www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => Genel Konular => Konuyu başlatan: melek - Haziran 27, 2025, 12:19:27 ÖS

Başlık: Akıl Ve Doğru Düşünme
Gönderen: melek - Haziran 27, 2025, 12:19:27 ÖS
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)

Akıl Ve Doğru Düşünme

 Geçen sayı ki yazımızda ağırlık! olarak nefsin tanımı, problemli yönleri ve kademelerinden bahsetmiştik. Şimdi ise insanı bir ömür boyu kuşatan nefse ve onun problemlerine karşı insanın içinde var olan iki önemli cevherden bahsedeceğiz. Bunlar akıl ve kalp olarak isimlendirilen, doğru kullanıldığında insanı hidayete vede sonuçta Allah'a ulaştıran, ancak yanlış kullanıldığında ise insan aşağıların aşağısına çeviren iki değerdir.

 Akıl, insan için olmazsa olmaz, karşılaştığı birçok problemden kendisini kurtarmaya yarayan kullandıkça ve zorlandıkça açılan, kullanılmadıkça ise donuklaşan, basitleşen ve küçülen bir değerdi

 Akıl yaratılış gereği her insanda eksik akıl İla yaratılanlar hariç yaklaşık olarak aynı orandadır. Başlangıçta her insanın aklı aynı olmakla birlikte, bir insanın doğduğunda ki şartlar, çocukluknu yaşadığı aile ve çevre daha sonraki yıllarda almış olduğu eğitim, okuduğu kitaplar, kişisel çabalar aklı olumlu yönde etkileyip geliştiren faktörlerdir Gözünü dünyaya açtığı ve büyüdüğü ortamda çc fazla hareketliliğin olmadığı, hicbirşeyi merak edip düşünmeyen, kitap okumayan ve ciddi bir eğitin den geçmemiş bir insanın aklıyla, bunun tam tersi bir ortamda yaşamış aklını kullanan bir insanın aklı ve çözümlemeleri, sonuçlandırmaları doğal olarak farklı olacaktır.

 Tüm bunlarla birlikte aklın bir gelişim ve büyüme seyri vardır. Tıpkı bir bebeğin emekleme \ yürüme evresi gibi... İsterseniz işe önce aklın ne olduğundan başlayalım.

 Akıl Nedir?

 Doğruyu yanlıştan ayırabilme, ölçüp biçme, ileriye dönük tasarı, plan program yapabilme, mevcut durumu değerlendirebilme, sonuca çıkabilme, düşünebilme ve hayal kurma, araştırabilme, sınıflandım ve hükmetme yetilerini içinde barındıran müthiş bir cevherdir.

 Ayrıca Akıl;

Zihinsel faaliyet olarak Uç şeyi yapar.   Bunlar:

1) Mukayese; Kıyas yapar, karşılaştırır, ölçüp biçer, değerlendirir, fark eder. Ve bu bütün bilgiler aklın muhasebe bölümüne gönderir. Akıl, bir insanın uzun olduğu, yanına daha kısa birisi gelmediğini anlayamaz. Yani tüm büyüklük küçüklük, uzunluk kısalık, güzellik çirkinlik, doğruluk yanlıştı v.b. değerleri akıl ancak yanına benzeri bir obje yada konu geldiğinde değerlendirme yapabilir. Bu durumda aklın mukayese yapması mümkün değildir. Bu insan aklının bir zaaf noktasıdır da aynı zamanda. İnsan aklıyla Allah aklının en belirgin olarak ayrılmaya başladığı yerde burasıdır. İnsan aklı, düşünebilmek ve üretebilmek için her zaman bir şeylere muhtaçtır. Ancak Allah için böyle bir şey söz konusu değildir.

2) Muhasebe; Burada akıl hesap yapacaktır. Kendisine gelen tam verileri süratli ve titiz bir şekilde değerlendirecektir. Onları sınıflara ayıracak, daha önce biriktirdiği hafızasındaki bilgilerle ölçüp biçerek, onları birleştirecek yada çıkaracaktır. Konu ile ilgili karı zararı, doğruyu yanlışı adeta bir muhasebeci gibi ayrıştıracaktır. Onları sınıflandıracaktır. Buradan sonrada iş artık sonuç olan muhakemeye kalacaktır.

3) Muhakeme; Zihin yukarıda sözü edilen tüm aşamalarda sonra artık belirli bir sonuca yani kanaate ulaşacaktır. İşte aklın bu aşamasının adı muhakeme yani hükmetme kabiliyetidir. Buna karşılaştı tüm olayları ve bilgileri enine boyuna irdeleyip belli bir sonuca çıkma durumuda diyebiliriz. Akıl bu son aşamaya gelirken eğer temiz ve dürüst düşünebilmiş, yanlış ve tutarsız rüzgarların etkisinde kalmadan değerlendirme yapabilmiş ise hükümleride o oranda doğru olacaktır.

 Akıl, insan vücudundaki adeta bir göze benzer. Göz nasıl ki bir objeyi önce fark eder, onu hem beyne iletir, beyinde onunla ilgili bir değerlendirme yaparsa, aklın sistematik olarak çalışmasıda biraz bunun gibidir. Ancak göz birşeyi görürken ve onu algılarken nasılki bazı yanılmalara uğran aynen zihinde aynı şekilde dış etkenlerden kaynaklanan çeşitli yanılmalara düşer. Biz buna "zihin yanılmaları" diyoruz ki bunu ileriki yazılarımızla çok daha detaylı ve örnekleriyle birlikte inşallah dile getireceğiz.

 Ancak yeri gelmişken kısaca şunu söyleyebiliriz ki; Akıl önce kıyas yapar. Kıyas yaparken de çeşitli şeylere karşılaşır. İşte burada karşılaştığı şeylerdeki benzerlikler insan aklının zihninin yanılma noktalımın merkezini oluşturur. Çoğunlukla insanlar konular yada düşünceler arasındaki benzerlikleri tam ve net olarak ayrıştıramadığı için, birazda dikkatsiz baktığı için ayrıca benzerlikleri aynı zannedip sonuca çıktıkları için zihin yanılmalarına düşerler. İşte insanların farklı farklı düşünmelerinin ve sonuca çıkmalarının altında en çok yatan yerlerin başında burası gelir. Tüm bunlarla birlikte aklın düzgün kullanılmasına yardımcı olacak etmenlerde vardır. Bunla kısaca, doğru bilgi, tecrübe, ve iradedir.

a) Doğru Bilgi; İnsanoğlunun var olduğu günden beri hep ilgi gösterdiği, bulmaya çalıştığı, peşinden koştuğu, birçok zamanlar üzerine gittiği ancak çeşitli rüzgarların etkisinde kaldığı yada saptığı bir değerdir. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu hep tartışma konusu olmuş, çoğunlukla insanlar kendisine ulaşan bilgiler, akli çıkarımları ve de en çok kendi uyarına (nevasına) göre doğru bilgi budur demişlerdir.

 DoğruNedir?

 İçersinde, parçadan bütüne eğrilik, uyumsuzluk ve çelişki olmayandır. Kişiye ve kurumları göre değişmeyendir. Biçim ve içerik açısından da bir uyumsuzluk ve çelişki yoktur. Uzun araştırma, gözlem ve tecrübeyi içersinde barındırmalıdır. Farklı açılardan sağlama yapıldığında da aynı sonuca ulaşılmalıdır. Doğru gerçektir, ancak her gerçek doğru değildir. Doğru dengeli olmak zorundadır. Ancak her dengeli olanda doğru değildir! Doğru hislerden ve duygulardan ve kişisel kanaatlardan uzak olmalıdır. Her doğru hakikat (dini) olmayabilir. Ancak her hakikat doğrudur. Çünkü hakikat ilahi doğrular ve gerçeklerdir.

Ey iman edenler Allah'tan sakının ve sözü doğru olarak söyleyin. Ki O amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın...(Ahzab/ 70-71)
Şüphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tır" eleyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar, onların üzerine melekler iner (ve der ki) "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennete sevinin " (Fussilet 130)

De ki: "Herkes kendi yaratılışına (mizacına/yapısına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbbin daha iyi bilir." (İsra 184)
Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimizi haber veren elçiler geldiğinde, kim sakınır ve (kendisini) düzeltirse iste onlar için korku yoktur, onlar mahsun olmayacaktır.  (Araf / 35)

 İnsan Niçin Doğru Hareket Etmez?

1) Doğru bilgisi yoktur, ulaşmamıştır, (karşılaşmadığı yada aramadığı için).

2) Duygusal yada hissi hareket etmedeki ısrarcılıktan dolayı.

3) Uzun vadeli yapılan başka hesaplardan dolayı.

4) Başkasının hatırı, kendi kişisel menfaatleri yada nevasından dolayı.

 Doğru Olmayı, DoğruyuBulmayı EngelleyenFaktörler

1) Doğruyu bulmaya aramaya ilcinin ve isteğin olmayışı.

2) Bağlı bulunduğu çevre, yaşanılan ortamın tesirinde kalınması.

3) Bu zamana kadar edinilen kültür ve kişisel kanaatlerin baskın olması.

4) Karşılaştığı bilgileri sorgulama ve sağlama yapma kaygısı ve yeteneğinin olmaması.

5) Kişide "mukayese, muhasebe ve muhakeme" yeteneğinin ve ilgisinin az olması.

6) Kişide "dürüstlük" halinin zayıf olması.

7) Yüzü "Vahye" tam dönük olamamak.

İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.

YENİ SİTE GİR,İŞİMİZ.

https://www.fanidunya.com.tr/