www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => Genel Konular => Konuyu başlatan: fanidunya - Nisan 04, 2020, 09:50:35 ÖS
-
Vakit Tevbe ve İstiğfar Vaktidir
Bugünlerde bütün insanlık maddi ve manevi sıkıntı içerisindedir. Materyalist kafalılar için bu durum sıradan bir tabiat olayıdır. Ama bizim için bu bir afettir ve bunun müsebbibi kullar olmakla birlikte, asıl yaratıcısı Yüce Allah’tır.
Cuma ve cemaatsiz olarak geçirdiğimiz üçüncü haftadayız. Ramazan-ı şerif kapımıza dayandı. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere -hemen hemen- İslam dünyasındaki tüm mescitler halen daha kapalı. Camilerde Cuma namazı ve cemaat ile namaz kılmak isteyenler için halen daha yasak. Tabii ki bu yasakların görünürde bir sebebi var ama sebepler âlemi de tesadüfen meydana çıkan, şuursuz bir oluşum değildir. Yani hiçbir musibet akıl ve zekâsıyla hareket etmez. Yine hiçbir musibet de tesadüfen bir milletin başına gelmez. Önce bu gerçeği görmek lazım. Müslümanlar olarak yaklaşık on beş asra yaklaşan tarihimizde böyle bir manevi musibet ile karşı karşıya kalmadık. Bu musibetten kurtulmak için beşer planında herkes bir şeyler yapıyor, madden yapılması gerekenler yapılıyor. Ama bir de işin ilahi boyutu vardır. Bunun için, “Ben de Müslümanlardanım” diyen her fert bu gün kendisini hesaba çekmelidir. Zira: “Kula bela gelmez, hak yazmadıkça / Hak bela yazmaz, kul azmadıkça”.
Evet, dua ve istiğfara çok ihtiyacımız var. Bunun için dua, zikir, tevbe ve istiğfar konusunda yazılmış en güvenilir ve en kapsamlı bir kitap olan İmam Nevevi hazretlerinin hazırladığı El-Ezkâr / Resûlullah’ın Dilin’den Dualar ve Zikirler isimli eserinden birkaç dua ve istiğfar nakledeceğim.
Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v.) sabahlayınca şöyle dua ederdi:
“Allahümmeasbahna ve bikeemseyna ve bikenehya ve bikenemutu ve ileyke’n-nuşur.”
Anlamı: “Allah’ım! Senin yardımınla sabaha girdik, senin yardımınla akşama kavuştuk, senin yardımınla diriliyor ve senin kudretinle ölüyoruz. Nihayet hesap vermek üzere geliş sanadır” (Ebu Davud: 5067).
Yine Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v.) akşamlayınca şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Senin kudretinle akşamladık. Senin yardımınla hayatımızı sürdürüyoruz ve senin kudretinle öleceğiz. Nihayet hesap vermek üzere geliş sanadır.” (Tirmizi, 3388; Ebu Davud, 5068; İbni Mace, 3868; El- Ezkar, sh: 138).
Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) seher vaktinde şöyle dua ederdi:
“Bizi duyan, Rabbimize olan hamdimizi ve O’nun şu güzel imtihanını duysun ve duyursun. Ey Rabbimiz! Bize sahip çık ve bizi koru. Cehennem ateşinden O’na sığınırız. Üzerimize olan nimetlerinden fazlasıyla ihsan buyur” ( Müslim, 2718; Ebu Davud, 5056).
Şedda b. Evs (r.a.)’ın rivayetine göre Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur:
“Her kim, bu Seyyidü’l istiğfarı sevabına ve faziletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevabına ve faziletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.”
O dua şudur:
“Allahümmeente Rabbî lâ ilahe illâ ente. Halaktenî ve ene abdüke ve ene alâahdike ve vâ’dikemes’tetâtü. Eûzübikemin şerri mâsanâtü. Ebû’ü leke bi-nîmetikealeyye ve ebû’übizenbî. Fağfirlîfeinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente.”
Anlamı: “Ey Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ibadete lâyık ilâh yoktur. Beni sen yarattın, ben senin kulunum ve ben ezelde sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lütfettiğin nimetleri yüce huzurunda minnetle anar, günahımı itiraf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları senden başka affeden yoktur.” (Buhârî, Deavât, 2, 16; EbûDâvûd, Edeb, 100).