Gönderen Konu: Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin Helal ve Haram Üzerindeki Hassasiyeti  (Okunma sayısı 563 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2146
Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin Helal ve Haram Üzerindeki Hassasiyeti

            Cenab-ı Peygamber Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz, haram ve helaller hususunda nihayetsiz bir hassasiyet üzere idi. Nitekim Hz. Aişe Annemiz, Peygamberimizin bu özelliğini şöyle dile getirir:

“Rasulullah (sav) iki şeyden birini yapma konusunda serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı takdirde mutlaka onların en kolayını tercih ederdi. Yapılacak şey günah ise, ondan en uzak duran da kendisi olurdu.” (Buhari)

             Burada dikkat çekilen iki mühim husustan birisi Peygamber Efendimizin (sav) günah olmadığı takdirde kolay olanı tercih etmesi, diğeri de haramlardan en uzak duran kimse olmasıdır. Meselâ haram kazançtan kaçınmak Rasulullah (sav)Efendimizin, Müslümanların sakınmasını istediği şeylerin başında gelmektedir. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

             “Cennetlikler üç kısımdır: Âdil ve başarılı devlet başkanı, yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kimse ve ailesi kalabalık olduğu halde, haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen iffetli Müslüman'dır.” (Müslim)

               Allah Rasulü (sav); “Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu aldığı şeyin helâlden mi haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.” (Buhari) ifadesiyle müminleri ikaz etmiştir. Müslüman çocukların haram ve helâl konularında hassas yetişmeleri için, küçük yaşlardaki terbiyelerine önem vermiş ve onları kötü hasletlere yönlendirecek uygulamalardan sakındırmıştır. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

“Çocukları para kazanmaya mecbur etmeyin. Siz onları buna mecbur ettiğinizde, hırsızlık yapabilirler. Sanat sahibi olmayan cariyeleri de bu hususta zorlamayın. Zira siz onları zorladığınız takdirde, iffetlerini zedeleyerek kazanmaya başlarlar. Onların getireceği paraya tamah etmeyin ki Allah da sizi ona muhtaç kılmasın. Size temiz olan yiyecekler yaraşır.” (Muvatta, İsti'zân, 42)

Haram gıda, sahibini insanlar arasında rezil ettiği gibi, Allah katında da kıymetsiz hâle getirir. Allah (cc) onun duasını kabul etmez. Habib-i Ekrem Efendimiz, bir insanın duasının kabul edilebilmesi için, haram ve helâle dikkat etmesi gerektiğini, birçok defa vurgulamıştır.

Fahri Kâinat Efendimizin helâl haram bakımından gösterdiği titizlik şu hadisi şerifte de açıkça görülmektedir:

“Biriniz, kardeşine ödünç para verir de ödünç alan kimse, ona bir şey hediye ederse, kabul etmesin. Veya bineğine bindirmek isterse ona binmesin. Ancak daha evvel aralarında hediyeleşmek ve yardımlaşmak cari ise bu müstesna!” (İbn-i Mâce)

Ebû Rühm el-Gıfârî'nin naklettiği şu rivayet de Allah Resulü'nün bu konudaki titizliğine güzel bir örnektir:

“Hurmaların koruk olduğu bir zamanda Hayber'e varmıştık. Hayber, çok sıcak ve bu yönüyle de tehlikeli bir yerdi. Orada son derecede acıkmıştık. Kaleyi kuşattığımız sırada idi ki, oradan yirmi veya otuz kadar ehlî eşek dışarı çıktı. Yahudiler, onları içeri alamadılar. Müslümanlar, onları tutup boğazladılar ve yer yer ateş yakıp etlerini pişirmeye başladılar. Allah Resulü:

“Bu ateşler nedir? Bunları ne için yakıyorlar?” diye sordu.

“Et pişirmek için!” dediler. Efendimiz (sav):

“Hangi eti, ne etini pişirmek için?” diye sordu.

“Ehlî eşeklerin etini pişirmek için!” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:

“Dökünüz onu! Onların kaplarını da kırınız!” buyurdu. Ashabdan birisi:

“Ya Rasulullah! Etlerini döksek de, kaplarını yıkasak olmaz mı?” diye sordu. Nebiyyi Muhterem Efendimiz:

“Ya da öyle yapınız!” buyurdu. (Buhari; Müslim)

Burada dikkat edilmesi gereken en mühim nokta şudur ki, hâdise bir savaş esnasında ve açlığın dayanılmaz bir hâl aldığı zamanda vuku bulmuştur.

Buna rağmen Allah Resulü, haram olan bir şeyin yenmesine müsaade etmemiş ve derhal ashabını bundan vazgeçirmiştir.

Haram gıdaya bu kadar titiz yaklaşan Rasul-ü Ekrem Efendimiz, hayatın bütün alanlarında da aynı titizliği sergilemiştir. Meselâ yolda giderken daima önlerine bakarak yürürler, gözlerini haramlardan olduğu kadar, şüpheli şeylere bakmaktan dahi sakınırlardı.

Ashabına da böyle davranmaları tavsiyesinde bulunurlardı. Cerîr (ra), Rasulullah (sav)'e, bakılması haram olan bir şeyi ansızın görmenin hükmünü sorunca:

“Gözünü derhal başka tarafa çevir!” buyurmuştu. (Müslim, Âdâb, 45)

Ümmü Seleme'nin anlattığı şu hâdise ise daha ilginçtir:

Rasulullah (sav)'in yanında bulunuyordum. Meymûne de oradaydı. Âmâ sahabe İbn-i Ümmü Mektûm çıkageldi. Bu olay, örtünme emri geldikten sonra idi. Nebî (sav) bize:

“ Perde arkasına çekilin!” buyurdu. Biz:

– O âmâ biri değil mi, Ey Allah'ın Resulü, bizi göremez, dedik. Bunun üzerine Efendimiz:

“ Siz de mi âmâsınız, onu görmüyor musunuz?” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Libâs, 34)

Zikrettiğimiz bu hâdiselerde, haramlardan son derece uzak duran Allah Resulü'nün, aile efradını ve ashabını da bunlardan uzak tutmak için uyardığı müşahede edilmektedir.

Haram helâl konusundaki tavırda helâlin haram, haramın da helâl kabul edilmesi gibi yanlış tutumlar olabildiği için Rasulullah (sav) Efendimiz, insanları bu konuda da ikaz etmiştir. İbn-i Abbas (ra) bununla alâkalı şöyle bir olay nakletmektedir:

“Bir adam Rasulullah (sav)'e gelerek:

“ Et yediğim zaman kadınlara karşı zaafım artıyor ve bende şehvet galebe çalıyor. Bu sebeple et yemeyi nefsime haram ettim!”, dedi. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu:

“Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı temiz şeyleri (kendinize) haram kılmayın ve haddi aşmayın. Doğrusu Allah, haddi aşanları sevmez. Allah'ın size verdiği rızkın temiz ve helâl olanından yiyin. İnandığınız Allah'tan sakının!” (Mâide /87–88) ” (Tirmizî, Tefsir, 5/14)

Sathî bir nazarla bakıldığında, gayet masum ve makul bir niyet gibi görünen bu davranış, hakikatte bir ayetin inmesine sebep olacak kadar yanlış bir düşüncenin mahsulüdür. Ayet-i kerime, Allah'ın helâl kıldığı şeyleri hiç kimsenin kendi arzusu istikametinde değiştirmesinin uygun olmadığını ortaya koymaktadır.

 


* BENZER KONULAR

İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: melek
[Bugün, 08:21:01 ÖÖ]


İnsan ve İnsanlık Gönderen: melek
[Bugün, 08:16:28 ÖÖ]


Kur’an vwe Sünnette Tevhid Gönderen: melek
[Bugün, 08:09:27 ÖÖ]


İnsan Olmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:04:07 ÖÖ]


Akan Her Şey Bir Gün Duracak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:05 ÖÖ]


Müslüman Bürokratlar İçin Altın Prensipler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:08 ÖÖ]


Külü İncitme Gönül Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:23:37 ÖÖ]


Gazze Mesajları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:16:16 ÖÖ]


Dünyada En Nasipli Kimse Güzel Ahlaklı Kimsedir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:06:41 ÖÖ]


Uzun Yaşamanın Sırları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:37:02 ÖS]


Ömer Gökalp - Hz.Hüseyin Bant Tiyatrosu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:23:39 ÖS]


40 Adımda Hac ibadeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:21:57 ÖÖ]


Teyamün Ne Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:09:57 ÖÖ]


Büyük Mahrumiyet Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:49:43 ÖÖ]


Tüketmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:46:28 ÖÖ]


Mükemmele Ulaşmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:38:24 ÖÖ]


Kızmak ve Aşırı Öfke İnsanı Hasta Yapar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:06 ÖÖ]


İmân İki Parçadır Yarısı Sabır Yarısı Şükürdür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:26:09 ÖÖ]


Bilal Ağca - Ahmet Yesevi - Bant Tiyatrosu Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2024, 07:31:17 ÖS]


İnsan ve Din Gönderen: türkiyem
[Mayıs 21, 2024, 11:02:33 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41