinin farkına varmaktır ...

Ne kadar çok yazıp , ne kadar çok okusak ta tam manasıyla idrak edemeyiz ölümü...

Bu yüzden gücümüzün yettiğince eda ettiğimiz ibadetlerimiz , ölümü korkmadan beklememize vesile olmaz...Ölüm soğuktur her zaman gözümüzde ...

Ne mutlu ki ölümü kurtuluş görene , hayatı zindan bilene , Azraile hoşgeldin diyebilene ...

Korktuğumuz ölüm değildir aslında çoğumuzun...

Amellerimizin yetersizliği , Kuran ve sünnete bağlılığımızdaki zayıflıktır bizi düşündüren ...

Hakkını verememektir ömrün ve Kalu belada verdiğimiz sözü yerine getirememektir canımızı acıtan...

Kul ibadetini 2 hal üzerine yapar...Korkarak ve Umut ederek...

Dolayısıyla ölümüde bu 2 hal doğrultusunda bekler...

İmtihanı kazanma umudu ve arzusu yakarken içimizi , ölümün her insana değişik zamanlarda uğraması nedense bize bir rahatlık yükler ...

Kendimizin yarına çıkacağı kesin değilken , başkasının kalan 3 ayına üzülürüz...

Aslında her ölüm ibrettir nefsimize ama yine de göz yumuşlar köklü değişikliklere sebep olmaz hayatımızda ..

Ne mutlu ki yalnızca rıza için yaşıyabilene , ölümü iple çekenine....

Tüm mesele geldiğimiz gibi gidebilmektir ,saf ve tertemiz...

Hem manen hem madden emanete sahiplik şuuruyla ömrü sonlandırmaktır istediğimiz...

Ama malesef dünya çok büyük bir oyalayıcı , nefs çok güçlü bir kandırıcıdır...

Hayat her dakikasını aleyhimize işlerken , nefsimiz asıl vazifeye yoğunlaşmamıza engel bahaneler üretmektedir...

Bu bahaneler zaman ilerleyip , gün geçtikçe hastalığa dönüşür ...

Karnımız gibi ruhumuzda acıkır çünkü ...

İbadete , tefekküre,Aşk'a susar yüreğimiz...

Nasıl ki yemeden kesilince bedenimiz zarar görür , dinimize önem vermedikçe de ruhumuz kayıplar verir ...

Gönül gözümüz kapanır , kalbimiz kararır ...

Ne mutlu ki dili ve kalbiyle Allah'ı zikredene , hem hal hem kal diliyle islamı yaşayabilene ...

Yine çok gariptir ki '' Nasıl yaşarsanız , öyle ölürsünüz ..'' cümlesinin anlamını idrak edemeyen bizler ; '' Ümit var olunuz '' sözünü çok iyi benimseriz ...

Elimiz bomboşken bile cenneti ümit ederiz mesela...

Bir yandan cehennemin kapısını zorlarken , bir yandan da '' Kalbim temiz '' der cennetin hayalini kurarız ...

Oysa ki hangi hal ile ömrü tükettiysek bu hal üzerine ölümü beklemekten daha mantıklı ne olabilir ? Hakeza hayırlı bir ölüm için , hayırlı bir yaşam düşüncesi akla çok yatkındır ...

Ne mutlu ki son dakikalarını şehadetle süsleyebilene , rızaya kavuşarak can verene , tebessümle veda edebilene ...

Biz inananlar ölüm olayına kafa yorar , ölümün bir başlangıç olduğunu biliriz...

Sermayemiz fani hayatta , ebedi yaşantımızı düşünerek biriktirdiklerimizdir ...

Ne kadar terkedersek dünya hevesini , o kadar yaklaşırız Rabbimize...

Bir nefes kadar yakınken ölüm bize , daha da hız vermeliyiz ahiret işlerine ...'' Allah bes! Baki heves '' sözünü çıkarmamalıyız aklımızdan..

Çünkü hayatın olmazsa olmazı ölüm , ölümün olmazsa olmazı hesaptır , herşeyin bir gün hesabı vardır ...

Garson bile önümüze koyduğu bir tabak yemeğin hesabını isterken , Yüce Allah'ın bize bahşettiği bunca nimetin sualsiz olacağını düşünmek akılsızlık olur ...

Ne mutlu ki veremeyecek hesabı olmayana , Hak ışığıyla yolunu aydınlatana ...

Son olarak bir örnek vericem...

bazılarımız sayısal lotodan ikramiye çıkma olasılığının %0.1 den daha düşük bir ihtimal olğunu bilir ve buna rağmen hazırlık yapar ,kupon alır ...

Bizler ise ahiretin varlığından % 100 emin iken rahatça hareket ediyoruz...Muhakkak ki ''O'ndan geldik , O'na döneceğiz...'' bu düsturla hayatımıza yön verenlerden olmaya gayret gösterelim inşaAllah...

Ne mutlu ki ölümü en güzel başlangıca vesile sayanlara , Onlardan olabilmek duasıyla ...
 

 


* BENZER KONULAR

Dünya Klasikleri - Serdar Yıldırım Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:49:41 ÖS]


Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:42:55 ÖS]


İbrahim Sadri - Memleket Havalar 320 + Wav - ŞİİR ALBÜM Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 11:16:38 ÖS]


Sedat Uçan - Albümdışı & Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 04:02:08 ÖS]


Cengiz Çelikel Albümleri 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 03:44:42 ÖS]


Merhamet İhtiyacı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:37:25 ÖÖ]


Korku ve Ümit Arasında Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:33:19 ÖÖ]


Konuşmak Susmak ve Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:29:32 ÖÖ]


Fitne Ateşinden Kaçmak Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:24:49 ÖÖ]


İyiliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:20:01 ÖÖ]


Zulümden Uzak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 07:02:45 ÖÖ]


Dosdoğru Yolun Dört Zırhı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:55:39 ÖÖ]


Cennetin Anahtarı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:51:53 ÖÖ]


Haccın Verdiği Şuuru Taşıyalım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:43:19 ÖÖ]


Vücutta Kapanmayan Yaralar Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:35:23 ÖÖ]


Modern İnsanın Zaman Kafesi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:27:14 ÖS]


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:22:58 ÖS]


Çocuklara İbadet Billinci Kazandırmanın Önemi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:13:58 ÖS]


Evlilikte Proplerimizi Nasıl Çözeriz Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:06:14 ÖS]


Otizim ve Beslenme Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 02:58:09 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41