www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İnsan ve Hayat => Konuyu başlatan: fanidunya - Mart 24, 2021, 09:51:10 ÖÖ

Başlık: Yolculuk Nereye
Gönderen: fanidunya - Mart 24, 2021, 09:51:10 ÖÖ
Yolculuk Nereye
   
Binbir çeşit yolculuk çeşidi ve sebebi vardır. Ve bütün yolculuklar, günü geldiğinde biterek, ikinci ve sonsuz yolculuk başlar.

Tabi burada esas olan ikinci yolculuktur. Bu yolculuğa inanmak için sonsuz bir hayatın olduğuna iman etmek ve gereklerini yerine getirmek şarttır.

Belki o zaman “Yolculuk Nereye” sorusunun anlamı olabilir. Bu şarta rağmen “Yolculuk Nereye” sorusunu kendimize sorma yürekliliğini gösterebilir miyiz acaba?

İnansak da inanmasak da pekâlâ bilmekteyiz ki, nihai yolculuğun sonuna doğru ömrümüz akıp gitmektedir.

Peki, akışı durdurmanın imkânsızlığı karşısında ne kadar aciz kaldığımızı kendimize itiraf edebiliyor muyuz? 

Maalesef, haz ve hız çağına yetişebilmek için maddi-manevi her şeyimizi harap ettiğimizi göremiyoruz. Oysa ruhi ve bedeni olarak hasarımız sürekli çoğalmakta.

Zorunlu ve mecburi yön levhası gibi belli istikamete giden yolculuğun sonunda, -inananlar için tabi- iki istasyon vardır. “Cennet-Cehennem’.

Bu iki istasyonda konaklama hakkı insanların iradelerine verilmiştir. Kim hangi istasyonda konaklamak istiyorsa, bu dünyadaki amellerini ona göre işleyerek tercihini yapmaktadır.

Yolculukta sorular bitmez.

Mesela dünyalıklarımıza dair yolculuğumuza gösterdiğimiz hassasiyetlerin aynısını, ebedi ve mutlak olan yolculuğumuz için gösterebiliyor muyuz?

Hangi yolculuğa yatırım yapmalıyız? Bu dünyaya mı yoksa ebedi âleme mi?

Sorunun cevabını kim hangi istasyonda konaklamak istiyorsa ona göre cevap verebilir.

Hadsizlik edip bir şey söylemek yerine, sözlerinin kime ait olduğunu bilmediğim şu iki mısraı paylaşalım:

“Eskiden beridir insanlar şu dünyaya gönül verdiler,

Hiçbiri ona sahip olamadı, hepsi de çekip gittiler!

Bu dünyanın en çok sevdiği insan, gaflette olan kişidir. Gaflet ikinci ve sonsuz yolculuğun önündeki engellerden birisidir.

Gaflete düşmemizde pek çok yardımcımız ve destekçimiz vardır. Gaflet sarhoşluğu, hakikatlerin önünü kesen eşkıyalıktır ve bizler bu eşkıyalığa kapı aralayarak, dünya yolculuğumuzun tadını çıkarmaya bakarız.

Sonsuz yolculuğa inananlar, bir imtihan salonu olan bu dünyada “yapıp ettikleriyle”, “yaptırıp ettirdiklerinin” hesabını zerre zerre vereceğine iman eder.

İnanmayanlar veya idrak edemeyenler için bir diyeceğimiz olamaz elbet.

Yalnız şahsım da başta olmak üzere, benim gibi inandığını iddia edenler, gerçekten sadece inanıyor ve inandıklarımızı amel haline getirebiliyor muyuz?

Açıkçası soruya cevap verme cüreti gösteremediğimi beyan edeyim.

Malum hikâyedeki karıncanın hac yolculuğu meselini boyun bükerek hatırlatıp, cılız bir şekilde; “O yolda yürümeye gayret ediyoruz” gibi bir şeyler mırıldanabilirim.

Ezcümle:

Aklıselim sahibi her insan için bu dünya sadece geçilmesi gereken bir köprüden ibarettir. Köprüden son çıkış sonsuz âlemedir.

O yüzden kimlerle hangi kervandayız bilelim. Kervandaki yükleri ve arkadaşlarımızı her fırsatta gözden geçirip, neyimiz var neyimiz yok kontrol etmeliyiz.