Gönderen Konu: Hayata Engel Yok  (Okunma sayısı 63 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5783
Hayata Engel Yok
« : Haziran 06, 2022, 07:22:00 ÖÖ »
Hayata Engel Yok

Sıradan bir günde, işiniz için çıktığınız yolda ilerliyorsunuz. Yolunuzda giderken insanların size dikkatle baktığını görüyorsunuz. Hem de bir iki kişi değil. Çok daha fazlası. Kimi uzun uzun bakıp geçerken kimi “vah vah” gibi üzüntü bildiren cümleler kuruyor, yanınızdan geçip duymayacağınızı düşünerek. Bazısı ise gözleri dolarak bakıyor. Hatta bir yerde dursanız sizi dilenci sanıp para verenler bile çıkabiliyor. Biraz daha ilerleyelim ve bir mağazaya girdiğinizi düşünelim. Sizinle sanki duymayacakmışsınız gibi bağırarak konuşanlar mı dersiniz yoksa sizi tanımadan anlamayacağınızı düşünüp basit cümleler kurmaya çalışanlar mı? Sıradan bir gününüzde sıradan bir işinizi yapmak için dışarıya çıktığınızda böyle bir durumla karşılaştığınızı bir düşünün. Tüm bunların yanında bir de önünüze, ilerlemenize imkân vermeyen fiziksel engeller koyulduğunu da ekleyelim. Kulağa nasıl geliyor? Eminim okurken bile pek de iyi hissettirmemiştir. Peki ya bize kötü hissettiren bu durumu sürekli yaşayan insanlar ne yapmalı?

Benim bir ablam var. Doğduğumdan beri benim için aynı olan, normal olan, bir garipliği bulunmayan ama insanlar için farklı görünen bir ablam. Öyle ki insanların ona dikkatle bakmasını çok tuhaf bulurdum küçükken. Çünkü ablamdı o benim. O hep öyleydi. Yürüyemezdi, sol kolunu kullanamazdı ama bu onun normaliydi. Birimizin boyunun kısa, birimizin uzun, birimizin gözünün mavi diğerinin kahverengi olması gibi bir durumdu benim için. Ama büyüdükçe insanların ablamı tuhaf karşılamalarını yadırgamaya ve bu durumdan rahatsız olmaya başladım. Ne var sanki yürüyemiyorsa? Uzun uzun bakıp ablamı rahatsız etmeye ne hakları vardı?

Ablam en büyüğümüzdü. Hiçbir oyunda, yürüyemiyor diye ona torpil yapmadık. Hunharca kapıştık her kardeş gibi. Bunda tuhaf olan ne vardı? Asıl onu oyuna katmamak tuhaflık olmaz mıydı? Ya da acıyıp bilerek yenilmek?

Ablam, 38 yaşında, işletme ve halkla ilişkiler mezunu. Şu an sosyoloji okuyor. Aynı zamanda KPSS’ye hazırlanıyor. Boş zamanlarında kitap okumayı, kanaviçe, etamin işlemeyi çok sever. Ve bunu tam olarak kullanamadığı tek eliyle yapıyor. Tüm bunların yanında evden sorumlu bakan gibidir. Kim, nerede, ne yapıyor, o bilir. Bir şey mi alınacak, o ayarlar. Bir plan yapılacaksa planlar yine ondan sorulur. Kim neyi iyi yapar, kimden ne, nasıl istenir, hepsini bilir.

Herkesin derdiyle dertlenir. Bizim sorumluluğumuz olan şeyleri bile önemseyerek bize destek olur. Çok iyi bir gözlemcidir.

Tüm bunlarla birlikte geçenlerde ablamla konuşurken kendisinin engellilerle ilgili gözlemlediği bir konudan bahsetmek istiyorum: “Bazı anne babalar çocukları engelli olduğu için aşırı hassas davranabiliyorlar. Onların güç yetireceği şeyleri bile kendileri yapıyorlar. Bu durumda o çocuk hiçbir şey yapmıyor, hiçbir şeyden de memnun olmuyor. zira başarma duygusunu tadamıyor. Tamamen aileye bağımlı yaşıyor. En ufak bir isteği gerçekleşmediğinde ise psikolojisi bozuluyor, mutsuz oluyor. Aslında normal çocuklar nasıl yetiştirilirse o şekilde olmalı. Ama engelli birey için olağan dışı davranılması çok doğru değil. Elbette ki ihtiyacı olduğu yerde yardım edilmeli, desteklenmeli, yönlendirilmeli. Ama kendi başına yapabileceği şeyleri başarmasına izin verilmeli.”

Tam olarak kendisinin ifade ettiği gibi normal davranmak gerek. Sizin onlara gösterdiğiniz iyi niyetli “anormal” iyilikler belki de gerçekten iyilik olmayabilir. En yakından şahit olan biri olarak ve bizzat ablamın sözlerinden yola çıkarak söyleyebilirim ki onlar, her şeyi yardım alarak yapmayı sevmiyorlar. Bizden istedikleri şey, onların işlerini yapmamız değil, yapabilecekleri şeyleri yapmaları konusunda onlara destek olmamız. Bir insanın kendi işini kendi yapması en büyük imkânlardan biri ve bunu onların elinden almak onlara haksızlık olacaktır. Mesela elektrikli sandalye ile dışarı çıkan bir engelli için yapabileceğiniz en güzel şey, arabasını itmek değil, yolları açmak ve yolları yardım almadan gidebileceği şekilde düzenlemektir.

Kısacası onlara destek olmakla birlikte, engel olmamak gerek.

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41