* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Nefisle Nereye  (Okunma sayısı 7905 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2495
Nefisle Nereye
« : Temmuz 16, 2024, 11:34:28 ÖÖ »


Nefisle nereye

İnsanın nefsi günahı celbeder, günahı keyif, rahatlık gösterir. Çeşitli tutkuların ateşiyle yanan nefs, günahı harman yeri gibi doldurup işler.

İmam Kastalânî Hazretleri, Mevâhib-i Ledünniye adlı eserinde, günah işlerin insanlara ilâhî feyzi ve merhameti kestiğini, kalbi katılaştırdığını ve şeytana uyan insanın azgınlaştığını beyan buyurmuştur. Onun için, isyana giden nefsin tevbe etmesi gerekir.

İlâhî huzura ulaşmak isteyen insanın birinci vazifesi salih amel ve Cenab-ı Hakk’a itaattır. Kişiyi bunlara götüren rehber de ilimdir, bilmektir.

İnsanın lisanını ilmin cevheriyle süslemesi lazım gelir. İlimden, bilmekten maksat nedir?

Hayırla şerri seçmek, dünya ile ahireti tanımak, Rabbini ve nefsi bilmektir. Bu halleri bilen kimse amele geçer ve tevbeye ulaşır.

Günah, kişiyi cehenneme çeken bir kement olduğu gibi, tevbe de insanı Allah’a çeken bir nurdur. İnsan tevbeyi ahlâk-ı hamide haline getirirse, o zaman nefsin sıfatları kaybolur ve kâmil bir hale erişir. Bu yüzden insan önce nefsini bilmelidir.

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, “En büyük düşmanın, iki kaşının arasındaki nefsindir.”

buyurmuştur. Ârifler, nefsin iki büyük başı olduğunu, birinci başının iki kaşımız arasındaki birleşme yeri olup, bununla akla, gözlere, kulak¬lara, kalbe, dile... tesir ettiğini; ikinci başının karında bulunduğunu ve bununla da mideye ve avret yerlerine tesir ettiğini söylemişlerdir.

Yine Rasulullah (s.a.v) Efendimiz: “Ya Rabbi, bana doğru yolu göster. Beni nefsimin şerrinden koru.” demek suretiyle nefsin şerrini bize öğretmiş bulunmaktadır.

Nefsini bilmek, mesela yılanı bilmek gibi değildir. Esas olan yılana sokulmamaktır, nefsi bilmek de onun ayıplarını görüp ahirette kendisini rezil-rüsva edeceğini bilmektir. Fakat nefs kendini gizler, nice çirkin hallerini güzel gösterir. Aynaya bakan çirkin kişinin de kendini beğenmesi gibi, insan kendi amelini nefsinin vasfıyla güzel görür. Yani kendi kusurlarını, ayıplarını bilip teşhis etmek zordur. Onun için nefsin ıslahı tasavvufî hayatın en büyük meselesi olmuştur.

İnsanoğlu iki varlığın ortasındadır. Bu iki varlık melek ve hayvandır. İnsan, hayvandan üstün yaratılmış olmasına rağmen, şehvet, gazap ve çirkin huylarıyla terbiye edilmezse hayvandan daha aşağı düşer. İnsanı insan eden imanı, aklı, ilmi, ibadeti, sadakati, ahde vefası, vakarı, haysiyeti, beşeriyete hizmetidir. Bu saydığımız sıfatları haiz olan insan da melek makamına yaklaşır.

Melekler günah işlemez. Allah’ın emrettiği vazifenin dışına çıkmaz. Kendileri cennet ve cehennem mesuliyeti içerisinde değillerdir. Lezzetleri ibadetlerinin ve vazife-i kudsiyelerinin içindedir. Bizler melek vasfında olmak istersek, ibadet ve taatımızın lezzetine varmamız, bunun yolunu bulmamız lazım gelir.

Alemin yaratılmasından maksat insanın varlığıdır. Bütün mevcudat insanın menfaati için halkedilmiştir. Allahu Tealâ; “Herşeyi insanoğlu için yarattım. İnsanı da kendim için yarattım.” buyurmuş¬tur.

İnsanın üstünlüğü, bedeninin kuvvetli olmasından dolayı değildir. Öyle olsaydı fil ve deve daha üstün olurdu. Bu üstünlük ömrünün uzunluğuna da bağlı değildir. Zira kaplumbağa ve başka bazı hayvanat insandan daha çok yaşar. İnsanın fazileti rütbe, mal ve ziynetle de ilgili değildir. Öyle olsaydı tavus kuşu süslü haliyle insandan üstündür.

İnsanın üstünlüğü, Allah Tealâ’yı tanıyıp, O’nun vahdaniyetine iman etmesindendir. Allah Tealâ’yı bilen kimse çoban bile olsa, çok bilgili ve alimdir. Allah Tealâ’yı bilmeyen kimse de profesör bile olsa, hiçbir şey bilmemiş sayılır.

Dünyadaki her şey, meşru olarak faydalanması için, insanın emrine verilmiştir. Kimisini yeme-içmede, kimisini giyinmede, kimisini koklamada ya da seyretmede istifade edecektir. Fakat bütün bunlar ancak İslâm dairesinde kalmak kaydıyla serbesttir. Bu hususlarda peygamberler, evliya ve ulema yol gösterici olmuşlardır. İnsanoğlu da onların yolundan gitmezse özellikle asrımızda görülen süfli hayata düşer.

Hasılı, nefs ıslah ile her hayırın başı, isyan ile de her şerrin kapısı olmuştur.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hicret Cami ve Ev Merkezli Bir Hayattır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:42:17 ÖÖ]


Bireysel Ahlakta Çözülme Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:26 ÖÖ]


Hicri Yılbaşı Muharrem - Aşure Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:28:08 ÖÖ]


İnsanların Cehenneme Girmesine En Çok Sebep Olan Şey Dilleridir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:20:23 ÖÖ]


İslâm’da Savaşın Meşruiyet Sebepleri Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:12:11 ÖÖ]


İnsan Kazanmak Erdemdir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:03:25 ÖÖ]


Muharrem Ayında Oruç Tutmanın Fazileti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:53 ÖÖ]


En Sevgiliye nUmut Mürare - Müzikleri (Enstrümantal) 320 kpps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:30 ÖS]


Karma Ezgiler 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:36:58 ÖS]


Kibir Özgüven Değildir Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:14:03 ÖÖ]


Ne Gibi Amelle Meşguldün Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:54:41 ÖÖ]


İhlâs Sûresi Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:48:20 ÖÖ]


Hayata İmanın Nuruyla Bakabilmek Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:34:19 ÖÖ]


Dünya Ateşini Ahiret Ateşine Tercih Edenler Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:30:08 ÖÖ]


Tercihlerimiz Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:21:58 ÖÖ]


Güzel Huylarla Bezenmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:18:15 ÖÖ]


İmanın Hayata Yansıması Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:05 ÖÖ]


Cahiliye Toplumu ve İslâm 11 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:48:29 ÖÖ]


Ruhsal Olarak Rahatlayabilmek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:33 ÖÖ]


Farz Allahü Tealanın Açıkça Emrettikleridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:57 ÖÖ]