www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İnaç Ahlak => Konuyu başlatan: fanidunya NET - Haziran 23, 2023, 07:59:42 ÖÖ
-
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)
Hırs Hırsızlığa Tamah Ahlaksızlığa Davetiyedir
İnanan insanlar iman ederler ki her nefes alış-verişte önce kendi kıyametimize -ömrümüzün nihayetine-, sonra büyük kıyamete doğru yolculuk etmeyiz.
Tabi sözümüz bu yolculuğa inananlaradır. Malum inanmamız için o kadar çok örnekler var ki, yakınlarımız başta olmak üzere her gün çevremizde yolun sonuna gelmiş ve ahirete göçmüş birçok insan tanımakta ve görmekteyiz.
Hangisi günahlarından ve sevaplarından başka ne götürebildi? Son giydikleri kirli çoraplarını bile yanlarına alamadan gitti sevdiklerimiz-bildiklerimiz-tanıdıklarımız.
Yeri gelmişken bir hakikati anlatan şu hikâyeyi yeniden hatırlayalım:
Adamın birisi oğluna iki vasiyette bulunur.
Birincisi, vakti saati gelip öldüğünde defnedilirken ayağına en son giydiği (kirli çoraplarını) giydirerek defnedilmesini, ikincisi de kendisine bir mektup bıraktığını, definden sonra okumasını ister.
Oğluna böyle bir vasiyette bulunan adam vakti saati dolunca vefat eder. Oğlu da vasiyeti yerine getirmek için definden önce imam efendiye hitaben:
- Babamın vasiyeti var, definden önce babamın en son giydiği şu çoraplarını ayağına giydirmemizi istedi” der.
İmam efendi oğula bakar ve acısı sebebiyle böyle söylediğini düşünerek, dinen mümkün ve doğru olmadığını söyler.
Adamın oğlu “Babamın vasiyeti” diye ısrar etse de isteği sonuçsuz kalır.
Neyse definden sonra oğul, babasının kendisine bıraktığı mektubu açar ve okur:
-“Ey oğul!
Gördüğün gibi o kadar malım mülküm arkada kaldı ve kirli çoraplarımı bile ayağıma giydirmeye gücü yetmedi, yanımda ahirette açılacak defterimden başka bir şey kalmadı.
Elbet senin vaadin dolunca sen de dünyaya veda edeceksin. Bana ve başkalarına yaptıkları gibi sana da birkaç metre kefenden başka bir şey vermeyecekler ve benden kalanları da getiremeyeceksin.
Sana bıraktığım malı, geçimini temin ettikten sonra hayırlı işlere sarf et! İmanını kavi tut, namazını sağlama al.
Dünyaya yalnız geldiğini ve yalnız öleceğini unutma! Arkandan hayırlar ve iyilikler bırak, senin tek sermayen onlardır”.
Hakikati anlatan bu hikâyeden sonra sözü uzatmamalı ama şu kadarını da deyiverelim.
Mesela kanaatten söz etmeye, israf üzerine yazmaya ve konuşmaya çekinir olduk.
Parasız bir şey olmuyor tamam. Hayatın bütünü paraya endekslendi o da tamam. Uykularımız dışında günümüzün çoğu parayla ilgili mevzulardan oluşmakta burası da tamam.
Yalnız bu hırs ve tamah halidir. İnanmak için şöyle kısa bir inzivaya çekilip, muhasebe yaptığımızda gerçek görülecektir.
Hırs ve tamah insanı imha eder, ihya etmez.
Hırs ve tamah yüzünden hayatını doğru dürüst yaşamış kimseye rastlanmadığı gibi ailesine bıraktıklarının da hayrı görülmemiştir.
Açık ve gizli hırs; hırsızlığa, açık ve gizli tamahkârlık ise ahlaksızlığa davetiyedir. Sonuç, kişilerin kendilerinin ve ailelerinin kıyametine çağrıdır.
Hüseyin Öztürk.
RADYO FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net