Gönderen Konu: Doğru ve Sağlam İtikad  (Okunma sayısı 436 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2156
Doğru ve Sağlam İtikad
« : Nisan 25, 2019, 02:34:00 ÖS »
Doğru ve Sağlam İtikad

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”(Hadis, muttefekun aleyhtir.)

 


* BENZER KONULAR

Sana sığınırız Ya Rabbi! Gönderen: melek
[Bugün, 06:33:30 ÖS]


Kabirdeki Kişi Tekrar Dünyaya Gelse Sizce Ne İle Uğraşır Ne Yapardı Gönderen: melek
[Bugün, 06:19:41 ÖS]


Fitne Adam Öldürmekten Daha Kötüdür Gönderen: melek
[Bugün, 06:14:32 ÖS]


En Kötü Körlük İdrak Körlüğüdür Gönderen: melek
[Bugün, 06:10:00 ÖS]


Kıyametten Sonra Mezarından İlk Diriltilecek Olanlar Gönderen: melek
[Bugün, 06:05:30 ÖS]


Abdullah Akbulak - Dertli Yol 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 05:45:18 ÖS]


Cemaat Anlayışımızı Mümin Sorumluluklarımızı Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:44:31 ÖÖ]


Müslüman Gençlere Zikir Bildirisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:27:36 ÖÖ]


Kıskanmak ve Muş Gibi Yapmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:20:23 ÖÖ]


Dinine Tarihine Kültürüne Bağlı Gençler Yetiştirmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:13:57 ÖÖ]


Meyyit – Ölü - Ziyârete Gelenleri Tanır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:07:16 ÖÖ]


Abdullah Akbulak - Zakirin Gözyaşı 2001 - 320 Kbps - Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:37:43 ÖÖ]


Abdullah Akbulak - Sensiz Ağlar 2003 - 320 Kbps - WaV Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:13 ÖÖ]


Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:55 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42