Gönderen Konu: Hayata Engel Yok  (Okunma sayısı 89 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6018
Hayata Engel Yok
« : Haziran 06, 2022, 07:22:00 ÖÖ »
Hayata Engel Yok

Sıradan bir günde, işiniz için çıktığınız yolda ilerliyorsunuz. Yolunuzda giderken insanların size dikkatle baktığını görüyorsunuz. Hem de bir iki kişi değil. Çok daha fazlası. Kimi uzun uzun bakıp geçerken kimi “vah vah” gibi üzüntü bildiren cümleler kuruyor, yanınızdan geçip duymayacağınızı düşünerek. Bazısı ise gözleri dolarak bakıyor. Hatta bir yerde dursanız sizi dilenci sanıp para verenler bile çıkabiliyor. Biraz daha ilerleyelim ve bir mağazaya girdiğinizi düşünelim. Sizinle sanki duymayacakmışsınız gibi bağırarak konuşanlar mı dersiniz yoksa sizi tanımadan anlamayacağınızı düşünüp basit cümleler kurmaya çalışanlar mı? Sıradan bir gününüzde sıradan bir işinizi yapmak için dışarıya çıktığınızda böyle bir durumla karşılaştığınızı bir düşünün. Tüm bunların yanında bir de önünüze, ilerlemenize imkân vermeyen fiziksel engeller koyulduğunu da ekleyelim. Kulağa nasıl geliyor? Eminim okurken bile pek de iyi hissettirmemiştir. Peki ya bize kötü hissettiren bu durumu sürekli yaşayan insanlar ne yapmalı?

Benim bir ablam var. Doğduğumdan beri benim için aynı olan, normal olan, bir garipliği bulunmayan ama insanlar için farklı görünen bir ablam. Öyle ki insanların ona dikkatle bakmasını çok tuhaf bulurdum küçükken. Çünkü ablamdı o benim. O hep öyleydi. Yürüyemezdi, sol kolunu kullanamazdı ama bu onun normaliydi. Birimizin boyunun kısa, birimizin uzun, birimizin gözünün mavi diğerinin kahverengi olması gibi bir durumdu benim için. Ama büyüdükçe insanların ablamı tuhaf karşılamalarını yadırgamaya ve bu durumdan rahatsız olmaya başladım. Ne var sanki yürüyemiyorsa? Uzun uzun bakıp ablamı rahatsız etmeye ne hakları vardı?

Ablam en büyüğümüzdü. Hiçbir oyunda, yürüyemiyor diye ona torpil yapmadık. Hunharca kapıştık her kardeş gibi. Bunda tuhaf olan ne vardı? Asıl onu oyuna katmamak tuhaflık olmaz mıydı? Ya da acıyıp bilerek yenilmek?

Ablam, 38 yaşında, işletme ve halkla ilişkiler mezunu. Şu an sosyoloji okuyor. Aynı zamanda KPSS’ye hazırlanıyor. Boş zamanlarında kitap okumayı, kanaviçe, etamin işlemeyi çok sever. Ve bunu tam olarak kullanamadığı tek eliyle yapıyor. Tüm bunların yanında evden sorumlu bakan gibidir. Kim, nerede, ne yapıyor, o bilir. Bir şey mi alınacak, o ayarlar. Bir plan yapılacaksa planlar yine ondan sorulur. Kim neyi iyi yapar, kimden ne, nasıl istenir, hepsini bilir.

Herkesin derdiyle dertlenir. Bizim sorumluluğumuz olan şeyleri bile önemseyerek bize destek olur. Çok iyi bir gözlemcidir.

Tüm bunlarla birlikte geçenlerde ablamla konuşurken kendisinin engellilerle ilgili gözlemlediği bir konudan bahsetmek istiyorum: “Bazı anne babalar çocukları engelli olduğu için aşırı hassas davranabiliyorlar. Onların güç yetireceği şeyleri bile kendileri yapıyorlar. Bu durumda o çocuk hiçbir şey yapmıyor, hiçbir şeyden de memnun olmuyor. zira başarma duygusunu tadamıyor. Tamamen aileye bağımlı yaşıyor. En ufak bir isteği gerçekleşmediğinde ise psikolojisi bozuluyor, mutsuz oluyor. Aslında normal çocuklar nasıl yetiştirilirse o şekilde olmalı. Ama engelli birey için olağan dışı davranılması çok doğru değil. Elbette ki ihtiyacı olduğu yerde yardım edilmeli, desteklenmeli, yönlendirilmeli. Ama kendi başına yapabileceği şeyleri başarmasına izin verilmeli.”

Tam olarak kendisinin ifade ettiği gibi normal davranmak gerek. Sizin onlara gösterdiğiniz iyi niyetli “anormal” iyilikler belki de gerçekten iyilik olmayabilir. En yakından şahit olan biri olarak ve bizzat ablamın sözlerinden yola çıkarak söyleyebilirim ki onlar, her şeyi yardım alarak yapmayı sevmiyorlar. Bizden istedikleri şey, onların işlerini yapmamız değil, yapabilecekleri şeyleri yapmaları konusunda onlara destek olmamız. Bir insanın kendi işini kendi yapması en büyük imkânlardan biri ve bunu onların elinden almak onlara haksızlık olacaktır. Mesela elektrikli sandalye ile dışarı çıkan bir engelli için yapabileceğiniz en güzel şey, arabasını itmek değil, yolları açmak ve yolları yardım almadan gidebileceği şekilde düzenlemektir.

Kısacası onlara destek olmakla birlikte, engel olmamak gerek.

 


* BENZER KONULAR

Dünya Klasikleri - Serdar Yıldırım Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:49:41 ÖS]


Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:42:55 ÖS]


İbrahim Sadri - Memleket Havalar 320 + Wav - ŞİİR ALBÜM Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 11:16:38 ÖS]


Sedat Uçan - Albümdışı & Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 04:02:08 ÖS]


Cengiz Çelikel Albümleri 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 03:44:42 ÖS]


Merhamet İhtiyacı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:37:25 ÖÖ]


Korku ve Ümit Arasında Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:33:19 ÖÖ]


Konuşmak Susmak ve Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:29:32 ÖÖ]


Fitne Ateşinden Kaçmak Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:24:49 ÖÖ]


İyiliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:20:01 ÖÖ]


Zulümden Uzak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 07:02:45 ÖÖ]


Dosdoğru Yolun Dört Zırhı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:55:39 ÖÖ]


Cennetin Anahtarı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:51:53 ÖÖ]


Haccın Verdiği Şuuru Taşıyalım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:43:19 ÖÖ]


Vücutta Kapanmayan Yaralar Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:35:23 ÖÖ]


Modern İnsanın Zaman Kafesi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:27:14 ÖS]


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:22:58 ÖS]


Çocuklara İbadet Billinci Kazandırmanın Önemi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:13:58 ÖS]


Evlilikte Proplerimizi Nasıl Çözeriz Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:06:14 ÖS]


Otizim ve Beslenme Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 02:58:09 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41