* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Tövbe Allah'ın Rahmet Limanına Sığınmak  (Okunma sayısı 252 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Tövbe Allah'ın Rahmet Limanına Sığınmak
« : Mart 02, 2020, 09:13:19 ÖS »
Tövbe Allah'ın Rahmet Limanına Sığınmak

“Âdemoğullarının hepsi hata/günah işler; hata/günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir.”

(Dârimî, Rikâk, 18; Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.)

Yiyeceğini, içeceğini ve bütün ihtiyacını devesinin sırtına yükleyip ıssız çölde yolculuk yapan bir kişi, dinlenmek amacıyla mola verir ve uykuya dalar. Uyandığında devesinin olmadığını görür ve panik hâlinde onu aramaya başlar.

Zira deveyi bulamaması, aç susuz kalması ve ıssız çölde ölümle burun buruna gelmesi demektir. Bütün aramalarına rağmen deveyi bulamaz, sıcaktan ve susuzluktan hâlsiz düşmüş bir şekilde devesini ilk kaybettiği yere geri döner.

Âdeta ölümü beklercesine yeniden uykuya dalar. Uykudan uyandığı zaman devesinin hemen yanı başında olduğunu görüp bütün eşyalarına kavuşunca Allah’a şükretme maksadıyla “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin ben de senin (aciz) bir kulunum.” diyeceği yerde, sevincinden ve heyecanından “Allah’ım! Sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim.” der.

İşte Hz. Peygamber (s.a.s.), kaybettiği devesini yeniden bulması kişiyi nasıl sevindiriyorsa hatasından ve günahından dolayı bir kulun tövbe etmesinin Yüce Allah’ı aynı şekilde -hatta daha fazla- sevindirdiğini bu misalle izah etmiştir. (Müslim, Tevbe, 3-8.)

Beşer şaşar

İrade sahibi bir varlık olarak insan, hem iyilik hem de kötülük yapabilecek bir potansiyelde yaratılmıştır. Dolayısıyla hata yapmak, günah işlemek insan için kaçınması zor olan bir özelliktir. Esasında bu özellik tek başına insanın kadrini ve kıymetini düşürecek bir durum da değildir. Günah işleyen insan çamura düşen altın gibidir. Nasıl ki çamur izale edildiğinde altın eski güzelliğine kavuşursa günahına tövbe eden insan da eski değerine yeniden kavuşur ve Peygamberimizin “Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, Zühd, 30.) müjdesine nail olur.

Tövbe; yapılan hatalardan, işlenen günahlardan dolayı pişman olup Yüce Allah’a özür beyanında bulunmak, aynı hataya/günaha tekrar düşmeyeceğine dair samimi bir şekilde ve kesin bir kararlılıkla söz vererek O’ndan bağışlanmayı istemektir.

Günah ademlik (hiçlik), tövbe Âdemliktir

Tövbe; günah karşısında Kur’an’ın zikrettiği Hz. Âdem ve İblis’in tutumlarından Âdem’in davranışını benimseyip İblis’in tutumundan yüz çevirip şeytanlaşmamak demektir. Nitekim İblis, Allah’ın “secde” emrini yerine getirmediği gibi “…Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın…” (Araf, 7/12.) diyerek bu tutumunda haklı olduğunu söylemiştir. Hatta “‘Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım.’ dedi.” (Hicr, 15/39-40) diyerek bu günahı işlemesine Yüce Allah’ı sebep göstererek kaderi suçlamış ve bu günahı kendine mal etmemeye çalışmıştır. Buna karşılık Hz. Âdem, Allah’ın emrine muhalif davranınca hatasının farkına varmış, pişman olmuş ve Yüce Allah’a şu yakarışta bulunmuştur: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!” (Araf, 7/23.) Dolayısıyla tövbe eden kişi Âdem’in yolunu takip etmiş ve İblis’e meydan okumuş olmaktadır. Ayrıca tövbe ederek kul, günah bataklığından kurtulmuş ve âdeta ademlikten Âdemlik’e/adamlığa yükselmiştir.

Tövbe sılaya ulaşmaktır

Tövbe; gurbetten sılaya dönülmesi ve hasretin vuslata dönüşmesi gibidir. Nitekim Hz. Âdem ve Hz. Havva yememeleri gereken ağacın meyvesinden yiyince cennetten (sıla) yeryüzüne (gurbet) gönderilmişlerdir. Fakat yaptıkları tövbe onlara yeniden cennet yolunu açmıştır. Bu noktada, her bir günahın kulu sıladan yani cennetten uzaklaştırdığını söylemek yerinde olacaktır. Günah işlemekle rabbinden uzaklaşan kul, duyduğu vicdan azabıyla ellerini açar, gözyaşlarıyla ve samimi bir şekilde rabbinden bağışlanmayı talep eder. İşte bu hâl, kulluğun âdeta zirve yaptığı, en yoğun duygularla yaratıcıya yaklaşıldığı bir hâl olduğu için Yüce Allah’ı hoşnut etmektedir. Bundan dolayıdır ki Hz. Peygamber (s.a.s.) “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9-11.) buyurmuştur.

Tövbe ilahi rahmete talip olmaktır

Tövbe; Allah’ın engin rahmetine sığınılan bir liman, O’nun şefkatini kazandıracak bir vasıtadır. O Allah ki rahmeti kendisine ilke edinmiş (Enam, 6/54.), pek çok ayette günah işleyen kulundan yüz çevirmediğini açıkça ifade etmiştir.

Özellikle “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 39/53.) ayeti Yüce Allah’ın, günah işlemekle kalmayan, bu hususta haddi aşıp aşırıya kaçan kişilere bile “kullarım” diyecek kadar engin bir bağışlamasının olduğunu ortaya koyması bakımından ayrı bir ehemmiyeti haizdir. İşte tövbe, kullarına karşı bu denli merhametli ve affedici olan Allah’ın af ve rahmet kapılarını açtıran önemli bir ibadettir.

Öyleyse bizi gurbetten sılaya taşıyacak ve günahlarımızla kirlenen amel defterini rahmet yağmurlarıyla temizleyecek samimi tövbeleri çokça yapalım, tövbelerimize sadık kalma noktasında azami gayret sarf edelim ve Peygamberimizin şu duasını dilimizden düşürmeyelim: “Allah’ım! Sen affedicisin, affı seversin. Bizi de affet!” (Tirmizi, Deavât, 85.)

Hadisten öğrendiklerimiz

1. Her insanın günah işleyen bir kabiliyette yaratıldığı yadsınamaz bir gerçektir. Ne var ki günahta ısrar etmemek, bir an önce tövbe etmek ve hatasından dersler çıkararak Allah’a yönelmek gerekir.

2. Günahlar kişiyi Allah’tan uzaklaştırırken tövbe Allah’a yaklaştıran ve kişiye “hayırlı olma” vasfı kazandıran bir haslettir.

3. Kişi ne kadar günahkâr olursa olsun Allah’ın rahmetinin yanında her günahın küçük kaldığını bilmeli; günahlar karşısında ümitsizliğe düşmemeli ve Allah’ın rahmetinden ümidini asla kesmemelidir.

 


* BENZER KONULAR

Çocuğumun Adı Namaz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:31:50 ÖÖ]


Evliliğe Adım Adım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:23:03 ÖÖ]


Hizmette Kadın Ve Erkek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:47 ÖÖ]


Küfür - Şirk - Nifak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:12:02 ÖÖ]


İhlas ve Medeniyet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:48 ÖÖ]


Dünya Ellerimizin İçinde Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:16 ÖÖ]


Akıl Ve Doğru Düşünme Gönderen: melek
[Dün, 12:19:27 ÖS]


Ana Baba ve Evlat İlişkisi Gönderen: melek
[Dün, 11:59:04 ÖÖ]


Çocuk ve Arkadaşlık Gönderen: melek
[Dün, 11:45:24 ÖÖ]


Yitiğimiz olan Sevgi ve Saygı Gönderen: melek
[Dün, 11:41:00 ÖÖ]


Ahlaki Alanı Terketmemeliyiz Gönderen: melek
[Dün, 11:37:15 ÖÖ]


Allah’ı Seveni Sevmek Gönderen: melek
[Dün, 11:22:27 ÖÖ]


Grup biz ümmetiz 320 kbps - NETTE İLK FANİDUNYA NETTE Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:59:49 ÖÖ]


Hicret Cami ve Ev Merkezli Bir Hayattır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:42:17 ÖÖ]


Bireysel Ahlakta Çözülme Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:34:26 ÖÖ]


Hicri Yılbaşı Muharrem - Aşure Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:28:08 ÖÖ]


İnsanların Cehenneme Girmesine En Çok Sebep Olan Şey Dilleridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:20:23 ÖÖ]


İslâm’da Savaşın Meşruiyet Sebepleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:12:11 ÖÖ]


İnsan Kazanmak Erdemdir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:03:25 ÖÖ]


Muharrem Ayında Oruç Tutmanın Fazileti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:53 ÖÖ]