Gönderen Konu: Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Bilinci  (Okunma sayısı 183 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Bilinci
« : Temmuz 01, 2020, 06:24:22 ÖÖ »
Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Bilinci

‘İnsan, sosyal bir varlıktır’ diye tanımlanır. Onu diğer canlılardan ayırt etmek için de ‘insan, konuşan varlıktır’ denir. İnsan, hem kelam eden hem de ilahî kelamın muhatabı sorumluluk sahibi, medeni bir varlıktır. Canlılar âleminde şuurlu bir birlikteliğe sahip olan tek varlıktır. İnsanın bu şuurlu birlikteliği ve buna göre davranış sergilemesi, dünyayı ve kendisini imar etme sorumluluğunun temelini teşkil etmektedir.

İnsanın sosyal bir varlık oluşunu, ilk insandan itibaren takip edecek olursak ondaki bu fıtratı açıkça görmek mümkündür. Allah, insanı tek bir nefisten ve ondan da eşini yaratandır. Kadın ve erkek her ikisi de insanoğlunun birlikte yaşama düzenini oluştururlar. İlgili ayette “…

Rabbinize karşı, sorumluluğunuzun bilincinde olun” (Nisa, 4/1.) buyruğu, insanoğlunun birlikte yaşayacağı bu yeryüzü hayatında her türlü sorumluluğun bilincinde olmaları gerektiğine işaret etmektedir.

İşte böylece bir arada yaşamak zorunda olan insan için öncelikle etrafında birleşecekleri ‘Ev’ inşa edilmiştir. (Âl-i İmran, 3/96.) Mekke’deki bu ev; içinde barınılan mesken anlamında değil, bütün evler için bir simgedir. İnsanları bir gayeyle birleştiren ve o gaye uğruna hayat yolunda yürüten, sa’y ve gayrete sevk eden örnek ev. Müslümanların, dünyanın her yerinden namaz için yöneldikleri ev… Hac ve umre nedeniyle, inananların tanışıp toplandıkları ev…

Kur’an ayetlerinden ve peygamber dualarından da anladığımız husus insanın dünya hayatının diğer insanlarla bir arada olma, birlikte yaşama biçiminde olacağıdır. Öyle ki, zaman içinde bu kuş uçmaz, ekin bitmez vadide duaların bereketi hâsıl olur ve ümmü’l-kura yani şehirlerin anası Mekke, Hz. Âdem’den sonra bu ilk evin etrafında yeniden dirilir. (Enam, 6/ 92.)

Hz. Hacer de koşuşturmasında arayış içinde olmuştur. Bu dualar ve arayışlar zemzem gibi bereketli bir suyun çölün ortasından fışkırmasına, nihayetinde de Kevser gibi bir Müslüman neslinin doğmasına neden olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki, Hz. İbrahim’in duası, Allah’a teslim olan birlikte yaşama bilincine sahip bir ümmet içindir.

Nihayet Hz. Peygamber dünyaya gelir. Bu öyle bir dünyadır ki; insanları ayrıştıran, horlayan, işkence eden zihniyete sahip bir dünya... Hz. Peygamber, inanmasalar da aynı toplumda yaşadığı müşriklere tahammül etmiş; hatta onlara, “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır” (Kafirun, 109/6.) buyruğunu diyebilmiştir. Ancak müşrikler Müslümanlara yaşama hakkı tanımadıklarından, birer ikişer Medine’ye hicret etmek zorunda kalmışlardır.

Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine’ye gelir gelmez diğer inançtan insanlarla “Medine Vesikası” dediğimiz tarihin örnek anlaşmasını yapmış ve barış içinde birlikte yaşayabilen bir toplum oluşturmak istemiştir. Bu anlaşma ile Müslümanlar ve diğerleri birbirlerinin haklarına riayet ederek ve sorumluluklarını yerine getirerek yaşamak durumunda olduklarını kabul etmişlerdir. Hz. Peygamber öyle bir sistemle gelmiştir ki; insanlar asgari müşterek oluşturabilecek; insan olma ortak vasfıyla, bu dünyada birbirinin hukukuna saygı duyarak sulh içinde yaşayabileceklerdir.

Hz. Peygamberin hicreti ile Taybe olan Yesrib, yıllardır birbiriyle savaşmaktan bitap düşen insanların savaşa dur dediğine tanık olmuştur. Evs ve Hazreç gitmiş yerini muhacir ve ensarın iman kardeşliği almış, gönüllerde sevgi ve merhamet çiçekleri açmaya başlamıştır. İman birliği fikirleri, fikir ve kalplerin birliği de her türlü ihtiyacın paylaşımına neden olmuştur.

Rasulüllah Medine’ye gelir gelmez mescidinin temellerini atmıştır. Mescit, Müslümanların secdede birleştikleri ibadet mahallidir. Hz. Peygamber mescidin ne anlam ifade ettiğini yaşayışı ile ashabına göstermiştir. Öyle ki mescit, ashabın her türlü toplumsal hasleti pekiştirdikleri, eğitildikleri yer hâlini almıştır. Bu mescit merkezli yaşayış, yanlış geleneklerin yerini nihai doğruların almasında etkili olmuştur. Birlikte yaşamın getirdiği medeniyet, mescidin içinden hale hale etrafa yayılmış ve Rasulüllah, ağzından dökülen güzel sözlerle yeni oluşan İslam toplumunun birlikte yaşama bilincini nakış nakış işlemiştir.

Medeni bir toplum olabilmenin şartları vardır. Toplumun diğer fertleri ile anlaşabilmek, fikirlerine saygı duymak, hoşgörülü ve iyi niyetli olmak bu şartlardandır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her fırsatta ashabına, medeni insanlar olarak yaşamanın kurallarını öğretme çabası içinde olmuş; “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir.” (Buhari, İman 4; Ebu Davud, Cihad 2.) “Mümin ülfet eden ve kendisi ile ülfet edilendir…” (Müsned, 2, 4, 5, 335.) buyurmuş; bencillik ve kaba davranışlardan uzak durabilmeleri için ashabına ve bize, “Sizden biriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olamaz” (Buhari, İman 7; Müslim, İman 71, 72.) diyerek, imanın kemalini böyle bir duygu temelli davranışa hamletmiştir. Bütün bu güzel sözler, birliktelik oluşturmada harç vazifesi görmüştür.

Allah (c.c.) tüm inananların bu şuurda olmalarını isteyerek “Müminler ancak kardeştir.” (Hucurat, 49/10.) buyururken, Hz. Peygamber de müminleri vücuda benzetmiştir. (Buhari, Edep 27; Müslim, Birr 66.) Aksi takdirde Kur’an’da “...birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider…” (Enfal, 8/46.) diyerek istenmeyen durumlar işaret edilmiştir. Peygamberimiz Veda Hutbesi’nde de; “…canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir…” diyerek temel insan hakları bağlamında en dikkat edilmesi gereken konulara vurgu yapmıştır.
Kur’an’da millet ve kabileler hâlinde yaratılmış olmanın tanışmak için olduğu, ayrım ve üstünlük nedeni olmadığı beyan edilir. (Hucurat, 49/13.) Hz. Peygamber (s.a.s.) de insanların soy sop, ırk, renk farklılıklarının üstünlük ve ayrılık sebebi olmadığını dile getirmiştir.

İnsan, Allah’a kulluk etmek için yaratılmıştır. İnsanın yaratılacağını duyduklarında meleklerin de ifade ettikleri gibi; yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek olmalarına rağmen Allah (c.c.), insanın fıtratına diğer insanlarla nasıl bir ve beraber olabileceğinin kodlarını da koymuştur. Öyle ki, Kur’an ve Hz. Peygamber bu amaca matuf olarak gönderilen son kitap ve son peygamberdir. Hz. Peygamber (s.a.s.), insanların Kur’an ve sünnete uydukları takdirde kavga dövüş yerine fıtrattaki kodlarla bir ve beraber davranarak hakkı ayakta tutabileceklerini ümmetine nasihat olarak bırakmıştır. Ne mutlu onun nasihatlerini tutanlara!..

"Kur’an ayetlerinden ve peygamber dualarından da anladığımız husus insanın dünya hayatının diğer insanlarla bir arada olma, birlikte yaşama biçiminde olacağıdır. Öyle ki, zaman içinde bu kuş uçmaz, ekin bitmez vadide duaların bereketi hâsıl olur ve ümmü’l-kura yani şehirlerin anası Mekke, Hz. Âdem’den sonra bu ilk evin etrafında yeniden dirilir."

"Rasulüllah Medine’ye gelir gelmez mescidinin temellerini atmıştır. Mescit, Müslümanların secdede birleştikleri ibadet mahallidir. Hz. Peygamber mescidin ne anlam ifade ettiğini yaşayışı ile ashabına göstermiştir. Öyle ki mescit, ashabın her türlü toplumsal hasleti pekiştirdikleri, eğitildikleri yer hâlini almıştır."

Selva Özelbaş

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41