Gönderen Konu: Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz  (Okunma sayısı 3399 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5980
Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz
« : Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ »


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz

Güvenilir insan, özü sözü bir, sözünün eri ve dengeli bir varlık olarak tanımlanır. Bir kişinin diğer bir kişinin karakterine tam olarak inanmasıyla da açıklanabilir.

Güven, birbirimizi ve başkalarını anlamamızı kolaylaştıran bir duygudur. İnsanları güven merkezli tanımlarız. Başkalarına karşı olumlu tavırlar geliştirmemiz ve başkalarının bize zarar veremeyeceğinin umulması güven duygusuna bağlıdır.

Günlük hayatta, bireysel ve sosyal ilişkilerde çok önemli bir etken olan güven duygusunun insanlık tarihi kadar eski olduğu bir gerçektir. İkili ilişkilerin başladığı anda güven duygusu da başlar. Ancak güven, günümüzde çok tartışılan bir konu hâline gelmiştir. Belirsizliklerin ve güvensizliklerin hızla yayıldığı bir dünyada güvenin eksikliği yakından hissedilir. Çok çeşitli kaynaklardan beslenen sıkıntıların, endişelerin ve kuşkuların neticesinde güven duygusu zedelenmiş; bireyler arası ilişkilerde, iş dünyasında, ekonomide, ticarette, sosyal ve toplumsal yapıda ve toplumların ahlaki yapısında bozulmalar görülmüştür. Bunların içerisinde bizi en çok rahatsız eden problem ise kuşkusuz güvensizliğin çok geniş alanlara yayılmasıdır. Güvensizliğin bu kadar yaygınlaşması, güvenin daha da önemli hâle gelmesine neden olmaktadır. Yani güvensizlik, güvenin ne kadar önemli olduğunu ve güvenin üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu ortaya koymuştur.

Aile ortamında güven duygusunu oluşturmak çok önemlidir. Hiç kimse yaşamını tek başına sürdüremez.

Birilerine güven duymak ister. İnsan sevgi, saygı, güven, ait olmak, barınmak vb. diğer birçok ihtiyacını diğer insanlarla bağ kurarak giderebilir.

Güven bebeklikte başlar, ileri yaşlarda devam eder. Bebeklik döneminde temel güveni sağlanmamış olanlar ileride güven açısından problem yaşayabilirler. Gelişim Psikoloğu Erik Erikson, 0-18 yaş arasını, güven ve güvensizlik çağı olarak adlandırmıştır. Bebek, doğduğu anda yardıma muhtaç bir varlıktır. Kendi başına hayatta kalması mümkün değildir. Onu besleyecek, onu teskin edecek bir varlık arar. Ve gözleri annenin gözlerini bulur. Anne onu besler ve o muhtaçlığını giderir. Eğer çocuk karnı acıktığında, teskin edilmeye ihtiyaç duyduğunda anneyi yanı başında bulabiliyorsa, anne onun ihtiyaçlarına cevap verebiliyorsa çocuk dünyanın güvenli bir yer olduğu ve karşısındaki varlığın güvenli bir varlık olduğu bilgisiyle büyür. Anne tutarsız bir kişiyse, bazen onun hayatında oluyorsa, bazen besliyor bazen beslemiyorsa, bazen teskin ediyor bazen etmiyorsa çocuk annenin ve dünyanın, tekinsiz ve güvensiz bir yer olduğunu hissetmeye başlar. Çocuk kaygılı bir şekilde büyür. Erik Erikson, hayatın ilk on sekiz ayında çocuğa bakım veren kişinin şefkatiyle, merhametiyle, çocuğu sarıp sarmalamasıyla güven duygusunun alakalı olduğunu açıklamıştır. Güvensizliği de o çağlarda ihtiyaçların ebeveynler tarafından karşılanmamasıyla açıklar. Güven kelimesinin birçok boyutu vardır. İnsana güven, mesleğe güven vb. fakat güven tek başına her zaman iyi bir şeydir diyemeyiz. Güven, güvenilecek muhatabı varsa iyi bir şeydir. Muhatabınız size güvenli eylemler sunduğunda güvenirsiniz.

Güven çok yönlüdür. Kendine güvenen insanlar olmazsak başkalarına güvenemeyiz. Başkaları da bize güvenmedikçe bizim kendimize olan güvenimiz hükümsüzdür. İnanan bir toplum olmamız, güven duygumuza etki etmelidir. Güvenilir bir insan gibi davranmazsak inancımız da şüpheler içerir. Müslüman, Müslüman kardeşinden şüphe etmeden yaşayabilmelidir. Güvenilir insan olmak güven oluşturmak için ilk adımdır. Biz öyle davranacağız ki bizim dilimizden kimse incinmeyecek, öyle davranacağız ki eylemlerimizden kimse kırılmayacak, rencide olmayacak.

Günümüzde güvensizliğin yaygın olduğu alanlardan biri de sosyal medyadır. İnsanlar sanal kimlikleriyle göstermek istediği taraflarını gösteriyorlar. Saklamak istediklerini sosyal medyada saklayıp yeni ama sahte bir imaj oluşturuyorlar. Aynı zamanda bu ortamlarda çok kolay kimlik hırsızlığı yapılıyor. İnsanlar kolay müşteri hâline getiriliyor. Her hâlükârda teknoloji, mahremiyeti etkilediği gibi güvenlik duygusunu da yok ediyor.

İnsanlık tarihi boyunca var olan güven riskleri modernleşme sonucunda artmıştır. Bu riskler daha büyük zararlara sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla her alanda ciddi anlamda güvensizlik hâkim olmuştur.

Teknolojide meydana gelen gelişmeler olumlu sonuçlar oluşturduğu gibi felaketleri de beraberinde getirmiştir.

En önemlisi savaşların şeklini değiştirmiştir. Daha önce cephelerde olan savaşlar artık merkezlere inerek daha fazla katliamlara yol açmıştır.

Atılan kimyasal bir bomba sonucunda binlerce masum insan hayatını kaybetmektedir. Kent merkezlerinde bir dakika öncesinde normal olan bir durum bir dakika sonra meydana gelen kötü bir olay sonucunda (patlayan bir canlı bomba, trafik kazası) felaket alanı hâline gelebilmektedir. Bütün bu durumlardan kaynaklanan toplumsal travmalar güvenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Modern toplum risklerle dolu bir toplumdur. Teknolojik gelişmeler, yaşam tarzlarının farklılaşması ve değişmesi, üretim biçiminin değişmesi, bilimde, sanatta yaşanan gelişmeler, iki kişi arasındaki ilişkiden tutun da kurumlar arasındaki ilişkilere kadar birçok şeyin değişmesine sebep olmuştur. Bu değişmeler her zaman olumlu anlamda meydana gelen değişme ve gelişmeler değildir. Evet, bilim alanında önemli gelişmeler olmuştur ancak topluma yansımaları sadece olumlu anlamda olmamıştır. Olumsuz birçok unsuru da beraberinde getirmiştir. Neredeyse her alanda güvensizlik yaygınlaşmıştır. Bu güvensizliğin getirdiği kaos ve kargaşa, bize “güven” kavramının ne denli önemli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Güven inşa etmek için öncelikle birey kendini tanımalıdır. Kendi sınırlarını ve değerlerini bilmelidir.

Karşı tarafa güvenebilmek için ise empati kurmak önemlidir. Araştırmalar, güvenin ilişkilerde emniyet hissini artırırken savunmacı ihtiyaçları azalttığını gösteriyor. Ayrıca güven hissi, insanların duygularını ve isteklerini muhataplarıyla daha rahat paylaşmalarını da teşvik ediyor.

Esra Obuz.

Klinik Psikolog

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Borcu Olan Kişinin Kurban Kesmesi Gerekir mi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:55:56 ÖS]


İhramlı Kimsenin Dikilmiş Elbise Veya İç Çamaşırı Giymesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:47:17 ÖS]


Sa'y Duaları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:39:38 ÖS]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: türkiyem
[Dün, 11:35:34 ÖÖ]


Mehmet Akif Ersoy Ve Gençlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 11:32:38 ÖÖ]


İstanbul’un Fethi Ve Gençlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 11:26:23 ÖÖ]


İslamda Paylaşım Gönderen: türkiyem
[Dün, 11:20:43 ÖÖ]


Zekat Mali Bir İbadettir Gönderen: türkiyem
[Dün, 11:16:28 ÖÖ]


Allah Elbette Ben ve Elçilerim Galip Geleceğiz Diye Yazmıştır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:58:04 ÖÖ]


Allah'tan Hakkıyla Haya Ediniz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:53:23 ÖÖ]


Kendimizi Düzeltmeden Müslümanın Kanı Durmayacak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:36:14 ÖÖ]


Sokak Köpeklerinin Öldürülmesi Caiz mi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:18:00 ÖÖ]


İstikâmetin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:56:05 ÖÖ]


Ahmet Şahin & Mehmet Kemiksiz - Hüdayi Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 26, 2024, 05:17:49 ÖS]


Birliğin Kaynağı Kur?andır Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 09:16:26 ÖÖ]


Allah Ve Peygamber Sevgisi Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 09:10:22 ÖÖ]


Manevi Seyahat Hac Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 08:53:54 ÖÖ]


Sabrın Sonu Selamettir Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 08:46:43 ÖÖ]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 08:34:01 ÖÖ]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: anadolu
[Mayıs 26, 2024, 08:29:31 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41