Yine Hayatın İçinden
-Biz kendi doğrularımızı korumaya çalışmalıyız, başkalarının yanlışlarını deşifreye değil. İhtiyaç olduğunda ikincisi de yapılabilir. Fakat birincisi gerçekleşmediği sürece, ikinci tür gayretlerin hiçbir anlamı yoktur.
-Az amel ile çok şey kazanmak, kazanmanın çok zor olduğu zamanlara özgüdür. Günümüzde İslam’ı yaşamak oldukça zor, kazancı de o nispette büyüktür.
- Şefkat elini uzat, sevgi dilini kullan; ve başkaları için yaşamayı meslek, bağışlamayı meşrep edin…
- Nedamet, pişmanlık, tövbe fırsatı herkese, her günah için vardır. Önemli olan fırsattan yararlanmaktır.
- Sır saklamak, en zor sanattır.
- Ehil olmayanın yanında susmak, her zaman konuşmaktan daha iyidir.
- Sevginin silahı yine sevgidir. Onun olduğu yerde başka silaha lüzum yoktur.
- Sevgi ve düşmanlık hakiki manada ve bir anda aynı kalpte bulunamaz. Eğer bulunuyorsa, ikisinden birisi yalandır.
-Sevgiye sevgi, düşmanlığa düşmanlık, nefrete nefret, kine kin… Bütün kötülükleri imha ile iyilikleri ihyanın en kestirme yolu budur bilin…
-Dostunuzun dostunun dostluğuna güvenebilirsiniz, isterseniz deneyin. Fakat sakın düşmanınızın düşmanının dostluğuna güveneyim, demeyin.
- İstiğna, gururu değil onuru besler. Keşke bu tür beslenmemiz hiç kesilmese…
- “Nasılsanız, öyle idare olunursunuz” hakikati, nasıl idare olunmak istiyorsanız öyle olun, uyarısını da içerir. İyilik iyiliğe, kötülük ise kötülüğe davetiyedir.
- Bize kötülük eden kendimiz olmadıkça, başkasının kötülüğü ya hiç zarar vermez, ya da zararı çok az olur…
- Sebeplerin bittiği, tükendiği anı fırsat bilmelisin. Sebepleri elinde tutan Zat’a yöneleceğin en kıymetli an olduğu için…
- İhtiyaç talebi şiddetlendirir. Zaruret istemeyi devamlı kılar. Hem ihtiyaç, hem zaruret insanı ıstırari talebe sevk eder. Bir talep ki, ıstırar derecesine gelmiştir ve verilmesi mümkün şeylerdendir. Rahmet-i ilahinin böyle bir talebe cevap vermesi yüce ve yüksek adetlerindendir. Öncelikli şart, talebin ıstırar haine gelmesi ve istemenin bu boyutta gerçekleşmesidir.
- “İnsanlara akılları ölçüsünde konuşun” Hadis-i Şerifinin buyruğu üzerine günümüzün irşat ve tebliği, günümüz insanının akıl seviyesine göre yapılmalıdır. Günümüz insanının, pek çok şeye, geçmiş dönem insanlarından çok erken uyandığı malumdur. Onlara anlatılacaklar da bu realiteye uygun anlatılmalıdır.
- Mademki bu dünyaya imtihan olunmak için geldik. Lütuf da hoştur kahır da. Hangisi gelse kabulümüz olmalıdır.
-Her ne kadar ecel gelmeden ölmek imkansız ise de, yalanla, doğrudan ayrılmakla ölmüş bulunmak çok vakidir.
- Nasihat Allah için olursa, diğer eksiklikler de giderilir ve nasihat tesir eder. Halbuki, nasihatin bütün unsurları bulunsa (İlim, hikmet, güzel anlatım gibi) fakat Allah için olması eksik olsa, nasihat tesir etmez ya da tesiri kısa süreli ve geçici olur.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
