Gönderen Konu: '' Siyah saç ,ak defterle geldik..Ak saç , siyah defterle gidiyoruz...''  (Okunma sayısı 1169 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2131
SİYAHSAÇ AK DEFTERLE GELDİK AK ŞAÇ SİYAH DEFTERLE GİDİYORUZ


Yazılası en manidar kelime , dilimizin en aşina olması gereken söz , '' ölüm ''...

Hiç bir anlam ölüm kadar düşündürmez , derinlere işlemez çünkü...

Ölümü hatırlamak ; sonu görmek , hakikati bilmek , dünya gayesinin farkına varmaktır ...

Ne kadar çok yazıp , ne kadar çok okusak ta tam manasıyla idrak edemeyiz ölümü...

Bu yüzden gücümüzün yettiğince eda ettiğimiz ibadetlerimiz , ölümü korkmadan beklememize vesile olmaz...Ölüm soğuktur her zaman gözümüzde ...

Ne mutlu ki ölümü kurtuluş görene , hayatı zindan bilene , Azraile hoşgeldin diyebilene ...

Korktuğumuz ölüm değildir aslında çoğumuzun...

Amellerimizin yetersizliği , Kuran ve sünnete bağlılığımızdaki zayıflıktır bizi düşündüren ...

Hakkını verememektir ömrün ve Kalu belada verdiğimiz sözü yerine getirememektir canımızı acıtan...

Kul ibadetini 2 hal üzerine yapar...Korkarak ve Umut ederek...

Dolayısıyla ölümüde bu 2 hal doğrultusunda bekler...

İmtihanı kazanma umudu ve arzusu yakarken içimizi , ölümün her insana değişik zamanlarda uğraması nedense bize bir rahatlık yükler ...

Kendimizin yarına çıkacağı kesin değilken , başkasının kalan 3 ayına üzülürüz...

Aslında her ölüm ibrettir nefsimize ama yine de göz yumuşlar köklü değişikliklere sebep olmaz hayatımızda ..

Ne mutlu ki yalnızca rıza için yaşıyabilene , ölümü iple çekenine....

Tüm mesele geldiğimiz gibi gidebilmektir ,saf ve tertemiz...

Hem manen hem madden emanete sahiplik şuuruyla ömrü sonlandırmaktır istediğimiz...

Ama malesef dünya çok büyük bir oyalayıcı , nefs çok güçlü bir kandırıcıdır...

Hayat her dakikasını aleyhimize işlerken , nefsimiz asıl vazifeye yoğunlaşmamıza engel bahaneler üretmektedir...

Bu bahaneler zaman ilerleyip , gün geçtikçe hastalığa dönüşür ...

Karnımız gibi ruhumuzda acıkır çünkü ...

İbadete , tefekküre,Aşk'a susar yüreğimiz...

Nasıl ki yemeden kesilince bedenimiz zarar görür , dinimize önem vermedikçe de ruhumuz kayıplar verir ...

Gönül gözümüz kapanır , kalbimiz kararır ...

Ne mutlu ki dili ve kalbiyle Allah'ı zikredene , hem hal hem kal diliyle islamı yaşayabilene ...

Yine çok gariptir ki '' Nasıl yaşarsanız , öyle ölürsünüz ..'' cümlesinin anlamını idrak edemeyen bizler ; '' Ümit var olunuz '' sözünü çok iyi benimseriz ...

Elimiz bomboşken bile cenneti ümit ederiz mesela...

Bir yandan cehennemin kapısını zorlarken , bir yandan da '' Kalbim temiz '' der cennetin hayalini kurarız ...

Oysa ki hangi hal ile ömrü tükettiysek bu hal üzerine ölümü beklemekten daha mantıklı ne olabilir ? Hakeza hayırlı bir ölüm için , hayırlı bir yaşam düşüncesi akla çok yatkındır ...

Ne mutlu ki son dakikalarını şehadetle süsleyebilene , rızaya kavuşarak can verene , tebessümle veda edebilene ...

Biz inananlar ölüm olayına kafa yorar , ölümün bir başlangıç olduğunu biliriz...

Sermayemiz fani hayatta , ebedi yaşantımızı düşünerek biriktirdiklerimizdir ...

Ne kadar terkedersek dünya hevesini , o kadar yaklaşırız Rabbimize...

Bir nefes kadar yakınken ölüm bize , daha da hız vermeliyiz ahiret işlerine ...'' Allah bes! Baki heves '' sözünü çıkarmamalıyız aklımızdan..

Çünkü hayatın olmazsa olmazı ölüm , ölümün olmazsa olmazı hesaptır , herşeyin bir gün hesabı vardır ...

Garson bile önümüze koyduğu bir tabak yemeğin hesabını isterken , Yüce Allah'ın bize bahşettiği bunca nimetin sualsiz olacağını düşünmek akılsızlık olur ...

Ne mutlu ki veremeyecek hesabı olmayana , Hak ışığıyla yolunu aydınlatana ...

Son olarak bir örnek vericem...

bazılarımız sayısal lotodan ikramiye çıkma olasılığının %0.1 den daha düşük bir ihtimal olğunu bilir ve buna rağmen hazırlık yapar ,kupon alır ...

Bizler ise ahiretin varlığından % 100 emin iken rahatça hareket ediyoruz...Muhakkak ki ''O'ndan geldik , O'na döneceğiz...'' bu düsturla hayatımıza yön verenlerden olmaya gayret gösterelim inşaAllah...

Ne mutlu ki ölümü en güzel başlangıca vesile sayanlara , Onlardan olabilmek duasıyla ...
 

 


* BENZER KONULAR

Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 08:14:11 ÖS]


İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Mayıs 03, 2024, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Mayıs 03, 2024, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Mayıs 03, 2024, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Mayıs 03, 2024, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Mayıs 03, 2024, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 03, 2024, 07:41:08 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41