Gönderen Konu: Doğru ve Sağlam İtikad  (Okunma sayısı 446 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2161
Doğru ve Sağlam İtikad
« : Nisan 25, 2019, 02:34:00 ÖS »
Doğru ve Sağlam İtikad

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”(Hadis, muttefekun aleyhtir.)

 


* BENZER KONULAR

İtiraz Ahlakı Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:45:22 ÖS]


Zamana Yol Gösteren Kitap Kur'an’ı Kerim Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:36:38 ÖS]


Rahman’ın Has Kulları Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:32:35 ÖS]


Cehennem Niçin Vardır Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:29:07 ÖS]


Okumak Anlamak Yaşamak Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:24:42 ÖS]


Hüseyin Saray - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:10 ÖS]


Oruç İnsanlığı Geliştirmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:52 ÖÖ]


Sözleri İyi Okumak Gerekir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:35:25 ÖÖ]


Okumak Anlamak Yaşamak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:28:47 ÖÖ]


Halk ve Yönetim Olarak Biz Nerede Yanlış Yapıyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:18:39 ÖÖ]


Başkasının Ayıbını Araştıran Kendi Ayıplarını Göremez Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:05 ÖÖ]


Keşke Bilmiş Olsalardı Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 09:02:12 ÖÖ]


Temiz ve Murdar Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:57:55 ÖÖ]


Ahmaktan Kaç Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:51:12 ÖÖ]


Müslümanın 24 Saati Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:37:18 ÖÖ]


40 Ayette Merhamet Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:23:17 ÖÖ]


İmanla Yücelmek Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:43:19 ÖÖ]


Amellerin En Faziletlisi Allah İçin Sevmek Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:34:58 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:25:50 ÖÖ]


Kibirden Mahrûmiyet Hâsıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:14:51 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42