Bilgisayar ve Şiddet
Oyun, çocuğun en temel hakkıdır.
Çocuklar için oyun, bir ihtiyaçtır. Oyunlar, çocukların sosyalleşmelerine, araştırma duygularının gelişimine, kurallara uymalarına katkıda bulunur, oyun kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılmasına vesile olur, paylaşma, dayanışma gibi değerlerin yaşatılmasını sağlar.
Teknolojik gelişme ile birlikte özellikle büyük şehirlerde oyunun şekli ve mekanları değişti. Çocuklar, hemen hemen hepimizin oynadığı köşe kapmaca, misket, topaç, yakan top, kulaktan kulağa, sek sek, mendil kapmaca, saklambaç, aç kapıyı bezirgan başı... gibi oyunlar yerine, çağımızın vazgeçilmezleri arasında yerini alan bilgisayar vasıtasıyla CD ve Internet oyunlarını oynamaya başladılar.
Şiddet içerikli bilgisayar oyunları
Bilgisayar oyunlarının çok az bir kısmı eğitici ve öğretici; her yaştan kullanıcıya hitap eden, zekâ ve yetenek geliştirmeyi hedefleyen oyunlardır.
Asıl önemle üzerinde durulması gereken şiddet içerikli, savaş oyunlarını konu alan bilgisayar oyunlarıdır. Zira bu oyunlar, çocuk ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kimi zaman anne ve babalar, bu oyunların oynanmasına ses çıkarmamaktadır.
Bu oyun CD’leri ve Internet üzerinden oynanan şiddet içerikli oyunlar, "yaşamak için yok et" "hayatta güçlü olan yaşar", "kaba güce sahip olduğun oranda varlığını sürdürebilirsin" anlayışını vermekte; çocukların şuuraltını sevgiden ve hoşgörüden uzak bir biçimde şekillendirmektedir. Bu oyunlarda savaş filmlerini aratmayan sahneler yer almaktadır.
Çocuklar sanal ortamda da olsa kan akıtmakta, ateşli silahlarla insan bedenini parçalamakta, oyun içerisinde tercih ettikleri kötü karakterleri kendilerine örnek almaktadırlar. Bu durum ise, çocukların şahsiyetlerinin olumsuz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır. Oyun içerisinde muhatabına verdikleri zarar veya öldürdükleri oranda puan teşviki ile şiddeti kolayca içselleştirmeleri neticesi, sokakta veya bir filmde bir kişinin kanlar içinde kalması, yüz ifadelerini bile bozmamaktadır. Zamanla yüreklerindeki saflık ve engin merhamet duyguları azalmaya başlamaktadır. Sadece bu duygu azalmakla da kalmamakta, olaylar karşısında tepkileri farklılaşmakta, en küçük sözlü bir münakaşayı sabır ve anlayışla karşılamaları gerekirken; itme ve tekme atma gibi fizikî şiddetle önlemenin tek çözüm olduğu anlayışına sahip olabilmektedirler.
Yine şiddet içerikli oyun ve filmleri izleyen çocuklar, olayların sebep ve neticesini sorgulamamakta, hayatı bir oyun gibi algılamakta, oyunda gördüğü temaları çevresine, arkadaşlarına, davranışlarına, aile ile ilişkilerine taşımakta, anormal davranışlarda bulunmaktadırlar. "Şiddet oyunları ve filmleri izleyen çocuk, arkadaşını öldürdü," gibi örnekleri her geçen gün haber bültenlerinde, gazetelerde sık sık duymaktayız.
Kontrolsüz bir şekilde uzun süre bilgisayar karşısında kalan çocuklar, arkadaşlık ve dostluk kurmada zorlanmakta, çevrelerine de yabancılaşmaktadırlar. Derslerine, kültürel ve sportif faaliyetlere ayıracakları vakti, lüzumsuz bir şekilde israf etmektedirler. Halbuki zamanı verimli kullanma bilincinden yoksun olmaları, ileriki dönemlerinde onların hayatlarını etkileyecek, zaman konusunda duyarsız davranmalarına, hayatta başarısız olmalarına neden olacaktır. Bu açıdan, yararlı diye nitelendireceğimiz bilgisayar oyunlarında bile zaman ölçülü kullanılmalı, zamanın kıymeti, bir şekilde çocuklara benimsetilmelidir.
Ayrıca bu oyunlarda, genellikle yabancı kültür ve değerlerin reklamları da yapılmakta, zararlı akımların, farklı inanışların sembolleri kullanılmaktadır.
Bu oyunları oynayan çocuklarımız, kendi kültür dünyamıza yabancılaşmakta, farkında olmadan zararlı akımların etkisi altında kalabilmektedir.
Yapılması gerekenler
Anne ve babalar, şiddet ve saldırganlığa yönelik davranışların bir çoğunun, çocukluk dönemlerinde öğrenildiğini unutmamalı, çocuklarına değer vermeli, çocuklara her türlü şiddeti uygulamaktan kaçınmalı, onlara zaman ayırmalı, ahlâkî ve hoşgörülü tavırlarını yüreklendirmelidirler. Çocuklarının ne tür bilgisayar oyunları oynadıkları ve ne tür filmler izlediklerini kontrol etmeli, eğer çocuklar, şiddet içeren oyunlar oynuyorlar ise, şiddetin dünyada insan ilişkilerinde ne denli acı verici olduğunu ve ne tür sorunlara yol açtığı, örneklerle ikna edici bir biçimde anlatmalıdırlar. Her şeyden önce şiddet içeren bilgisayar oyunlarını çocuklarına satın almamalıdırlar.
Bu oyunlara alternatif olarak, çocukların derslerinde yardımcı olacak, eğlendirerek eğiten, dinî ve ahlâkî milî değerlerimizi aşılayan, güzellik, iyilik, şefkât, yardımseverlik ve başkalarını düşünme gibi, olumlu niteliklere sahip CD’ler satın almalıdırlar. Ayrıca bu tarz CD’lerin piyasada çoğaltılması için bütün toplum kesimlerine de sorumluluklar düşmektedir. Bununla birlikte anne ve babalar, çocukların bilgisayarı akılcı ve kontrollü biçimde kullanmaları için eğitimcilerle işbirliği yapmalı, gerektiğinde yönlendirmede bulunmalıdırlar.
Abdurrahman Akbaş.