Gönderen Konu: PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÖRNEK ŞAHSİYETİ  (Okunma sayısı 338 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1974
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÖRNEK ŞAHSİYETİ
« : Ocak 08, 2019, 02:22:35 ÖS »
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÖRNEK ŞAHSİYETİ

“Doğru insanlardan oluşan bir toplum oluşturmak Peygamber Efendimizin en büyük hedefiydi. Doğruluk onun hayatının her safhasında görülen bir hasletti. Onun içi ile dışı¸ özü ile sözü birdi. Emredilen sınırlar içinde ve istenildiği gibi dürüst bir hayat sürmek¸ takdir edileceği gibi¸ büyük bir ciddiyet¸ hassasiyet ve gayret ister. “

Hz. Muhammed (s.a.v)¸ Allah'ın habibi¸ insanlığın medar-ı iftiharı ve güzel ahlakın zirve şahsiyetidir. O¸ insanlık için hem rahmet¸ hem umut¸ hem örnek hem de şeref abidesidir. İnsanlık onu tanıdıkça insan olmanın ritmine erecektir. Biz bu makalemizde onun sıdk¸ istikamet¸ ahde vefa¸ tevazu ve hayậda ne denli örnek şahsiyet oluşunu ele almak istiyoruz.

1. Sıdk ve İstikamette Peygamber Efendimizin Örnekliği

Doğru insanlardan oluşan bir toplum oluşturmak Peygamber Efendimizin en büyük hedefiydi. Doğruluk onun hayatının her safhasında görülen bir hasletti. Onun içi ile dışı¸ özü ile sözü birdi. Emredilen sınırlar içinde ve istenildiği gibi dürüst bir hayat sürmek¸ takdir edileceği gibi büyük bir ciddiyet¸ hassasiyet ve gayret ister. Bu ise zor bir iştir. Nitekim Peygamber Efendimiz de bu yükümlülükten ötürü; “Be­ni Hûd sû­re­si ih­ti­yar­lat­tı.”[2] bu­yur­muştur.[3]

Sevgili Peygamberimiz insanların en doğrusu idi. Onun bu hâlini en azılı düşmanı Ebû Cehil¸ Ahnes bin Şerik¸ Nadr bin Haris ve daha sonra Müslüman olan Ebû Süfyân bile itirâf etmek zorunda kalmışlardır.[4] Onun ağzından hiçbir zaman hak ve gerçek sözden başkası çıkmamıştır. Sözlü şaka yaparken dahi doğruluktan¸ doğru sözlülükten ayrılmamıştır.

Süfyân bin Abdullah (r.a.) şöyle anlatır: “Resulullah (s.a.v.)'e:

Yâ Resulallah! Bana İslâm'ı öylesine anlat ki¸ onu bir daha başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim¸ dedim. Efendimiz:

“Allah'a inandım de ve dosdoğru ol!” buyurdu.[5]

Müstakim ol ki Hazret-i Allah utandırmaz seni.[6]

2. Ahde Vefada Peygamber Efendimizin Örnekliği

Allah Resulü¸ hayatı boyunca iş ortaklarına¸ ticarî münasebetlerdeki muhataplarına ve diğer insanlara karşı son derece dürüst davranmıştır. Üstelik ahde vefa¸ nübüvvetten önceki dönemde de onun en bariz vasfı olmuştur. Bir kimseye söz verdiğinde¸ onu ne pahasına olursa olsun yerine getirmiştir. Onun ahdine vefa göstermesi o derece zirveleşmiştir ki¸ düşmanları bile bu rahmetten istifade etmişlerdir.

Verilen sözden caymanın Müslümana yakışmayacağının en güzel örneği¸ Hudeybiye Antlaşmasının yapıldığı sırada yaşanmıştır. Anlaşmanın imzalanacağı bir anda Kureyş temsilcisi Süheyl bin Amr'ın oğlu Ebû Cendel¸ ayaklarındaki zincirleri sürüyerek yavaş yavaş Peygamber Efendimizin yanına gelir. Ebû Cendel (r.a.) Müslüman olduğu için müşriklerden çok işkence görür.

Bir fırsatını bularak ellerinden kaçar ve kendini Müslümanların arasına atar. Süheyl¸ anlaşma gereğince ilk iade edilecek kimsenin¸ oğlu olduğunu söyler ve elindeki sopayla Ebû Cendel'in yüzüne vurur. Olan biteni hüzünle takip eden rahmet peygamberi Efendimiz¸ Ebû Cendel'in anlaşma harici bırakılmasını¸ onun kendisine bağışlanmasını Süheyl'den rica eder.

Ancak taş yürekli müşrik baba buna yanaşmaz. Ebû Cendel (r.a.) de müşriklere teslim edilirken feryatlarla Müslümanlara yalvarır ve yardım ister. Müslümanlar onun hâline dayanamayıp ağlamaya başlar. Allah Resulü Ebû Cendel'i teselli ederek:

“Ey Ebû Cendel! Biraz daha sabret¸ katlan! Allah Teâlâ'dan bunun mükâfatını dile! Hiç şüphesiz yüce Allah sen ve yanında bulunan zayıf ve kimsesiz Müslümanlar için bir genişlik ve çıkar yol yaratacaktır! Biz şu kavimle bir barış anlaşması yapmış ve bu yolda kendilerine Allah'ın ahdiyle söz vermiş bulunuyoruz. Onlar da bize Allah'ın ahdiyle söz verdiler. Sözümüze vefasızlık edemeyiz. Zira verdiğimiz sözde durmamak bize yakışmaz!” buyurur.[7]

Daha sonra Peygamber Efendimiz Süheyl'e:

“– Gel etme¸ sen onu bana bağışlayıver!” diyerek dileğini tekrarlar. Ancak Süheyl hiçbir teklifi kabul etmez. Efendimiz (s.a.v.);

“– Öyle ise onu benim için himayene al!” diye rica eder. Süheyl bunu da kabul etmez. Onun bu ısrarını görünce Mikrez ile Huveytıp:

Ey Muhammed! Senin hatırın için onu biz himayemize alıyoruz¸ ona işkence yaptırmayacağız! derler.

Resûlullâh (s.a.v.) de böylece biraz rahatlamış olarak geri döner.[8]

Ebû Cendel'in yaşadığı üzücü hâdise çok geçmeden Ebû Basîr'in de başına gelir. Müşrikler onu da geri isterler. O da yolda giderken kendisini götüren iki kişiden Huneys'i öldürür¸ diğerinin de elinden kurtulur. Ebû Basîr¸ Huneys'in elbisesi¸ eşyası ve kılıcını alır¸ Allah Resulü'ne getirir ve:

Yâ Resulallah! Bunların beşte birini ayır¸ kendin için al! der. Efendimiz:

“– Ben bunun beşte birini aldığım zaman¸ onlarla yapmış olduğum muahedeye riayet etmemiş olurum! Fakat senin tutumun da¸ öldürdüğün adamın eşyası da seni ilgilendirir.”[9] buyurur.

Peygamber Efendimizin ahde vefası ile ilgili verebileceğimiz bir diğer calib-i dikkat örnek ise Hayber Savaşı sırasında Yesar adlı çobanın başından geçen olaydır. Nakledildiğine göre¸ Yahudi ileri gelenlerinden birinin koyunlarını güderek geçimini sağlayan Yesar¸ Hayber Gazvesi'nin cereyan ettiği günlerde¸ kale içinde adı sıkça geçen Efendimiz ile görüşebilmeyi çok arzular ve bir sabah kaleden çıkıp koyunlarını güderken onunla karşılaşır. Efendimizle kısa bir sohbetten sonra Yesar¸ İslâm'ı kabul eder ve Müslümanların safına katılır. Elindeki koyunları ne yapması gerektiğini Peygamber (s.a.v.)'a sorar. O da:

Onları geri çevir ve kovala! Şüphen olmasın ki hepsi de sahiplerine döneceklerdir. buyurur. Çoban da bir avuç çakıl alarak koyunlara doğru atar ve “Sahibinize dönün! Vallahi bundan sonra ebediyen sizinle beraber olmayacağım.” der. Koyunlar toplu olarak giderler¸ sanki onları sevk eden birisi varmış gibi kaleye girerler. Çoban da Müslümanlarla birlikte savaşmak için kaleye doğru ilerler.[10] Burada Nebiyy-i Ekrem Efendimiz¸ koyunlara ganimet olarak el koymak yerine¸ sürüyü geri göndererek¸ çobanın sahibine verdiği sözü tutmasına imkân sağlamıştır. Hâdisenin¸ savaşın uzadığı ve Müslümanlar arasında erzak sıkıntısının baş gösterdiği bir zamana tesadüf etmesi¸ Efendimizin sergilediği ahde vefanın anlamını daha da derinleştirmektedir. [11]

3. Tevazuda Peygamber Efendimizin Örnekliği

Resulullah (s.a.v.) kendisine aşırı tazim gösteren kimselere “Siz beni¸ hakkım olan derecenin üzerine yükseltmeyiniz! Çünkü Yüce Allah beni Resul edinmeden önce kul edinmişti!”[12] ikazında bulunarak kul olmanın kıymetini göstermiştir.

Peygamber Efendimiz Cenâb-ı Hakk'ın habibi ve insanların en şereflisi olmasına rağmen hiçbir kimsenin yapamayacağı kadar tevazu göstermiş¸ insanların arasında onlardan biri gibi yaşamıştır.

Bu engin tevazuu sebebiyle Peygamber Efendimiz ne kapalı kapılar ardına çekilir¸ ne perdeler arkasına gizlenir ne de kendisinin önüne hususî olarak yemek taşınırdı. Toprak üzerinde oturur¸ yerde yemek yer ve; “Ben kulun oturduğu gibi oturur¸ kulun yediği gibi yerim. Ben ancak bir kulum!” buyururdu. Köleler arpa ekmeğine bile davet etseler davetlerine icabet eder[13]  ve çocuklara dahi selam verirdi.[14]

Resulullah (s.a.v.) evindeyken elbisesini yamar¸ ayakkabılarını tamir eder ve koyununu sağardı.[15] Eşyasını kendisi taşır¸ hiç kimseye yük olmak istemezdi.[16]

4. Hayâ/Utanma Duygusunda Peygamber Efendimizin Örnekliği

Bütün Peygamberlerin tebliğdeki asıl hedefi¸ tevhit inancını yeryüzüne hâkim kılmak ve ahlaklı bir yapı tesis etmektir. İnsanlığa güzel ahlakı talim etmek ve onun en müessir örneklerini göstermek için görevlendirilen Efendimiz¸ hiç şüphesiz insanlar arasında hayâ duygusuna en fazla sahip olanı idi. O¸ peygamberliğinden önce¸ ahlaksızlığın bütün insanlığı sardığı bir devirde dahi bu ulvî haslet ile temayüz etmişti. Efendimizin hayâsı ile alâkalı olarak Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) şöyle der:

“Nebiyy-i zî-şân Efendimiz örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha hayâlı idi. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bu durum¸ mübârek vech-i pakinden hemen anlaşılırdı.”[17]

O¸ hep güzellikler içinde yaşamıştır. Yalnız bulunduğu anlarda bile kendisinden¸ hayâ sınırlarını aşan herhangi bir hareket sadır olmamıştır. Ashabının da aynı hâl üzere olmasını isteyen Efendimiz¸ onları hayâya ve bunun bir yansıması olan örtünmeye davet etmiştir. “Allah¸ kendisinden hayâ edilmeye insanlardan daha lâyıktır.”[18] buyurarak açıkta ve gizlilikte devamlı edep üzere bulunmayı tavsiye etmiştir.

Özetle Hz. Muhammed (s.a.v.)'e tabi olmadan Allah'a itaat gerçekleşmiyor. Yol varsa onun yoludur. Kurtuluş onun sünnetine tabi olmaktır. Bireysel ve toplumsa geleceğimiz onun sünnetine uymamıza bağlıdır. Onu sevmek ise onun gibi olmaya ve ona benzemeye bağlıdır. Onun doğruluk¸ vefa¸ tevazu ve hayâsı bizlerin mizacı oldukça kendimiz olacağız. Ona benzedikçe hayat ve ölümün anlamını idrak edeceğiz. Ashabın onu özlemesi ve izlemesi gibi bizler de onu çağımıza taşımak¸ yuvamızda ağırlamak¸ gönlümüzde hissetmek¸ günlük yaşantımızda örnek almak zorundayız. Selam ona¸ âline¸ ashabına ve onun izinden gidenlere olsun.

-------------------------------------------------

[1] Ebû Dâvûd¸ Hammâm¸ 2.

[2] Tirmizî¸ Tef­sir¸ 56/6.

[3]  Ebû Ab­dil­lâh Mu­ham­med bin Ah­med el-Kur­tu­bî¸ el-Câ­mî li-Ah­kâ­mi'l-Kur'ân¸ Bey­rut 1985¸ c. IX¸ s. 107.

[4] Buhârî¸ Bed'ü'l-Vahy¸ 6; Müs­lim¸ Cihâd¸ 74; Ebû Câ­fer Mu­ham­med bin Ce­rîr et-Ta­be­rî¸ Câ­miu'l-Be­yân an Te'vî­li Âyi'l-Kur'ân¸ Bey­rut 1995¸ c. VII¸ s. 240; İbn-i Ke­sîr¸ İmâ­düd­din Ebû'l-Fi­d⸠el-Bi­dâ­ye ve'n-Ni­hâ­ye¸ Kâ­hi­re 1993¸ c. III¸ s. 113.

[5] Müslim¸ İman¸ 62.

[6] Ömer Çelik¸ Mustafa Öztürk ve Murat Kaya¸ Üsve-i Hasene (Kullukta-Ahlâkta-Adâbda) En Güzel İnsan –sallallahu aleyhi ve sellem-¸ Erkam Yayınları¸ İstanbul 2003¸ s. 351-357.

[7] Ahmed bin Hanbel¸ el-Müsned¸ İstanbul 1992¸ c. IV¸ s. 325; İbn-i Hişâm¸ es-Sîretü'n-Nebeviyye¸ Beyrut¸ Dâru'l-fikr¸ 1937¸ c. III¸ s. 367.

[8] Vâkidî¸ Meğâz Beyrut 1989¸ c. II¸ s. 608; Belâzurî¸ Ensâbu'l-Eşrâf¸ Mısır 1959¸ c. I¸ s. 220.

[9] Vâkidî¸ Meğâzî¸ c. II¸ s.626-627.

[10] İbn-i Hişâm¸ es-Sîretü'n-Nebeviyye¸ c. III¸ s. 397-398.

[11] Çelik¸ Üsve-i Hasene¸ s. 278-285.

[12] Heysemî¸ Hafız Nureddin Ali b. Ebî Bekir¸ Mecmau'z-zevậid ve menbau'l-fevậid¸ Beyrut 1988¸ c. IX¸ s. 21.

[13] Heysemî¸ Mecmau'z-zevậid¸ c. IX¸ s. 20

[14] Buhârî¸ İsti'zân¸ 15

[15]Heysemî¸ IX¸ 20

[16] Çelik¸ Üsve-i Hasene¸ s. 278-285.

[17] Buhârî¸ Menâkıb¸ 23.

[18] Ebû Dâvûd¸ Hammâm¸ 2.

 


* BENZER KONULAR

Cuma Günü ve Cuma Namazının Faziletti Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:03:55 ÖS]


Zulme Rıza Zulümdür Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:57:11 ÖS]


Elem ve Zoorlklara Karşı Sabır Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:47:42 ÖS]


İyilikleeri Yok Eden Haset Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:39:51 ÖS]


Gençlik Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:33:40 ÖS]


Mehmet Kemiksiz - Dert Söyletir 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:00 ÖS]


Gülbe Şeker - Ellerim Küçük Daha 2 - 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:02:48 ÖS]


Mutsuzluk Kilo Aldırıyor Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:26:02 ÖÖ]


İslâm Ahlâkı-Ahlâkı Güzelleştirmenin Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:18 ÖÖ]


Çocuklarda Çalma Davranışı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:10:15 ÖÖ]


Ayrılığın Acısı ve Tatlısı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:03:45 ÖÖ]


Son Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:32 ÖÖ]


Abdullah Akbulak - Kutlu Doğum 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:30:08 ÖÖ]


Sana sığınırız Ya Rabbi! Gönderen: melek
[Mayıs 05, 2024, 06:33:30 ÖS]


Kabirdeki Kişi Tekrar Dünyaya Gelse Sizce Ne İle Uğraşır Ne Yapardı Gönderen: melek
[Mayıs 05, 2024, 06:19:41 ÖS]


Fitne Adam Öldürmekten Daha Kötüdür Gönderen: melek
[Mayıs 05, 2024, 06:14:32 ÖS]


En Kötü Körlük İdrak Körlüğüdür Gönderen: melek
[Mayıs 05, 2024, 06:10:00 ÖS]


Kıyametten Sonra Mezarından İlk Diriltilecek Olanlar Gönderen: melek
[Mayıs 05, 2024, 06:05:30 ÖS]


Abdullah Akbulak - Dertli Yol 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 05, 2024, 05:45:18 ÖS]


Cemaat Anlayışımızı Mümin Sorumluluklarımızı Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 05, 2024, 08:44:31 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42