Gönderen Konu: MÜMİN ÇARESİZ KALMAZ  (Okunma sayısı 310 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MÜMİN ÇARESİZ KALMAZ
« : Ekim 07, 2018, 08:11:12 ÖS »
MÜMİN ÇARESİZ KALMAZ

Geçen hafta yazımı, “Ey Rabbimiz! Biz, Rabbinize iman edin, diye imana çağıran bir çağırıcıyı duyduk dinledik, hemen iman ettik…” diyebilelim ile bitirdim. Tabii bu, önemli olduğu kadar ciddi, ciddi olduğu kadar da uyarıcı mesajlarla doludur. Tabii hakikati ve emri duyup gereğini yapmamak, İslam dünyasındaki sıkıntıların doğal sebep ve sonucudur.

“Hemen iman ettik” ifadesi Âli İmran suresinin yüz doksan üçüncü ayetinin kısa bir cümleciğidir. Hem bu çok önemli ve çok manidardır. Çünkü yüz doksanıncı ayette; “Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün gidip gelmesinde elbette ‘lüb akıl’ sahipleri için ibret dolu deliller vardır.” Devamındaki ayette; “ ‘O lüb akıl sahipleri’ ki, ayakta iken, otururlarken ve yanları üzerine yatarlarken de Allah’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaradılışı hakkında tefekkür ederler.” Ve yine onlar; “Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen münezzehsin, bizleri cehennem azabından koru” diye dua ederler.

Burada beş “Rabbena” kelimesi ile dua edilmektedir. Bu beş “Rabbena” ile yapılan duaların kabul edilmesi, Allah Teâlâ tarafından garanti edilmiştir. Hele yüz doksan dördüncü ayette müstesna bir ifade ile samimi bir talepte bulunulur; “Ey Rabbimiz! Peygamberlerine bizim için va’dettiklerini bize ver, Kıyamet günü bizi rezil ve rüsvay etme. Şüphesiz ki sen va’dinden dönmezsin.” Bunların hakkaniyet ve hikmet düzeyinde anlaşılması için insanın “lüb akıl sahibi” olması gerekir. Kur’an-ı Kerim’de beşer düzeyinde en üstün akıl “lüb aklı” gösterilmekte ve bu aklı kullananların ilâhî buyrukları tam zamanında duyup gereği için asla savsaklamamaları öngörülmektedir. Müslümanlar bu lüb aklı kullanmadıklarında yalın akılla daima sorgulanırlar ve uyarılırlar. Çünkü Kur’an’ın gereklerini yerine getirmeyi kabul etmedikleri için asırlardır özellikle ehli salibin baskı ve tahakkümleri altında eziktirler.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Allah akıldan daha değerli bir şey yaratmadı” buyururken işte bu yüce değere işaret ediyordu.

Kur’an-ı Kerim’de lüb aklın tanımının yapıldığı ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk bunu şöyle dile getirir; “O kullarım ki sözü dinlerler, en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar lüb akıl sahipleridir.”

(Zümer: 39/18.) Bunlar ilimde “rasih”dirler. Kâinatın yaratılışını tefekkür ederler. Sözün en güzeli Kur’an’ı dinlerler, o en güzel söze tabi olurlar. Allah Teâlâ’yı zikredip mutmain kalbe sahip olurlar. Allah dendiğinde kalpleri haşyetle ürperir.

Allah’ın ayetleri okunduğunda imanları sel gibi coşar. Allah’tan başka hiç kimseden korkmayacak kadar kalpleri güçlenir. Netice itibariyle bunlar Kur’an ve sünneti tümü ile kabul edenlerdir.

Bu açıklamadan sonra bugünkü dünya meselelerine ve Müslümanların genel durumlarına bir göz atıp bakmak, meselelerin gerçek yüzünü açıkça gösterecektir. Bugün dünya siyaseti cadı kazanı gibi kaynıyor. Yerli fesat makineleri tam kapasite çalışıyor. Müslümanlar arası sosyal ilişkiler pamuk ipliği gibi koptu kopacak pozisyonunu andırıyor. Ekonomik patlamalar tavan yapıyor, birçok değerlerimizi sürükleyip götürüyor. Sömürgeci ahtapotlar iştah kabartmış bizi ve değerlerimizi canlı canlı yeme çılgınlığına kalkışmışlar.

Dünyanın acımasız ve tavizsiz zalimleri, iki milyon nüfusa varan İslam dünyasının mal varlığını gasp etme peşine düşmüşler. Dünya gerçeği kendini böyle gösterirken bundan ders alıp toparlanmayan Müslümanlara nasıl bakabiliriz? Bundan daha acı bir gerçek; Allah; “Allah’a ve Resulüne itaat edin ve birbirinizle sürtüşüp çekişmeyin. Sonra gücünüz gider, devletiniz yıkılır. Sabrediniz, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal: 8/46) deyip uyarırken sorumlu Müslümanların duyarsızlığı zirvede seyretmektedir.

İnsan öldürme robotu teröristler birlik kuruyor örgütleniyorlar, fitne çıkarıyor, mala cana kıyıyor, insan öldürüyorlar, sonunda kendileri de öldürülüyorlar. Buna rağmen değişen bir şey olmuyor. Yine fesat, aynı fasit dairede dönüşünü sürdürüyor. Bunların dünyada pek gelecek umutları yok, gelecek hayatta hiç beklentileri de yok. Böyleyken örgütlenme çalışmalarında kendilerine verilen emri ve direktifleri aksatmadan gerçekleştiriyorlar. Hem de ölümüne gerçekleştiriyorlar. Ve hem de “şeytanları” imrendirecek kadar zorlanıyorlar!

Tevhid dininin mensupları! Uyanmayacaklar mı? Esselamu aleykum.

İlhan Oral.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41