Gönderen Konu: Sen Sorumlusun (Okunma sayısı 2908 defa)

fanidunya NET · « : Haziran 18, 2025, 08:51:28 ÖÖ »

Sen Sorumlusun

كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْؤولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ

“Hepiniz birer sorumlusunuz ve hepiniz yِnettiklerinizden mesulsünüz.”

(Buhari, “İstikraz”, 20.)

Hz. Peygamber’in insanlarla olan iletişimindeki en temel özelliklerinden biri, muhatabının fikir ve düşünce dünyasını dikkate alarak sِöz söِylemesi, tesbih ve temsiller kullanmak suretiyle soyut meselelerin zihinlere yerle؛mesini sağlamasıdır.

Örneğin o (s.a.s.), Berat Gecesi için “Allah Teâlâ şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasında -rahmetiyle- tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla ki؛iyi bağı؛lar.” (Tirmizi, Savm, 39.) buyurmuştur.

Allah Resulü burada pekâlâ binlerce, yüzbinlerce kişi demek suretiyle bağışlanacak kişi adedini sayılarla ifade edebilirdi. Ancak hayvancılığın yaygın olduğu bir ortamda sِöz konusu temsili duyan pek çok kişinin zihninde sıradan bir rakamdan çok daha ِtesi belirecek ve bağı؛lanacak kişilerin çokluğu somut bir ؛ekilde resmedilmiş olacaktır.

Yukarıdaki hadisi de bu hususa ِrnek olarak vermek mümkündür. Esasında “sorumlu” diye çevirdiğimiz Arapça “râin” kelimesinin lafzi karşılığı “çoban” demektir. Bu minvalde hadisin “Hepiniz çobansınız ve sürünüzden mesulsünüz” diye tercüme edilmesi Arapça lafzı esas alan bir çeviri olacaktır. Pek çok peygamberin yaptığı bir iş olan “çobanlık” metaforu üzerinden konunun izah edilmesi, hem gِrevin kutsallığına hem de sorumluluğun ağırlığına işaret etmektedir. Hatta çobanın sorumluluğu iki yِnlüdür. Biri uhdesi altında bulunan sürüye karşı vazifesini yerine getirmektir. Diğer sorumluluğu da sürünün esas sahibi olan Allah’a kar؛ıdır. Zira çoban, sürünün sahibi değildir. Sürünün sahibi Allah’tır. Çoban, uhdesi altındakilere karşı sorumluluğunu yerine getirerek aslında Allah’a karşı da vazifesini yerine getirmi؛ olmaktadır. Nasıl ki bir çobanın zikredilen bu hususlar için olanca çabasını ortaya koyması en temel vazifesi ise toplumda en küçük birimden tutun en yüksek birime kadar her bir kademede sorumluluk sahibi kişilerin de sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi için çaba sarf etmesi en temel vazifeleridir. İşte yukarıdaki hadis, bu hususu ifade eden e؛siz bir hadis-i ؛eriftir.

Sorumluluk konusunda dikkat çekilecek ilk alan hiç ؛üphesiz ailedir. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve ta؛lar olan ateşten koruyun…” (Tahrim, 66/6.) buyurmak suretiyle kişinin sadece kendisini cehennemden koruyacak amellerle yetinmemesini, aksine aile efradının da cehennem azabına karşı uyarılması konusunda bir sorumluluğu olduğunu vurgulamaktadır. Asr suresinde de iman edip salih amel i؛leyenlerin yanı sıra hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin zarara uğramayacakları ifade edilmi؛tir. (Asr, 103/2-3.)

Bu ayetlerden anla؛ıldığı üzere bireysel düzeyde iyi bir kul olmak yeterli değildir. Özellikle ailemizin ve sorumluluk alanımızda bulunan diğer kişilerin de doğru işler yapmaları ve yanlıştan uzak durmaları konusunda çaba sarf etmek; namaz gibi, oruç gibi yerine getirilmesi gereken bir vecibedir. Zira Yüce Allah, hakkın galip geleceğini ve batılın yok olmaya mahkûm olduğunu çok net bir ؛ekilde kullarına bildirmi؛tir. (İsra, 17/81.)

Hakkın galip gelmesi ve batılın yok olması amacıyla bireysel istikamet ile birlikte toplumsal istikamet için de çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Bunun sağlanabilmesi adına her bir ferdin hem kendisinin hem de sorumluluğu altında bulunan kişilerin dünya ve ahiret selameti için ko؛turması en temel vazifesidir.

Bilinmelidir ki, sorumluluk bir bütündür; parçalanamaz. Sorumlu olduğu ؛eyleri kısmen yerine getiren kimse esasında sorumluluğun gereğine gِre hareket edememiş; sorumsuz davranmı؛ olur. Bu kapsamda ailesinin nafakasını temin edip onlara maddi olarak çok iyi imkânlar sunan bir baba, onlardan sevgisini ve ilgisini esirgerse sorumsuzluk yapmış olacaktır. Aynı ؛ekilde çocuğunun en iyi okullarda tahsil gِrmesini sağlayan ancak ona dinî ve ahlaki vecibelerini ِğretmeyen ebeveynler, sorumluluklarının gereğini yerine getirmemi؛ olacaklardır.

İşte yandan hadiste sadece ailedeki sorumluluktan bahsedilmemektedir. Toplumda kendisine bir vazife verilmiş ve bu vazife kapsamında bir sorumluluğu olan veya sorumluluğu altında birileri bulunan herkes sِz konusu hadisin kapsamına dâhildir. Örneğin bir caminin din gِrevlisi kendisinden ve ailesinden sorumlu olduğu kadar gِrev alanı içindeki kişilerden de sorumludur. İslam’ın güzelliğini ve ibadetin coşkusunu onların gِnüllerine nakşetmek de bir din görevlisinin en temel sorumluluğudur. Yine bir kamu çalı؛anı da işini en güzel şekilde yapıp kazancını helal ettirmenin yanı sıra kamu malını en güzel biçimde korumakla ve israf etmemekle sorumludur. Aynı şekilde özel sektörde çalı؛an bir işçi, işverenin menfaatine olacak tasarruflarda bulunmakla sorumlu iken i؛veren de i؛çisinin kanuni her türlü hakkına riayet etmenin yanı sıra onun dinî vecibelerini yerine getirmesi hususunda imkân sağlamakla da sorumludur.

Sonuç olarak insan irade sahibi bir varlık olarak yaratılmı؛ ve yeryüzüne birtakım sorumluluklarla gِönderilmiştir. Onun ilk sorumluluğu, Allah’ın halifesi olduğu bilinciyle yeryüzünü imar ve hakkın batıla galip gelmesi için çaba sarf etmektir. Onun bir diğer sorumluluğu ise kendisinin ve uhdesinde bulunan ki؛ilerin imtihan dünyasından “başarılı” bir şekilde ayrılmasıdır. Dolayısıyla bir Müslüman, ebedi kurtuluşa giden yolun sorumluluk bilinciyle hareket etmek olduğunu unutmamalı ve hayatının merkezine bu sorumluluk duygusunu yerleştirmelidir.

İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.

YENİ SİTE GİR,İŞİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DÜNYA FM

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Sen Sorumlusun (Okunma sayısı 2908 defa)

fanidunya NET

Sen Sorumlusun

BENZER KONULAR